Bu haftaki konuğumuz P. Komando Mustafa Boz
Değerli Mustafa Kardeşim. Öncelikle yapmış olduğun eşi olmayan vatan kahramanı kınalı kuzularımızın adını yaşattığın için teşekkür ederim. Her zaman senin doğru ve güzel işler yaptığını her yerde savunmuşumdur. Her zaman da yanındayım. Daha önceden yaptığın canlı yayınlarda olduğum gibi. Nuray Başaran hanımefendi ve Levent Demir Abimize sevgilerimi saygılarımı sunarım.
Benim hikâyemin sadece özeti 60 küsur operasyona çıktım. 40'a yakın çatışma gördüm. Ben görevimi Al bayrak sevgisi, vatan toprak sevgisi, istiklal marşı sevgisi ve ALLAH için yaptım.
ALLAH için görev yapan ölürse görevi başında şehit, ölmeden vazifesini bitirir evine gelirse zaten gazidir. Bu Türkiye’nin örf ve adetlerindendir. Varsın bürokrasi benim vatan sevgimi yaralarım gibi ölçmesin.
ALLAH biliyor ya o yeter kardeşim.
İnsanın zoruna giden bürokrasinin ülkemizin örf ve âdetini tanımaması,1053 nizamnameyi bakanlar kurulu yazmış meclisten geçerek yasalaşmamış, kanunlaşmamış bir düzenlemeyi sürekli önümüze kanun gibi koyarak haklarımızı gasp etmeleri. Vatanını sevmeyenlerle dağlarda girdikleri mağaralarına kadar mücadele ettik, yetmedi demek ki kamudaki vatanını sevmeyenlerle de silahsız mücadelemiz devam edeceğini hiç aklıma bile gelmedi.
Kısaca bende kendimi tanıtayım. Tarihin sayfalarına adımızı yazdıralım. Şimdi tozlu arşivlerde adımız var ama arşivdeki vatan kahramanından kimin haberi var.
Adım Mustafa Boz, Bolu komando tugayı 4. Tabur 10. bölükte askerlik yaptım.
Hakkâri Çukurca da girdiğimiz bir çatışmada bacağımdan yaralandım 6 saat arazide yaralı ve çatışmanın içinde kaldım o araziden arkadaşlarımın sırtında sedyeyle çıktım. helikopter beni aldı fakat bir kaç dk. Sonra başka bir tepeye indi.
Tabur karargâh bölüğünden bir arkadaşım mayına basmış her tarafı param parça olan Asker arkadaşıma bakıp kendimi kaybetmişim. Bedeni paramparça olan arkadaşımla beraber Hakkâri 30 yataklı hastaneye kaldırıldık.
Arkadaşım şehit olmuştu. Artık kolu bir yerde bacağı başka yerde helikopter Hastane bahçesine indi.
Sedyelerle içeri taşındık. Benim bacağımı hemen alçıya aldılar çekilen filmler, mr, röntgen derken bacağımda kemikler parçalanmış, ameliyat için Van 100 yataklı askeri hastaneye helikopterle sevk edildim.
Van asker hastanesinde bu ameliyatı yapamadıkları için Van yüzüncü yıl üniversitesine sev edildim. Gün boyunca sedye üzerinde boş yatak aradılar ve sonunda beni yeni boşalan bir yere yatırdılar. Çilem bununla da bitmedi. Esas çilem ölene kadar sürecek çilem bundan sonra başladı.
18 gün bacağıma bir ağırlık bağlayıp ameliyat gününü bekledim aileme haber vermemiştim. Nasılsa doğudayım Zaten telefon olmadığından iki ayda bir arıyordum ve günlerim hep operasyonda geçiyordu.
Velhasıl ameliyat günü geldi elime bir reçete verdiler bunları al diye içinde platin ve ameliyat malzemeleri, dedim bunu bana niye veriyorsunuz? Askeri hastaneyi arayın, bir şeyler yapın diye söylendim. Ama nafile.
Tabur komutanım yanıma bir asker arkadaşımı bırakmıştı. Sağ olsun.
Asker arkadaşıma dedim ki git bu reçeteyi askeri hastaneden karşıla. Arkadaş gitti geldi ilgili kimseyi bulamamış o günün parası 5 milyon param vardı hepsini arkadaşa verdim ve malzemeleri aldı geldi.
4 ameliyat oldum o gün Ertesi gün bana yatağı boşalt dediler şaşırdım. Daha narkozun etkisi üzerimde, dedim ben nereye gideyim.
Van askeri hastaneyi arayın da beni alsın? Onda da bir ilgilenen olmadı.
Lanet olsun deyip arkadaşa bir taksi tutmasını söyledim taksiyle askeri hastaneye gittim. Giderken fenalaştım ve beni hemen yoğun bakım bölümüne yatırdılar daha sonrasında 15 gün burada kaldım.
Heyet için bekledim en sonunda bana dediler ki sen heyeti boşuna beklemişsin ameliyat olduğum hastane bana iki ay hava değişimi vermiş gidebilirsin.
O anda param olmadığı için babamı arayıp bana biraz para göndermesini istedim sağ olsun gönderdi. Neyse bu sürenin sonunda hava değişimi bitti ve birliğime koltuk değneğiyle teslim oldum. Tekrar Ankara mevki hastanesinden 20 gün daha rapor alıp geriye kalan bir ay kadar zamanımı birlikte geçirdim ve terhis oldum.
Hikâyem burada bitmedi sivil bir hastane raporunu Kara Kuvvetleri Komutanlığı kabul etmedi ve benden kati sağlık raporu istendi. uzun uğraşlar sonucunda Haydarpaşa G.A.T.A .dan rapor aldım. 120 gün iş gücü kaybı olmuştur, askerliğe elverişlidir, komando olamaz, raporuyla karşılaştım ne anlama geldiğini yıllar sonra anladım.
Yaralandıktan iki yıl sonra 1800 TL tazminat aldım. Fakat beni yaralayan terör kurşunundan daha çok uğruna canımızı vereceğimiz devletimizin beni ve benim gibi hikâyesi olan arkadaşlara gazilik unvanının verilmemesi yıkmıştır.
Ben o unvanı hak ettiğime inanıyorum teröristlerle defalarca çatışmaya girmiş birisi olarak.
Saygılarımla
Bolu P. Komando Mustafa BOZ