Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, CHP'nin İkinci Yüzyıla Çağrı programında, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu'nun uyukladığı anın fotoğrafıyla yaptığı twitter paylaşımına gelen tepkilere yanıt verdi.
Özdil, sosyal medya hesabından Selvi Kılıçdaroğlu'nun uyuklaya kaldığı anın fotoğrafını "Heyecan verici bir toplantı oldu” notuyla paylaşmıştı. Özdil, bugünkü yazısında söz konusu tweet'ine ilişkin gelen hakaret de içeren bazı paylaşım ve eleştirilere yer verdi.
Kendisine gelen mesajlardan birinin “namert” olduğunu ve bunu diyen kişinin CHP belediyesinde basın danışmanı olduğunu da belirttiği yazısında, “Topluca linç edersek, kariyerini kaybetmekten korkar, ‘gördüğünü yazmaktan vazgeçer’ diye düşünüyorlar. 20 senedir böyle sanıyorlar. Mahalle baskısına boyun eğmediğimi, kariyerimi filan önemsemediğimi en iyi Chp'lilerin biliyor olması lazım… Yine de takdir sizin, benim açımdan bir kez daha denenmesinde sakınca yok. Ama sonradan söylemedin demeyin, ben gördüğümü yazarım” dedi.
Özdil devamında şunları kaydetti:
“Kılıçdaroğlu'nun eşinin uyuklama görüntüsünü ben yayınlamadım, bizzat CHP yayınladı, ben dahil, herkes gördü. CHP'nin prodüksiyon ekibi var, çekimi onlar yapıyor, rejisini
onlar yönetiyor, medyaya frekans bilgileri veriliyor, isteyen televizyon kanalı o frekansa giriyor, ortak yayına katılıyor. Jeremy Rifkin konuşurken, Kılıçdaroğlu ve eşi ekrana getirildi, o görüntü naklen yayınlandı, izleyen herkes gördü.
Televizyoncu arkadaşlar gayet iyi bilir, rejiden tüm kameraların görüntüsü eşzamanlı olarak takip edilir, hangi kamerayı seçersen, ekrana onun görüntüsü gelir, uzaktan kumandayla kanal değiştirir gibi, tamamen rejinin elindedir, istediğini gösterirsin, istemediğini göstermezsin, uyuyan, burnunu karıştıran, kulağını kaşıyan gibi görüntüler olursa, o kamera açısı ekrana yansıtılmaz, yansıtırsan ok yaydan çıkar, o görüntüyü asla geri alamazsın, herkes görür.
Yılmaz Özdil yaygarası güzel de… CHP'nin bu kadar önem verdiği, günlerdir bangır bangır çağrı yaptığı, tüm Türkiye'yi ekran başına davet ettiği tarihi vizyon toplantısında -göz göre göre- o görüntü niye ekranlara getirildi?”
Yılmaz Özdil'in yazısının tamamını okumak için tıklayınız...