Cumhuriyet’in haberine göre Aktan, İstanbul özelinde yaşanan sayım tartışmasını değerlendirdi. İtirazlar yapılırken afaki, soyut, genel ihbarların esas alınamayacağını vurgulayan Aktan, şunları kaydetti: “İtirazların hukuka uygun olması lazım. Sandık başında şu kadar oya, şu nedenlerle itiraz ediyoruz denmesi gerekir. Tüm geçersiz oylara itiraz ediyoruz diyerek itiraz yapılamaz. Seçim hukuku disiplin hukukudur aynı zamanda. Somut delil getireceksiniz.” Aktan, seçmen listelerinde kaydırma iddialarına ilişkin ise “İnsanlar ikamet etmedikleri halde ikamet etmiş gibi kayıt edildi diyelim. Onların da kesinleşme süreleri vardır. O tarihte itiraz edilmesi gerekir. İtiraz edilmeyip kesinleştiyse onlar artık geçerlidir, seçmendir. Mükerrer oy kullanılmadığı sürece onlar geçerlidir. Onların itiraz süreci de geçmiştir” dedi. AKP’nin YSK’ye yaptığı tüm oyların sayılması talebini de değerlendiren Aktan, “Seçim hukuku disiplin hukukudur. Sürelere bağlıdır. Bu itirazlar bu şekilde sonuçlandıktan sonra bütün oyları saydırmak istiyorum demek hukuka aykıdır. Soyut itirazlar yapılamaz, yapılırsa reddedilir. Soyut iddialarla oylar sayılamaz” diye konuştu. Aktan, seçimlerin yenilenip yenilenmeyeceğine YSK’nin karar vereceğini belirterek, “Büyükşehirlerde çoğunluk sistemi var. Kim fazla oy alırsa o geçerli olur, başkan seçilir” dedi.
‘Mazbata verilsin’
Emekli yargıç Ömer Faruk Eminağaoğlu da, geçerli oylar ile geçersizlerin ayrı ayrı işlem göreceğini belirterek “Geçerli oylar üzerinde bir anlaşmazlık olmayan oylardır. Sayım sonrasında onlar ayrı paketlenir. Geçersizler ayrı paketlenir. Geçersizlere itiraz edilir. Yoksa bütün hepsi yeniden sayılsın gibi bir durum söz konusu olmaz” değerlendirmesini yaptı. Seçmen kütüklerinin yeniden tartışılmaya açılmasını eleştiren Eminağaoğlu, “Seçmen kütükleri kesinleşmiştir. O sürecin itirazı da bitmiştir. Kesinleşmiş seçmen kütükleri bugün tartışmaya açılamaz” dedi. İmamoğlu’nun mazbatasının verilmesi gerektiğini vurgulayan Eminağaoğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dünkü açıklamalarının da hukuki bir değerinin olmadığını kaydetti.
Kaynak: Cumhuriyet