Yerel seçimler bitti. İstanbul seçimlerinde yaşanan tartışmalar her ne kadar Ekrem İmamoğlu mazbatayı alıp görevine başlasa da bir süreliğine daha devam edeceğe benziyor. 31 Mart seçimleri Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçişinin ardından yapılan ilk Yerel Yönetimler seçimidir. O açıdan önemlidir.
Aslında Cumhurbaşkanlığı Sistemi zaten Belediye Başkanlığı modelinin devlet sisteminde uygulanmasının bir başka adıdır. Tek farkla Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Başkan %50+1 esasına göre belirlenirken Belediye Başkanlığında adayların aldığı oy +1 fazlalığı esasına dayanmasıdır. Belediye Meclis üyelikleri seçimi ise Parlamento seçimi ile aynı sistemle yapılır. Daha net bir ifade ile Türkiye yerel yönetimler ile genel idari sistemini böylece paralel hale getirmiş oldu.
İşte bu noktada Türkiye hem yerel Meclislerde hem de Türkiye Büyük Millet Meclis’inde kuvvetler ayrılığı çerçevesinde farklı yapılanmalara gitmek zorundadır.
Türkiye’de oluşan fiili durumlar yürütme erklerinin üstünlüğünü ve mutlaklığını ön plana çıkarıyor. Oysaki yürütme erkinin görevi millet iradesi doğrultusunda Meclislerin aldığı karar, kural ve yasalar çerçevesinde hizmet etmektir. Yani yürütme erki Meclislerin karar, kural ve yasalarla belirlediği işleri yapmaktadır. İster Cumhurbaşkanı, ister Belediye Başkanı kendilerine verilen yetki sınırları çerçevesinde davranır. Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Başkan Meclis’le bağlantısı çok sınırlı iken Belediye Meclis’lerinde Başkanların direk Meclis üyelikleri söz konusu ve karar sürecine katılma durumu vardır.
Gelinen noktada ister Belediye Meclisleri veya İl Genel Meclisleri, isterse Türkiye Büyük Millet Meclis’inin işlerlikleri konusunda kuvvetler ayrılığına uygun güçlendirmeye gidilmesi kaçınılmazdır. Her iki sistemde de Meclis yürütme erkinin etkinliği altında kalmamalıdır. Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçilmesinin ardından oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi kuvvetler ayrılığı prensibi çerçevesinde yasama erkini yürütmeden bağımsız ve onun üstünde olacak şekilde yeniden yapılandırılması kaçınılmazdır.
Daha önce de bu sütunlarda kaleme aldığım bir kaç yazıda da işaret ettiğimiz gibi Cumhurbaşkanlığı Sisteminde bürokrasi Meclis’e yasa dayatamayacaktır. Yasa Tasarısı kavramı tarihe karışmıştır. Meclis toplumsal ihtiyaca göre, devletin ihtiyacına göre, yürütmenin işleyişinde ortaya çıkan ihtiyaca göre gerekli yasaları çıkaracaktır. Bunu nasıl tespit edecek ve nasıl belirleyeceğine yönelik sistemin öncelikle TBMM’de kurulması gerekmektedir.
TBMM Başkanlığına Anayasa Hukuku alanında uzman Prof. Dr. Mustafa Şentop seçilmiştir. Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Sisteminin hem hazırlayıcılarından hem de fikir babalarındandır. Bu nedenle Meclis’in yeni siteme göre daha etkin ve daha verimli bir şekilde çalışmasını sağlayabilecek yapılandırmaya gideceğinden eminiz. Fakat Cumhurbaşkanlığı Sisteminin bütün ayakları ile daha fazla aksamadan yürümesi için TBMM’nin çok acil bir şekilde yapılandırmasını hızlandırması gerekmektedir.
Artık, TBMM eski alışkanlıklarda olduğu gibi halen iş takibi merkezi gibi çalışamaz. Milletvekilleri illerinin, ilçelerinin sorunlarının çözümünü, eş-dost-akraba, partililerin ve vatandaşların tayin terfileri için bakanlık bakanlık koşturup bürokratın insafına bırakılmamalıdır.
TBMM, bütün Türkiye’de teşkilatlanmış, ülkenin her noktasına nüfuz etmiş, dünyayı yakından okuyan, toplumsal, hatta bireysel ihtiyaçları yakından takip eden, devlet işleyişindeki aksaklıkları tespit eden, yürütmenin işleyişinde ortaya çıkan aksaklıkları bilen ve tüm bunlar doğrultusunda gerekli yasalar ve kuralları yeni aksaklık ve sorunlar çıkarmayacak şekilde etki analizleri yapılarak çıkaracak hale gelmelidir.
31 Mart seçimleri bittiğine göre TBMM’nin Cumhurbaşkanlığı Sistemi çerçevesinde kuvvetler ayrılığına uygun bir şekilde daha güçlü hale nasıl geleceği üzerine yazmaya devam edeceğiz. Çünkü gerektiği gibi işletilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı Sistemi dünyada günümüzün en iyi sistemidir. Ama ayakları tam oturmazsa da Latin Amerika Başkanlık Sistemlerinden beter hale gelecektir. Onun için Yasama-Yürütme-Yargı ve Yerel ayaklarının dengeli oturması şarttır.
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…