Kovid 19 Korona Virüs pandemisi bir küresel kriz ile dünya düzeni değişecek. Yeni Dünya düzeni kurulacak. Yeni dünya düzeni yeniden kuruluyorken Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak ne yapıyoruz?
Kovid 19 korona virüsünden sonra dünyada çeşitli gelişmeler değişmeler çalışmalar şimdiden yapılmaya başlandı, ülkemizde ne gibi değişiklikler ve nasıl çalışmalar olacak?
Yeni bir başkanlık sistemine geçtik yeni anayasa'ya bir türlü geçemedik!Halen 82 darbe anayasa'sı ile 83 milyon Türkiye'deki yaşayan vatandaşları yönetmeye çalışıyoruz;nereye kadar?
Krizleri fırsata çevirerek yeni dünya düzeninde güçlü Türkiye olarak bütün sorunlar çözülmüş, bundan sonraki enerjimizi gelişmemiz, değişmemiz, milletçe yükselmemize geçmek gerekmez mi?
Topyekün görevi başında bulunan Sağlık Bakanlığımız sağlık çalışanlarımız,Milli Savunma Bakanlığımız,Şanlı Türk Silahlı Kuvvetlerimiz,İçişleri Bakanlığımıza bağlı, halkın yaşam kalitesini ve rahatlığını sağlayan birimlerin çok hızlı bir şekilde harekete geçmeleri.
Devlet büyüklerimiz ülkemizin bütün sorunlarını kısa orta ve uzun vadede çözümlemeyi düşünerek planlarını yapılması,Buna rağmen ne yapılması gerektiği konusunda bir çaresizlik ve tedirginlik içinde olunmaması
Son yapılan çalışmalarda askerlik sisteminin değişmesinden sonra profesyonel askerlik sistemine geçtiğimizden bu yana bu memleketin kanayan yarası bir türlü kabuk bağlamayan gazilerimizin sorunlarını yeterince ele almadık.
Sürekli Gazilerimizi kullandık,önceden ayda bir rehabilitasyon merkezlerini ziyaret ederdik, şimdi seçimlerde aklımıza gelirse tabi,ziyaret ettiğimiz her seferinde vaatler verdik malesef yerine getirmedik, iadeyi ziyarete vaatleri hatırlattığımız bakanlar vekiller ve yetkililer sürekli maliyet olarak devletin altından kalkamayacağı ağır bir yük olarak gösterdik, buda Türkiye Cumhuriyeti Devletine yakışmadı; ama Yakıştırdılar!
Bir ülkenin değeri gelişmişliği sosyal olduğu Gazilerine ve şehit ailelerine verilen değer ile bilinir. 18 senelik Ak Parti hükümeti olarak yurt içinde ve yurt dışında görevi başında iken yaralanan malul olamayan GAZİ, Gazilerimizin ve şehit ailelerimizin yüzü güldürülmedi. Bürokrasi sürekli yalan söyledi,notlar bir üst yetkili isimlere ,yetkili kişilere ne istedilerse verdik diye verildi.peki öyle miydi gerçekten?
684 KHK çıktığı halde birinci maddeyi okuyunca malul olamayan gazilerimize bütün hakları verildi! 2, maddeyi okumaya başlayınca Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi : 13.7.1953, No: 4/1053 nizamnameye uygun ise denilerek burada gazilerimiz aldatıldı!hani aldatan ve aldatılan olmayacaktık?
S.G.K.nın red vermek için kurmuş olduğu kurul ve hastanelerdeki doktorlarımıza gönderilen sakatlık oranlarının değişmesi yüzünden malulluk verilmeyen yaralı gazilerimize ünvanları verilmedi.Gazilerimiz halen özürlü vatandaşlarımızın haklarından faydalanmaya özürlü vatandaş muamelesi görüyor! kimin umurunda?
Gazilerimiz vatanın savunmasını yurt içinde ve yurt dışında yaparken yaralanıp anayasamızda gazilik ve şehitlik tanımının olmaması yüzünden, fabrikada çalışırken iş kazası geçirmiş, yada denizde yüzerken kaza geçirmiş, veya trafik kazası geçirmiş,tarlada çalışırken yaralanmış gibi muamele görüyor.Çok acıklı bir durum herkesin haberi var ama neden bu zulüm?
Artık bu tiksindirici hallerden Gazi ve Şehit Ailelerimizi kurtararak tek bir çatı altında toplanarak hiç bir ayrım gözetmeden bu devlet için canını feda ederken şehit düşmüş ya da yaralanmış kahraman vatan evlatlarımızın onurize edilmesi,haklarının iyileştirilmesi vatan kahramanı yerine konulması.
Mustafa GAZİM (Kurubacak) Gazi olarak değer görmeyi, GAZİLİKTEN GEÇTİM ARTIK insan yerine konulmadığım için Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi: 13.7.1953, No:4/1053 nizamnameye dikkat çekmek için soyadımı değiştirmek zorunda kaldım. Ben insanım ve insan muamelesi görmek ,Gazilik onurumu ve madalyamı göğsümde taşımak istiyorum. bu memleket için daha ne yapayım?
Sonuç olarak Bu güne kadar verilen hakların yeniden gözden geçirilerek güncellenmesi gerekir.mevcut düzenleme olan 1053 nizamname askerlikten soğutan bir düzenlemedir.Gençlerimizin bu düzenlemeden haberi olmadığı için bugün koşarak askere gidiyor fakat başına bir kaza geldiğinde yaralı haliyle dolaşmadık kapı bırakılmıyor bu esnada gençliğin verdiği kontrolsüz güç ile devletine isyan ediyor.
Bu haline üzülen anne babası ve çevresi de etkileniyor.Hakkını aramak için YA YARGI YOLUNU yada meclisin yolunu tutuyor. Asil olan mağdur, vekiller sadece konuşuyor.Muhalefet tarafından önerge verilse de iktidar tarafından ret edilince aynı önerge bir daha meclis başkanlığının kanun ve yasalarına göre 1 yıl boyunca yada daha fazla zaman süresi zarfında gelemiyor, buda Gazilerimizin zaman kaybı ve devlete olan saygınlığını azaltıyor. Aynı zamanda da hükümete olan güveni ortadan kalkarak şer odaklara fırsat doğuyor.
Mustafa GAZİM (Kurubacak)
3713 terörle mücadele sırasında 1995 yılında Kuzey Irak’ta yaralanan 1053 nizamname ve TSK sağlık yönetmeliği mağduru yaralısı