Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Yargı reformlarıyla hukukun üstünlüğünü güçlendiriyor ve demokrasinin işlerliğini artırıyoruz. Ne vesayet odaklarının, ne sosyal medyadan hukuk darbesi yapmaya niyetlenen diplomatların ne de hukuki süreçleri siyasallaştırmaya çalışan çevrelerin yargı işleyişimizde hiçbir hükmü yoktur" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'ne ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerine sunum yaptı. Oktay, adaleti sadece yapılan yatırımlarla değil evrensel değerler ve mevzuat altyapısı ile de desteklemeye devam ettiklerini belirterek, "Yargı hizmetlerinin daha iyi sunulması için insan kaynakları, bilişim, kurumsal yapı ve fiziki altyapıda da önemli bir yol aldık. Adalet temellerimizin en önemli kurumlarından Yargıtay Başkanlığı için inşa edilen yeni Yargıtay binası Başkent'imizin en görkemli ve müstesna binalarından biri olmuştur. Diğer taraftan yargı reformlarıyla hukukun üstünlüğünü güçlendiriyor ve demokrasinin işlerliğini artırıyoruz. Ne vesayet odaklarının ne sosyal medyadan hukuk darbesi yapmaya niyetlenen diplomatların, ne de hukuki süreçleri siyasallaştırmaya çalışan çevrelerin yargı işleyişimizde hiçbir hükmü yoktur. Avrupa Komisyonu'nun yanlı Türkiye Raporu da dahil olmak üzere adalet sistemimiz, dış etki ve yorumlardan münezzeh, bağımsız, tarafsız ve adil şekilde işlemeye devam edecektir" dedi.
Oktay, "Devlet içi borçlanma senedi faizi 2002 yılında yüzde 62,7 seviyesindeyken, 2021 yılı ilk dokuz ayında yüzde 14,2 seviyesine gerilemiştir. 2001 yılında yüzde 75,5 olan AB tanımlı borç stokunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranı 2021 yılı ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 38,4 seviyesine gerilemiştir. Kamu borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranı da 2021 yılı ilk çeyreğinde Türkiye için yüzde 40,3 iken, gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 65,2 düzeyindedir. Önümüzdeki dönemde merkezi yönetim borcu içinde TL dışı borcun payını azaltarak, kamu borcunda kur riskini asgari düzeyde tutmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
"SALGIN KAPSAMINDA EKONOMİYİ DESTEKLEMEK AMACIYLA ALINAN TEDBİRLER AĞUSTOS AYI İTİBARIYLA 705,5 MİLYAR TL'YE ULAŞMIŞTIR"
İşletmelere yönelik finansman koşullarının kolaylaştırılması ile çalışma ve sosyal hayata ilişkin tedbirleri içeren birçok alanda sağlanan destekleri salgının seyrine göre genişleterek arttırmaya devam ettiklerini kaydeden Oktay, "Bu süreçte gelir politikası araçlarını da etkin kullanarak 70,2 milyar TL vergi ve sosyal güvenlik prim ödemelerini erteleyerek işletmeleri destekledik. Başta birçok mal ve hizmetin KDV oranları ve iş yeri kira stopajları olmak üzere salgının ekonomideki olumsuz etkilerini bertaraf etmek için indirimler yaptık. Ayrıca salgından etkilenen işletmelerimize ciro kaybı, kira ve nakdi destek sağladık. Bu desteklerle 2,5 milyona yakın esnafımıza toplam 9 milyar TL hibe desteğinde bulunduk. İşletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırmak amacıyla Kredi Garanti Fonu limitini arttırdık. Bu kapsamda vatandaşlara, esnaf ve firmalara Hazine destekli kredi paketleri oluşturduk. Toplamda 143 milyar TL tutarında kurumsal ve bireysel kredinin ertelemesini yaptık" şeklinde konuştu.
