Aydınlıkla yobazlık aynı ortamda birlikte yaşayamazlar.
Biri diğerini yok eder.
Eğer yaşayabiliyorlarsa ortak yaşam alanları vardır.
12 Eylül darbesi arkasına yobazlığı alarak sola karşı yapıldı.
Aydınlıktan rahatsız olan yarasalar yobazlığa karşıymış gibi gözükerek kendi yobazlıklarını dinci yobazlıkla bütünleştirdiler.
Kravatlı yobazların toplumda yaymak istedikleri yobaz imajı kendi yobazlıklarını saklamak içindi.
Tam bunda başarılı olacaklardı ki, hiç ummadıkları kişi maskelerini düşürdü.
Recep Tayyip Erdoğan…
AKP ve Erdoğan’ın şeriatı getirmek istediklerini sananlar büyük yanılgı içindeler.
Başta Erdoğan olmak üzere tüm AKP üst yönetim kadrosu çok iyi bilir ki, şeriatın iktidarı ele geçirdiğinin ertesi günü sabahı tümü kentlerin büyük meydanlarında asılacaktır.
İŞİD olayından sonra bunu daha net anladılar.
AKP’nin dini ve dindarlığı kullanarak iktidara geldiği, her seçimde başarılı olduğu yadsınamaz.
Bu oluşumun sorumlusu Atatürkçüyüz diye topluma tepeden bakan, dinine içtenlikle bağlı inançlı insanları aşağılayan kravatlı yobazlardır.
Bunlara, okey masaları ile kermeslerde hemcinslerini kurtarmaya soyunan kadınları da eklersek modern yobaz takımını tanımlamış oluruz.
Askerler işte bu yobazlara arka çıkarak , dinci yobazların işlerini kolaylaştırıp yollarındaki tüm engelleri kaldırdı.
Her etki bir tepkiyle karşılaşır.
AKP iktidarı, dindarlara yıllarca yapılan zulmün yarattığı bir tepkidir.
Akıllarını kullanmayı beceremeyen modern yobazlar, dindar ile dinciyi ayırmayı başaramadılar.
Hatta bunu hiç denemediler.
19 yıllık AKP iktidarı işte bunun sonucudur.
Eşlerinin başı türbanlı olduğu için AKP’lileri dindar sanıp peş peşe seçen halkım ise görüntünün seline kapılmış gidiyor.
Sandığa attığı oylarla “dini bütün” yöneticiler seçtiğini ve dindarlığın arttığını sanıyor.
Din, insanla Tanrı arasında ikili bir sözleşmedir.
Doğru insanların elinde toplum için de ışıktır.
Yanlış inanların elinde ise dünyanın en tehlikeli uyuşturucundan daha etkilidir.
Türkiye’de bu bağlamda neler oluyor?
Ülkemizde;
Dindarlık artarken, insanlık azalıyor.
Dindarlık artarken, barış ortadan kalkıyor.
Dindarlık artarken, adalet derin yaralar alıyor
Dindarlık artarken, ahlak zayıflıyor.
Dindarlık artarken kadınlara şiddet çoğalıyor.
Dindarlık artarken, empati azalıyor.
Dindarlık artarken, akıl kullanımı azalıyor.
Dindarlık artarken, bilimden uzaklaşılıyor.
Dindarlık artarken, yoksulluk da artıyor.
Dindarlık artarken, hukuktan uzaklaşılıyor.
Dindarlık artarken, suçlular koruma altına alınıyor.
Dindarlık artarken, kibir yükselen değer oluyor.
Dindarlık artarken, hiç ev olmayan yerlere dev camiler yapılıyor.
Dindarlık artarken, kul hakkı yemek sıradanlaşıyor.
Bunlardan şöyle bir sonuç çıkmaktadır.
Bu ülkedeki din Allah’ın dini olamaz.
Bu ülkedeki Müslümanlar da Resulün ümmeti olamaz.
Kravatlı yobazları ve laikliği bir dinmiş gibi baskı aracı olarak kullananları suçlarken öte yandan da insanın akılla donatıldığını unutmamak gerekir.
Akıl insana kullanılmak üzere verilmiştir.
Ne kadar çok ve iyi yönde kullanılırsa insan olmaya o kadar yakınlaşılır.
Bir de bu işin manevi yönü bulunuyor.
Allah gönderdiği kitapta aklını işleten kişileri övüyor.
Modern yobazlarla dinci yobazlar akıllarını yanlış yönde kullanıyorlar.
Dindarlığı yanlış algılayanlar ise hiç kullanmıyorlar.
Yanlış dindarlıkla imansızlık arasında hiç fark yoktur.