Başkanlık seçimleri öncesinde en çok tartışılan konuydu. ‘Çıktı çıkacak’ derken, hatta Cumhur İttifakı’nın ortağı Devlet Bahçeli’nin hastanede Alaaddin Çakıcı’yı ziyaretiyle zirve yapan ‘AF’ konusu; hala hem güncelliğini, hem de ‘muamma’ lığını koruyor.
Her ne kadar Devlet Bahçeli, ‘Biz sözümüzün arkasındayız. ‘ deyip, kanun teklifini Ekim ayında açılacak TBMM gündemine getireceklerini açıklasa da, Ak Parti hala daha af konusuna mesafesini koruyor.
Öte yandan ‘sınırları belirlenmiş bir ‘af’ fın bile Anayasa Mahkemesi yolunun açık olması nedeniyle, birden ‘genel af’fa dönüşmesi ihtimali de, af konusuna herkesi mesafeli tutuyor.
Son kararı elbette TBMM verecek. Ancak bugün itibarıyla tabloya baktığımızda; MHP- CHP- İYİ Parti ve hatta HDP ‘af’ta aynı safta yer alırken, (TBMM’de kararını değiştirmezse) Ak Parti tek başına görünüyor.
Bu şartlarda değerlendirme yaparsak, affın bir siyasi bir de ekonomik sonuçları kaçınılmaz görünüyor. Bugün siyasi ayağını yazacağım. Ekonomik ayağına yarın değineceğim.
Peki aslında ‘AF’ta, bu tabloda siyasi tarafta neler olabilir?
Ak Parti ile Devlet Bahçeli ‘AF’ konusunda konsensüs sağlayamazsa, Cumhur İttfakı’ ında ilk ve oldukça önemli bir çatlak oluşabilir. Kapalı kapılar ardında belediye seçimleri öncesinde ittifaklar ve dengeler bıçak sırtı ilerlerken; ittifakın bozulması halinde hem Ak parti, hem de MHP bazı belediyeleri muhalefete kaptırabilir. Çünkü bazı belediyelerde en iyi adaylar gösterilse bile, MHP ve Ak Parti’nin son seçimlerde aldığı blok oy çok önemli durumda. Bu blok oyun tek adaya gitmesi halinde seçim kazanacak, gitmemesi halinde kaybedilecek belediyeler var.
Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin, ‘af’ konusunda gerginlik yaşaması halinde, ( her ne kadar kulislerde devreye İYİ Parti ve Meral Akşener’in girebileceği konuşulsa da) MHP’nin İYİ Parti’deki vekilleri transferi ve yeni istifaların olmasıyla birlikte, yeni bir siyasi tablo oluşturabilecek gibi gözüküyor.
Öte yandan uzun zamandır İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in (kulislerde Başkan Yardımcısı olacağı olasılığı ile Akşener’in ) İYİ Parti’yi iktidara taşıyabileceği ve bu nedenle de milletvekillerinin istifalarının da önüne geçilebileceği de kulislerin bir başka konusu. Nitekim son 30 Ağustos Resepsiyonuna hem önceki başbakanlardan Tansu Çiller’in, hem de İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in katılması, bu yöndeki kulisleri de tekrar hareketlendirdi.
Tabii tüm bunların yanında, af ile oluşan beklenti ve bunun sosyolojik boyutları da ayrıca değerlendirilmesi gereken önemli konular.
Hal böyle olunca kim kimi affedecek ve kim kimi affettirecek tartışması bir süre daha devam edeceğe benziyor. Bu nedenle de tam da bu noktada Müslümanların ‘AF’ ve bağışlanma ile ilgili en önemli gecesi olan Berat Gecesi’nde Peygamberİmizin Ayşe Annemize öğrettiği duayı yazının başlığına koymak gerekir diye düşündüm. Çünkü Müslüman bağışlayandır. Ve onların inandığı Allah ve Peygamber her şeyi ve kulunu bağışlayandır.
Vağfü annâ ,yâ rahıym. Vağfü annâ, yâ kerîm. Vağfirlenâ, zünûbena, bi fadlike ve cûdike ve keramike yâ ekramel ekramiyn. Ve yâ erhamer râhımîn.
Vel-hamdü lillâhi rabbil âlemîn.
Bu dua Peygamber Efendimizin ‘Berat Gecesi’nde Ayşe annemize söylediği duadır. Ve anlamı şöyledir:
Allahım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, bizleri de affet.
Ne diyelim herkesi Allah affetsin o zaman!!!