Oktay şöyle konuştu:
"Salgının istihdam üzerindeki etkilerini en aza indirebilmek amacıyla daha fazla çalışan ve işletmemizin kısa çalışma ödeneğinden yararlanma koşullarını esnettik. Getirilen fesih kısıtıyla işverenlerin çalışanları ücretsiz izne ayırmalarına imkan sağladık, bu kapsamda ücretsiz izne çıkarılanlara "nakdi ücret desteği" verdik. İş yerlerinde haftalık normal çalışma sürelerine dönülmesini teşvik etmek amacıyla "Normalleşme Desteği" uygulaması getirdik. Salgın kapsamında ekonomiyi desteklemek amacıyla alınan tedbirler 2021 yılı ağustos ayı itibarıyla toplam 705,5 milyar TL'ye ulaşmıştır. Bu kapsamda Covid-19 salgını ile mücadele kapsamında uygulanan tedbirlerin ekonomik büyüklüğü ise Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde 10,6'sına ulaşmıştır."
"114,4 milyon doz aşı ile Türkiye dünyada 7. sırada yer almaktadır"
Türkiye'nin nüfusa oranla en az bir doz aşılamada yüzde 66 oranı ile dünya ortalamasının üzerinde olduğunu söyleyen Oktay, "Aşılamada bu yıl önemli bir mesafe kat ettik. 19 Ekim 2021 tarihi itibarıyla dünyada uygulanan toplam aşı sayısı 6,71 milyar düzeyine yükselirken, en az bir doz ile aşılanmış olanların dünya nüfusuna oranı yüzde 49 seviyesine ulaşmıştır. Ülkemiz aşılamada dünyanın en başarılı ülkeleri arasındadır. Uygulanan 114,4 milyon doz aşı ile Türkiye dünyada 7. sırada yer almaktadır. Ülkemizde 18 yaş üstü nüfusun yüzde 76,7'sine iki doz aşı uygulanmıştır. Toplam nüfusa oranla en az bir doz aşılananların oranı yüzde 66 olup, bu oran dünya ortalamasının üzerindedir. Güçlü sağlık altyapımızla tüm vatandaşlarımızın aşıya erişimine yönelik süreçleri bugüne kadar başarıyla yönettik. Bununla birlikte vatandaşlarımızın sağlığını ve refahını güvence altına almak için yerli aşı çalışmalarını destekliyoruz. Yerli aşımız olan Turkovac'ın Faz-3 çalışmaları son hızla devam etmektedir. Virüs benzeri parçacık (VLP) aşımızın da Faz-2 aşaması tamamlanmıştır. Önümüzdeki günlerde Faz-3 aşamasına geçmesini bekliyoruz. Çalışmalarını yakından takip ettiğimiz yerli aşılarımızı en kısa sürede vatandaşlarımızın ve tüm insanlığın hizmetine sunmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
"BÜTÇE AÇIĞININ PROGRAM DÖNEMİNDE SIRASIYLA YÜZDE 3,5, YÜZDE 3,2 VE YÜZDE 2,9 SEVİYELERİNDE GERÇEKLEŞMESİNİ HEDEFLİYORUZ"
Oktay şunları kaydetti:
"Salgın sonrası toparlanma sürecinde gelişmiş ülkelere yakınsama sürecimiz de hızlanacaktır. 2002 yılında 9 bin 279 dolar olan satın alma gücü paritesine göre kişi başı gelirimizin 2022 yılında hedeflediğimiz büyüme artışı ile 33 bin 605 dolara çıkmasını bekliyoruz. Bütçe büyüklükleriyle ilgili bilgi vermeden önce program dönemine ilişkin politika ve öngörülerimizi paylaşmak istiyorum. 2021 yılı sonunda Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde 3,5'i kadar bir bütçe açığı oluşacağını öngörmekteyiz. Salgına ilişkin tedbirlerin sürdürüldüğü bu yıl sene başında yüzde 4,3 olarak hedeflediğimiz bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranını 2020 yılıyla aynı seviyede tutmayı öngörüyoruz. Bütçe açığının program döneminde sırasıyla yüzde 3,5, yüzde 3,2 ve yüzde 2,9 seviyelerinde gerçekleşmesini hedefliyoruz. 2021 yılında AB tanımlı genel yönetim borç stokunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranının bir önceki yıla göre 3,2 puan azalarak yüzde 36,6 olarak gerçekleşmesini ve 2024 yılında 34,7'ye gerilemesini hedeflemekteyiz."