Dünya Covid-19 Pandemisi sürecinden “yeni normal”e geçeyim derken çeşitli sebeplerle “normal”e geçiyor…Tüm dünyada birçok yeni kurallar, uygulamalar, uyarılar ve tedbirler alınmaya çalışılıyor ancak insanlar “yeni normal”i kabullenmekte zorlanıyor, direkt “normal”e dönmek istiyorlar.
En son İngiltere’de bar ve cafelerin açılmasıyla birlikte ayladır sokağa çıkmayan kişilerin nasıl kuralları hiçe sayarak eğlendiklerini gördük.
İnsanoğlu’nun alıştıklarından vazgeçmesi oldukça zor. İnsan demek sözlü, sözsüz, işitsel, görsel, duyusal iletişim kurmak demek. Bu iletişim unsurlarına sınırlamalar, yenilikler, tedbirler konulduğunda da milyonlarca yıldır alıştığı şekillerden uzaklaşamaya karşın bir direnç geliştiriyor ister istemez…
IPSOS’un 29 Haziran 2020 tarihinde açıkladığı araştırma sonuçlarına göre maske kullanmayanlar gerekçelerini açıklarken en çok ‘maske kullanmayı fiziksel olarak zor bulduklarını’ beyan etmişler. Daha sonra maskenin ücretli olması, pahalı olması, ücretsiz temin edememek gibi nedenler ile sosyal mesafe korunduğu için maskeye ihtiyaç duyulmadığı sebepleri ileri sürülmüş (https://www.ipsos.com/tr-tr/koronavirus-salgini-kamuoyu-arastirmasi-12-donem-endise-duzeyi-maske-kullanim-davranislari-ve-yks).
Demek ki sağlığı yitirmektense, maskesiz rahat rahat dolaşmak daha anlamlı geliyor insanlara.
Bu noktada “acaba bu virüsün etkileri yeterince anlatılamıyor mu?” sorusu akla geliyor. Ancak, gerek TV programlarında, haberlerde, Kamu Spotlarında, reklamlarda, gazetelerde, afişlerde, sağlık kuruluşlarında sosyal medyada kısacası tüm kitle iletişim araçlarında maske kullanımının önemi ve virüsün etkileri açıklanmakta.
Kesintisiz iletişim yöntemleri ile açıklanan ve tüm dünyada binlerce insanın ölümüne neden olan bir virüsten korunmanın şu an için tek çaresi maske kullanmak olmasına rağmen bunun yapılamamasının açıklanmasında geriye yalnızca “yeni normal”ekarşı direnç faktörü kalıyor. Wolfgang Van Goethe’nin söylediği gibi “İnsanın bütün rahatlığı alışkanlıkta gizlidir, alıştığımız hoş olmayan bir şeyi bile kaybetmekten korkarız”. Alıştıklarımızdan vazgeçmemek uğruna hastalığa davetiye çıkartılıyor ne yazık ki…
Peki “Yeni Normal” nasıl kabullenilecek de pandemiye karşın kalkanlar geliştirilecek?İnsanın “yeni normal”e direnci nasıl kırılacak? Bu soruların cevabını zaman gösterecek ancak, “yeni normal”leşme süreci daha uzunca bir süre gündemde kalacak, kolay benimsenemeyecek gibi görünüyor.
Her şeye rağmen yapılması gereken yine kesintisiz olarak anlatmak, açıklamak, bilgi vermek, uyarmak, iletişim kurmak, göstermek ve en önemlisi tecrübe etmekle bu direnci kırmaya çalışmaktır. “Yeni normal”in normalleşme serüveninde en temel unsur, hayatın önemini vurgulayarak virüsün zararlarından korunmayı anlatmak, anlatmak, anlatmak….anlatmaktır.
