CHP'den ihraç edilen Yılmaz Ateş, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bazı il başkanlarının görevden alınacağını ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki gösterdi. Oyların düştüğü gerekçesiyle il başkanlarını görevden almanın hatalı olduğuna işaret eden Ateş, "Bu projeleri sunmak yerine, seçimle gelen İl – İlçe yönetimlerini görevden almak, mahalle baskısına teslim olmayan, teröre karşı direnenleri tasfiye etmekten, cezalandırmaktan başka bir anlam ve amaç taşımaz" dedi.
Yazılı bir açıklama yapan Yılmaz Ateş şunları ifade etti:
"Son yapılan PM toplantısında ve arkasından da katıldığı bir Televizyon programında Sayın Kılıçdaroğlu Doğu ve Güneydoğu İl Başkanlarını görevden alacağını söyledi. Gerekçe oyların düşmesiymiş.
22 milyon 825 bin kilometrekarelik 3 kıtada hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünü, Cumhuriyeti kuranlar çok milletli yapısına bağlamışlardır. Emperyalist güçlerin işgalinden kurtardıkları 785 bin kilometrekarelik Türkiye Cumhuriyeti’ni “Ulus Devlet” yapısı ile inşa etmişlerdir. “Türkiye Cumhuriyetini kuran halklara Türk Milleti denir.” Hükmü Anayasa’da yer almıştır. Bu halkların diline, dinine, mezhebine, rengine bakmadan “Türk Milleti” üst kimliği altında birleştirmiş, Laiklik ilkesi ile de İnanç ve ibadet özgürlüğünü getirmişlerdir.
CHP, Sosyal Demokrat Halkçı Partisi (SHP) olarak siyasi hayattayken de “Bir kişinin etnisitesi onun onurudur, şerefidir, namusudur” dedi. 1989’da hazırladığı meşhur ‘Kürt Raporu”nda dil üzerindeki yasağın kalkmasını, bölgedeki haksızlıkları, geri kalmışlığını dile getirdi; terörü reddetti. Mevcut haksızlıkların, 12 Eylül faşizminin halka yaptığı zulmün hesabının sorulmasını, yeni bir kalkınma programı uygulanmasını önerdi. Halk ile terör örgütü PKK’yı ayrı tutmak gerektiğini, bölücü teröre karşı mücadeleyi, halka şefkat, sevgi ve kucaklayıcı çözümler önerdi.
Bu rapor, Türkiye’yi terörle bölmeye çalışanlarla, bölge halkını, terör örgütünden ayırmayan bir kısım “Şahin” kamu görevlilerini, bazı siyasi odakları çok rahatsız etti. Her iki anlayış da SHP’yi, 1995’ten sonra da CHP’ni amaçlarına engel olarak gördüklerinden Türkiye genelinde çok etkili karalama kampanyaları yürüttü. En büyük baskıyı bölgedeki örgüt yöneticilerimiz gördü. 1974 Yerel Seçim Kampanyası devam ederken Ankara Etimesgut İlçe Başkanımız bana gelip istifa etmek istediğini söyledi. Nedenini sorduğumda, “ Doğulu vatandaşlarımızın ağırlıkta olduğu mahallede, ‘Güneydoğu’da başımıza bomba yağdırıyorsunuz, burada bizden oy istiyorsunuz. Çekin gidin, size oy yok” diyorlar. Askeri personelin oturduğu mahallede de, ‘Güneydoğu’da teröristleri koruyorsunuz, ellerinizde şehit kanı var, size oy yok’ diyorlar. Artık çekemiyorum” demişti.
SHP döneminde Van’da yaptığımız İl Başkanları toplantısında İl Başkanımız sevgili Necip Yağızer bölgede yaşadıkları zulmü anlatırken gözyaşlarını tutamamış, mikrofonda hüngür hüngür ağlamıştı. Sanırım o anı Genel Başkanımız Başbakan Yardımcısı Sayın Murat Karayalçın’da unutmamıştır.
Terör örgütünün bölgede pasifize edildiği son iki yıla kadar, CHP tabelasını asmak, görev almak büyük cesaret ve özveri istiyordu.
Bu ülkenin birliğini, kurtuluş ve kuruluş felsefesini, Demokratik laik Türkiye Cumhuriyeti’ni, CHP’ni hayatları pahasına savunan İl – İlçe Başkan ve yönetimleri şimdi görevden alınıyor. Görevden alınmalar Doğu kökenli Genel Başkan ve Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı döneminde oluyor.
Güneydoğu’da oyların düşmesinin sorumlusu İl – İlçe yönetimleri ise Türkiye Genelinde oyların %10’lu rakamlara inmesi, üye sayısının bile son bir yılda düşmüş olmasının sorumlusu kimdir?
Amaç oyları arttırmaksa yapılması gereken şudur:
Güneydoğu topraklarımızın %30’unu, nüfusumuzun %18’ini oluşturduğu halde Sanayiye toplam katma değeri %7’dir. Gaziantep’i çıkardığımız zaman bu oran %5’e düşmektedir. Bölgede, 1 milyon 820 bin hektar tarım alanının ancak %21’i sulanmaktadır. Tarım makine stokunun ancak %6'sı bölgededir. Sabit ve seyyar süt sağım tesislerinin %2,7’si bölgededir. Kadınların iş gücüne katılım oranı Türkiye’de ortalaması %35 iken bölgede %15’tir. İşsizlik Türkiye ortalamasının iki katıdır.
1975’e göre nüfusun %60’ı göç etmiştir. Sanayileşen Gaziantep’te göç son yıllarda tersine dönmüştür. 2017’de Türkiye’ye 32 milyon turist gelmiş. Bin yıllık Mezopotamya uygarlığının üzerine kurulu bölgeye giden Turist sayısı 10 bini bulamamıştır.
Şimdi bölgeye kaliteli eğitimi, sanayileşmeyi, tarımı, tarım sanayini, hayvancılığı, kalkınmayı, refahı, nasıl sağlayacağımızın projelerini sunma zamanıdır.
Oy arttırmanın, barışın, huzurun da ilacı bu ve benzeri projelerdir. Bu projeleri sunmak yerine, seçimle gelen İl – İlçe yönetimlerini görevden almak, mahalle baskısına teslim olmayan, teröre karşı direnenleri tasfiye etmekten, cezalandırmaktan başka bir anlam ve amaç taşımaz.
Tıpkı, görevden alıp,10 aydır boş bıraktığınız Mardin gibi."