Büyük Birlik Partisi kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun oğlu Furkan Yazıcıoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeyi değerlendirdi. Yazıcıoğlu, "Bu görüşme, suikast üzerineydi. Orada somut deliller üzerinden bilgilendirmelerde bulundum ve Cumhurbaşkanımıza bu dosyadaki sıkıntılardan, yargılama sürecindeki sıkıntılardan bahsettim" dedi.
Furkan Yazıcıoğlu, 25 Mart 2009'da Kahramanmaraş'ta düşen helikopterde hayatını kaybeden babası Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatının 12'nci yıl dönümünde külliyede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Yazıcıoğlu, basına kapalı olarak gerçekleşen görüşmeyle ilgili Anda Kardeş Vefa Derneği'nin sosyal medya üzerindeki canlı yayınında değerlendirmelerde bulundu.
"BİR MİLAT OLACAĞI İNANCINDAYIM"
Furkan Yazıcıoğlu, şunları söyledi: "Bu görüşme, suikast üzerineydi. Orada somut deliller üzerinden bilgilendirmelerde bulundum ve Cumhurbaşkanımıza bu dosyadaki sıkıntılardan, yargılama sürecindeki sıkıntılardan bahsettim. Tabi ben umut ediyorum ki 12 seneden sonraki ilk temas bir milat olacağı inancındayım, onun ümidi içerisindeyim. Çünkü bizim, ailelerin, avukatların dışında Türk Milleti'nin böyle bir beklentisi var, bu Türk Milleti'nin üzerinde bir yara. Yani Muhsin Yazıcıoğlu'nun katillerinin bulunamaması, bulunduğu zaman da yargılamaların yetersiz yapılması Türk Milleti'nde bir yara ve şüpheye mahal veriyor. Bu şüphelerin de kalkması adına bu yükün hem devletin hem de bizim üzerimizden kalkması adına Cumhurbaşkanımıza bir talep de bulunduk. Bu taleplerimiz de tabii ki adil yargılama ve adalet üzerine oldu."
"ÜLKENİN BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜNÜN BİR SİGORTASIYDI"
Furkan Yazıcıoğlu, babasının neden hedef alınmış olabileceği sorusu üzerine ise şöyle konuştu: "Muhsin Yazıcıoğlu her şeyden önce lekesiz; önü, arkası görünen cam gibi olan bir insandı. Belki bir ezber cümle gibi görünecek ama ülke üzerine planlar yapan yapıların önündeki en büyük engeldi. Çünkü benim nazarımda Muhsin Yazıcıoğlu her şeyden önce ülkenin bölünmez bütünlüğünün bir sigortasıydı. Çünkü Muhsin Yazıcıoğlu problemleri erkenden görebilen, planları erkenden okuyabilen ve bununla ilgili hızlı aksiyon alabilen bir liderdi. Ben bunun Türk siyasetinde başka örneğini görmüyorum, görmedim. Tabi baktığımız zaman Muhsin Yazıcıoğlu oy oranıyla ilişkilendirilemeyecek kadar devlette ve millette, kendi ifadesiyle hatta derin millette bir karşılığı, bir ağırlığı olan bir insandı. Onun için ben Muhsin Yazıcıoğlu suikastının değerlendirilmesini bu çizgide yapılması kıymetli ve önemli görüyorum. Her şeyden önce ülkenin bağımsızlığını ve bölünmez bütünlüğünü bu çağda, bu dönemde koruyabilen belki tek liderdi siyasetteki. Ben sebep olarak bunu görüyorum."