Konuya girmeden önce aklıma Tevfik Fikret’in Yağma Sofrası şiirinin ilk dizeleri düştü.
“Bu sofracık, efendiler – ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor – bu milletin hayatıdır;
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır…
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin”
Ülkemizde bugün olanlara şöyle derinlemesine göz attığımızda 100 yıl önce yazılmış bu şiirin birebir günümüzü anlattığı görülür.
İşte size 21.yüzyıl yağmasının ayrıntıları
Türkiye'de; Kamu İktisadi Teşebbüsleri 233 sayılı Kanun Hükmüne Kararname hükümlerine göre iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermektedirler. Sermayelerinin tamamı devlete aittir.
Kamu İktisadi Teşebbüslerinin istihdam şekilleri ise 399 sayılı Kanun Hükmüne Kararname ile belirlenmiştir. Söz konusu KHK'nın 3/b maddesinde "…..teşebbüs ve bağlı ortaklıkların genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken asli ve sürekli görevleri; genel müdür, genel müdür yardımcısı,teftiş kurulu başkanı, kurul ve daire başkanları, şube müdürleri ile 1 sayılı kadro cetvelinde yer alan personel eliyle gördürülür.
Bunlar hakkında bu KHK'de belirtilen hükümler dışında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır" denilmektedir.
Kendilerine özel mevzuatla yönetilen BOTAŞ ve TPAO'da genel müdür maaş 15.227,00 TL'den İller Bankasında ise 13.557,00 TL'den yüksek olamayacağı 11 Nisan 2020 tarih ve 31096 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 10/04/2020 tarih ve 2393 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararının 3/b ve c maddesi ile hükme bağlanmıştır.
Yine aynı kararın 4/2. maddesi ile "özelleştirme kapsam ve programında bulunup kamu payı %50'nin üzerinde olan kuruluşlar dahil kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının yönetim kurulu üyelerine 3.335,00 TL, yönetim kurulu başkanına bu ücretin iki katı, bağlı ortaklık denetçilerine yönetim kurulu üyeleri için belirlenen ücretin 3/4'ü tutarında net aylık ücret verileceği" belirlenmiştir.
Yukarıda zikredilen kurum ve kuruluşlar sermayeleri kamuya ait ve ticari esaslara göre faaliyet gösteren devasa ekonomik teşebbüsleridir.
Türkiye'nin ekonomik hayatında bunlarla mukayese edilemeyecek ölçütlerde bir de Belediye İktisadi Teşebbüsleri vardır. Bu belediye şirketleri kamu kaynağı kullanmalarına rağmen yönetimin teşekkülünden ücret politikasına kadar tamamen şahsi tercihlere göre oluşturulan sistemlerle yönetilmektedir. Özellikle ücret tutarları son günlerde kamuoyunda rahatsızlık verecek boyutta tartışılmaya başlanmıştır. Örnek vermek gerekirse medyada; Ankara Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası Genel Müdürü'nün Mart-2020 ayındaki maaşının 42.666,00 TL olduğu, Nisan-2020 ayındaki maaşının ise 45.333,00 TL olduğu iddia edilmektedir. Denetim Kurulu üyelerinin ücretleri ise medyada yer alan haberlere göre 7.000,00 TL civarında olup, KİT bağlı ortaklığı denetçilerine verilen ücretin yaklaşık 2 katıdır.
Kamu kaynağı kullanan ve ülke genelinde teşkilatlanıp faaliyet gösteren BOTAŞ, TPAO, İller Bankası gibi devasa kuruluşlarla, sadece Ankara'da faaliyet gösteren ve yine kamu kaynağı ile faaliyetlerini sürdüren Ankara Halk Ekmek Genel Müdürünün maaşı mukayese edildiğinde hayret etmemek mümkün değil.
TKİ,TTK,TMO,TİGEM,DDY vb. KİT yöneticileri 657 sayılı kanunla BOTAŞ,TPAO, İller Bankası ve benzerleri Cumhurbaşkanlığı kararıyla belirlenen ücretlerle çalışırken, yine kamu kaynağı kullanan Belediye Şirketi yöneticilerinin ücretleri belirlenirken hangi kıstasların alındığında ise bir açıklık bulunmamaktadır.
Bu farklılık ve keyfilik tabi ki kamu vicdanını rahatsız edici bir tutumdur. Benzer görevlerdeki ücret dengesizliğine neden olup, kamuoyunun yargılanan bu uygulamalara son verilmesi ve homojenliğin sağlanması için,kamu kaynağı kullanan ve iktisadi alanda faaliyet gösteren tüm kurum ve kuruluşlardaki ücret sisteminin iş ve görev pozisyonları da dikkate alınarak aynı otorite tarafından belirlenmesi vicdanları rahatlatacaktır.
Belediye İktisadi Teşebbüsleri; esas itibariyle kamu kaynağı kullanmaları ve kamu hizmeti yapmaları nedeniyle bir nevi resmi kuruluş niteliği taşımaktadırlar. Ayrıca Ankara Halk Ekmek ve Un Fabrikası Anonim Şirketi Ana Statüsünün 5. maddesinde süresi, uzatılma hakkı da tanınarak 99 yıl olarak belirlenmiştir. Bu süre oldukça uzun olup süreklilik niteliğine sahiptir. Resmi kuruluşlardaki kamu hizmeti görevleriyle ilgili hükümler Anayasa'nın 128. maddesi ile hükme bağlanmıştır. Bu madde hükmüne göre "Devletin Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişiliklerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülür" denilmektedir.
Bu esas ve usullerde dikkate alınmak suretiyle; ücret ve yönetim prensipleri muğlak olan ve keyfiliğe varan bir tercihle idare edilen kamunun bir kısım birimlerinde ücret rejimlerinin keyfilikten arındırılıp genel bir standardizasyonun sağlanmasında ülke çıkarları olduğu gibi, kamu vicdanını da rahatlatacaktır.