İSTANBUL (AA) - Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Öğretim Üyesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Engin Çekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, herhangi bir hareket olmamasına rağmen kişinin kendisinin, etrafındakilerin ya da her ikisinin birden döndüğünü hissetmesi olarak tanımladığı vertigoda, sanal bir dairesel hareketin söz konusu olduğunu ifade etti.
Bu durumun hareket hissini algılamayı sağlayan farklı organların yanılsaması sonucunda ortaya çıktığını aktaran Çekin, baş dönmesi ifadesinin tüm vertigo durumlarını kapsamasına karşın, tüm baş dönmelerinin vertigo olarak sınıflanamayacağını kaydetti.
Çekin, toplumda baş dönmesinin neredeyse her durumda kullanılan çok geniş kapsamlı bir durumu ifade ettiğini vurgulayarak, "Vertigoya çoğunlukla denge kaybı, bulantı ve kusma şikayetleri de eşlik eder ancak bilinç kaybı söz konusu değildir. Doktor muayenesinde hemen hemen her zaman tıp dilinde 'nistagmus' olarak adlandırılan istemsiz göz hareketleri saptanır." diye konuştu.
Hastalığın hafif ya da çok şiddetli olabileceği gibi, ortaya çıkışının da hızlı veya yavaş yavaş görülebildiği, ayrıca birçok farklı şikayetin de vertigoya eşlik edebileceğini dile getiren Çekin, şu bilgileri verdi:
"Genel olarak bir değerlendirme yapacak olursak, hızlı gelişen vertigonun çoğunlukla nispeten daha önemsiz hastalıklardan; yavaş gelişenlerin ise sinsi gelişen ve önemli olabilecek hastalıklardan kaynaklanma olasılığı yüksektir. Sebeplerine göre ise vertigoyu temel olarak santral (merkezi) ve periferik (çevresel) olmak üzere iki ana sınıfta incelemek uygun olur. Hastaneye vertigo şikayetiyle başvuran hastaların büyük bir çoğunluğunda periferik vertigo, bunların büyük çoğunluğunda da halk arasında kulakta kristallerin oynaması olarak bilinen Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV) mevcuttur.
BPPV'nin birçok tipi mevcuttur ve hayatı tehdit eden bir durum söz konusu olmamasına rağmen ani gelişen bir vertigoyla beraber kişi kendisini çok kötü hisseder. Aşırı bulantı, kusmanın eşlik edebileceği kötü hissetme halinin yol açtığı panik durumu tansiyon yükselmesi ve aşırı terleme gibi başka semptomlara da yol açabilir. Böyle durumlarda neyin neye yol açtığını bulmak zor olduğundan kişinin panik durumu daha da artar. Bunlara ilave olarak çınlama, kulakta dolgunluk veya işitme kaybı gibi işitmeye ilişkin şikayetler de vertigoya eşlik edebilir."
"Önemli olan doğru tanı"
Çekin, santral vertigoda ise genel olarak tablonun aynı durumun biraz daha sakin hali olmasına rağmen, sebebin daha önemli bir hastalık olabileceğini ve altta yatan vasküler-nörolojik sebepleri özellikle sorgulamak gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bu duruma eşlik eden belirtiler de daha ciddidir. Kuvvet, his kaybı, konuşma bozukluğu, bilinç bulanıklığı, felç gibi şikayetler eş zamanlı olarak ya da vertigo öncesinde veya sonrasında ortaya çıkabilir. Çoğunlukla işitmeye ilişkin bir şikayet ya da bulgu yoktur. Kişinin kendi kendine bu konudaki ayırıcı tanıları gözden geçirmesi mümkün olmadığından en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurması gereklidir. Tanı için basit bir manevra yeterli olabileceği gibi kapsamlı işitme testleri, bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme gibi ileri yöntemlere de başvurmak gerekebilir."
Periferik vertigo sebeplerinin tedavisinin kulak burun boğaz hastalıkları uzmanlarınca yapıldığına işaret eden Çekin, santral vertigo sebeplerinin tedavisinde ise nöroloji uzmanları başta olmak üzere diğer birçok uzmanlık alanının rol alabildiğini aktardı.
Çekin, altta yatan sebebe göre tedavinin planlandığını dile getirerek, "BPPV tiplerinde uzman hekimin uygulayacağı bir manevra mucizevi bir düzelme sağlayabilirken, enfeksiyonlar ve damarsal bozukluklar daha kapsamlı tedaviler gerektirebilir. Sonuç olarak ne şekilde ortaya çıkarsa çıksın vertigo bir hekim tarafından değerlendirilmesi gereken önemli bir semptomdur ve tedavisinde birçok uzmanlık alanına ihtiyaç duyulabilir. Tedavi bazen çok basit ve kısa sürelidir bazen de birtakım yaşam değişiklikleri ve tedbirlere ilaveten sabır gerektirir. Önemli olan doğru tanı konulması ve tedavinin öngörüldüğü şekilde uygulanmasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Muhabir: Hatice Şenses Kurukız