Yüzyıllardır çok “yanlış” yaptınız.
Doğanın sizi çok kez uyardığını fark ettiğiniz halde, o yanlışları yapmaya devam ettiniz.
Doğa size “kesmeyin, kirletmeyin, dikmeyin, yakmayın” dedi ama siz dinlemediniz.
Doğanın dili insanoğlununkine benzemez.
Doğanın dili acı, keskin ve kesindir.
Doğa en sonunda bu yanlışlara cevabını “Pandemi” ile verdi.
Dünya Corona virüsü ile savaşıyor.
Dünya Corona virüsüne kayıplar veriyor.
Bu dünyanın bir parçası olarak “biz” de aynı savaşın içine girdik.
Her savaş strateji gerektirir.
İçinde bulunduğumuz bu durumu herkes ciddiye alarak en azından kendince gerektiği gibi stratejik davranmalıdır.
Bu süreç hata yapmayı kabul etmez.
Bu süreç, deneme yanılma yöntemlerini de kaldırmaz.
Bu süreci herkes ciddiye almalı ve özellikle yetkili kurumlar halkına karşı şeffaf bir tutum sergilemelidir.
Şeffaf ve etkin iletişim konusunda çok yanlış yapıyorsunuz!
Sağlık Bakanının Twitter hesabından gün sonunda yaptığı paylaşım ile kaç olayın olduğunu izlemek, kabul edilmeyecek bir yanlıştır!
Kritik olan bu süreçte, her vatandaş şeffaf bir monitörden durumun gidişatını an be an izleyebilmelidir.
“7 hastamızı kaybettik. Biri KOAH hastasıydı. Altısı ileri yaştaydı” şeklindeki açıklamanız, –haddim olmayarak- öyle yanlış ki Sayın Bakan!
“Salgının dışında değilsiniz. Hayatınızı yavaşlatın. Risk ortamına girmeyin. Riski evinize taşımayın. Evde kalın. Hayat eve sığar” demiştiniz.
Tam da devamını getirseydiniz diyecektim ki son anda sarf ettiğiniz “Virüse karşı elimizde büyük bir koz var: Yakalanmamak” söyleminiz üstüne adeta şaka gibi geldi!
Sayın Bakan, özel hastanelerin COVİD-19 testini “hizmet bedeli” adı altında 500 TL’ye yapıyor olması ise bu Corona günlerinde zinhar kabul edilemez bir yanlıştır!
Kendi aşısını üreten Hıfzısıhha’yı, kendi alkolümüzü üreten şeker fabrikalarımızı kapatırken ülkeyi ithalata mecbur bırakarak çok yanlış yaptınız!
Dünyada bu salgın başladığında sanki Türkiye’ye hiç uğramayacakmış gibi ABD’ye 500 bin test kiti ihraç ederek çok yanlış yaptınız!
Kızılay yardım kuruluşunun ülke virüsten kırılırken, Erbil ve Endonezya’ya maske yardımı yapıp cami dezenfekte ediyor olmasının doğruluğu tartışmaya açık bir durumdur.
Oysa ne demiş büyüklerimiz? “Önce can sonra canan.”
Umre ile ilgili kararınız da yanlıştı ve halen Suudi Arabistan’da akıbetleri belirsiz vatandaşlarımızın bulunduğu herkesin malumudur.
Umreden gelen vatandaşlarımızı yerleştirmek için gecenin bir saatinde nereye ve nasıl gidecekleri ile ilgilenmeksizin öğrenci yurtlarını boşaltmanız da gecenin o saatinde kapıya bırakılan o öğrencilere karşı yapılmış çok büyük bir yanlıştır.
Maçların iptal edilmesi, Cuma namazı ve asker uğurlaması ile ilgili kararlarınız geç verilmiş kararlardı yani bu gecikmiş kararlarınızda da yanlış yaptınız.
Sınırlara gönderdiğiniz göçmenler konusunda yanlış yaptınız. Bugün hala tampon bölgesinde bekleyen göçmenlere COVİD-19 uğramıyor mu?
Yargı paketinde düşünce suçlularının ve gazetecilerin kapsam dışı bırakılarak uyuşturucu ve cinsel istismar suçlarının girmesi büyük bir yanlıştır!
Hiçbir istismar suçu affedici olamaz!
Özellikle uzaktan eğitimde sınıfta kaldınız! Ders arasında Adnan Menderes’in idamını ve ilahiler yayınlayarak çok yanlış yaptınız!
Yoksullara, işsizlere, günübirlik geçinemeyenlere yardım eli uzatmayarak ve onları açlığa mahkum ederek çok yanlış yaptınız!
Toplumsal hayat kısıtlaması sadece 65 yaş ve üstü değil, her yaş grubu için uygulanmalıdır.
Bu süreçte herkes evde kalmalıdır ve gerekirse “sokağa çıkma yasağı” uygulamaya konulmalıdır.
65 yaş ve üstü vatandaşlarımızı koruma altına almak amacı ile evden çıkmama kararı ne kadar doğru olursa olsun, o yaş grubunu inciterek büyük bir yanlış yapıyorsunuz!
Yaptığınız bu yanlışlar, toplum üzerinde öfke, kaygı, panik, çaresizlik, uyku güçlüğü, dahası ölüme terkedilme korkusu gibi infialler yaratıyor.
Ülke yönetimi olarak toplumu infiallerden uzak tutmanız gerekirken özellikle gençler ile belli bir yaşın üstündeki vatandaşlar arasında takındığınız bu olumsuz tavırlar yanlışların en büyüğüdür.