Sağlıklı günler dileklerimle…
Gündemden dikkatimi çekenler
- İletişim profesyonellerinin dikkatinde olan Cannes LionsYaratıcılık ödülleri sahiplerini buldu. Bu yıl en dikkat çeken ödül Halkla İlişkilerden Medya Yönetimine, Marka Danışmanlığından, Reklam Yaratıcılığına kadar küresel birçok ajans ve şirketi bünyesinde barındıran WPP 112 ülkede 107 bin kişiyle faaliyette olan WPP’nin son 10 yılın en yaratıcı ajansı seçilmesi oldu. Yıllık cirosu 46,2 milyar pound olan WPP, dünya genelinde 112 ülkede yer alan 3 bin ofisi ve 180 bine yakın çalışanı bulunuyor. WPP Müşterileri arasında Fortune Global 500'den 369, NASDAQ 100’den 71, DowJones’dan 30 şirket bulunmakta. WPP CEO'su Mark Read’in kazandıkları ödül nedeniyle söylediği “Yaratıcılık harika bir fikirden daha fazlasıdır; algıları değiştirmek, statükoyu sorgulamak ve işletmeleri dönüştürmekle ilgilidir” sözleri günümüz iletişim çalışmalarının hedeflerini ve etkilerini de açıkça ortaya koymakta…
- Bingöl Belediyesinin Covid-19 Pandemisi için hazırladığı için billborad reklamları yine çok etkileyici… Yerel ağız ile yapılan uyarılar reklam mesajlarının etkililiği için hem yerelleşmenin hem de dikkat çeken önemini gözler önüne koyuyor. Bazı reklam afişleri şöyle: “Allah vere sen herkesi hasat edesin”, “hele 1,5 metre uzağa dur ele konuşağ”, “sen odur nereye gidersin ele maskesiz”, “Dezem cebine değil ağzına tak, insan bilmer insanın önünde ne var”! Yaratıcılığa alkışlar gönderiyorum.
- Vodafone “Kırmızı Işık” kampanyasının ilişkin yeni reklam yayınladı. Felis ödüllerinde ödüller alan kampanya, kadın cinayetleri ve kadına şiddet bitmedikçe gündemini koruyacak önemli bir çalışma. “Kırmızı Işık” Uygulamasının tehlikede olana kadınların yakınlarına gizlice mesaj göndermelerini sağlaması nedeniyle, yalnızca kadınların fark edeceği mecralarda kadınlara özgü mesajlarla tanıtımının yapıldığı oldukça ilginç bir hikayesi var. İç çamaşırı etiketleri, ağda bantları gibi çok değişik mecralarda uygulamadan bahseden çalışmanın ödüller kazanması kaçınılmaz! Hedef kitleye özgü ve konunun hassasiyetiyle doğrudan ilgili bir gizliliği sağlayan iletişimlerle direkt hedef kitleye duyurulan ve uygulamanın görsellinin erkekler tarafından keşfedilmemesi için sık sık görselinin değiştirildiği çalışma takdiri hak ediyor. Ancak keşke, keşke bütün bunlara gerek kalmayan bir dünyada yaşasaydık dileğini söylemeden geçememek gerek….
- Ruffels’ın “Var İşareti yapıyor” söylemli reklam filmini anlamak sanırım biraz zor!…“Ruffels olmadan maç izlenir mi?” temalı bu filmde Doritos’un ikon olma yolundaki logosuz üçgen mesajlı reklamına gizli bir gönderme var… Futbolcu Cengiz Ünder’in el işareti futbol jargonuyla mesaj veriyor ancak Doritos’un mesajı kadar güçlü ve etkili değil. Reklamın en etkili yönü Ruffels’ın ilk kez yerelde bir reklam yüzü seçmesi ve kullanması…
- Ovid-19 Pandemisinde “yeni normal” e geçişte özellikle düğünlerde önlem almak adına birçok yenilikler gündeme gelmeye devam ediyor. Bu kez BBC’de yer alan bir haber oldukça ilginç. Yeni evlenen İngiliz çifti kutlama seremonisi pandemi nedeniyle güvenli hale getirmiş. Çift yol kenarında dururken, akrabalar ve arkadaşlar otomobilleri ile önlerinden geçerek güvenli mesafede kutlamalarını yapıyorlar… Güzel bir çözüm.