Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Kimya ve Metalurji Fakültesi Dekanı ve Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Sağdıç, dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını sürecinde gıda ürünlerinde dikkat edilmesi gereken hususları, AA muhabirine değerlendirdi.
Koronavirüsün ancak hasta insanların temasıyla gıdaya geçebileceğini aktaran Sağdıç, bulaşma kaynağının gıdalarla ilgili olmadığını, hasta kişinin temasta bulunduğu gıda ürünlerinin ağza, göze ve burna teması neticesinde hastalığın geçebileceğini söyledi.
Sağdıç, koronavirüsün dayanıklı bir virüs olmadığını ifade ederek, gıdalara temas etse bile virüsün pişirme sıcaklığında öldüğünü vurguladı.
"Fasulye ve nohut gibi bakliyatı pişirerek tüketiyoruz. Açıkta satılsa bile onları alıp pişirdiğinizde virüs ölüyor. Yani sindirim sistemiyle zaten geçişi yok." diyen Osman Sağdıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gıdalarla geçişinden söz etmemiz de mümkün değil. Burada önemli noktalardan biri ambalajların kontamine olması. Yani hasta insanların ambalajlar üzerine temas etmesi ve onun da eline, gözüne, burnuna ve ağzına götürmesiyle oluşabiliyor. Marketler dezenfekte ediliyor ancak farklı insanlar girip çıktığı için ambalajlı gıdaları eve getirdiğimizde, müsait bir yerde temas etmeden mutlaka en az 3 saat kadar bekletmemiz lazım. Sonra ambalajın üstü mümkünse yıkanıp silinebilir. Ardından elimizi mutlaka sabunlu bol suyla yıkamamız gerekiyor."
Sağdıç, pazarda ve diğer yerlerde açıkta satılan dondurma, bisküvi, lokum gibi gıdalar pişirilemediği için bu süreçte risk içerebildiğini ve bu gıdalardan uzak durmak gerektiğini anlattı.
Sirkeli suyun evlerde çok kullanılan bir gıda dezenfektanı olduğuna değinen Sağdıç, şu bilgileri verdi:
"Gıda birincil bulaşma kaynağı değil ama ikincil bir kaynak. Bu da temas yoluyla olur. Çiğ tüketilen gıdalar insan patojenleri açısından bizim için risk faktörüdür. Çiğ ürünleri, meyve-sebzeyi ve özellikle salata malzemelerini sirkeli ya da gıda dezenfektanı içeren ozon veya klorlu bol suyla yıkamak gerekiyor. Özellikle gıdaları temizlemek için diğer kimyasal el dezenfektanları kesinlikle uygun değil, zehirleyebilir."
"Gıdaların güvenilir, bilinen yerlerden alınması önemli"
Prof. Dr. Sağdıç, ekmeğin de fırında temizliğe dikkat edilerek, eldiven takılıp pakete konularak müşteriye verildiğinde risk olmadığını dile getirerek, ekmeğin açıkta satıldığı yerlerde temasa maruz kalmasının riskli olabileceğini belirtti.
Gıdaların hijyene dikkat edilmeden üretildiğinde ambalaja girse de risk oluşturabileceğinin altını çizen Sağdıç, şu uyarılarda bulundu:
"O nedenle güvenilir, bilinen yerlerden alınması önemli. Açıkta satılan, hasta insanların teması ve yakınından geçmesiyle kontamine olan ve pişirilmeden tüketilen her türlü gıda, şu anda risk durumunda. Pazarda açıkta satılan, baharatlar, bitkisel çaylar, lokum, şekerlemeler gibi gıda ürünleri, doğrudan tüketildiği için risk. Et ve balık ürünleri de pişirildiği için bunlarda herhangi bir sıkıntı yok. Taşıdığımız ambalajlarda virüs olsa bile ambalajı ilk getirdiğimizde bekleterek, elimizi sabunla iyice yıkayarak ve ambalajdaki ürünleri en az 70-80 derecede pişirdiğimizde virüs ölüyor."