Özvar, İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası'nda düzenlenen 16. Karadeniz Bölgesi Rektörler Konferansı'nın açılış oturumunda yaptığı konuşmada, son yıllarda yükseköğretimin giderek küresel bir nitelik kazandığını ve uluslararası rekabetin önemli bir alanı haline geldiğini söyledi.
Sadece gelişmiş ülkeler değil, gelişmekte olan ülkelerin de yükseköğretimde ulusal sınırları aşmaya yönelik stratejiler geliştirdiğini belirten Özvar, "Yükseköğretimde uluslararasılaşmanın doğrudan veya dolaylı olarak ülkeleri akademik, ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel açıdan zenginleştireceği ve güçlendireceği inancı her geçen gün artmaktadır." ifadelerini kullandı.
Özvar, uluslararasılaşma ve öğrenci hareketliliğinin arttığı bir dönemde Türkiye'nin bir cazibe merkezi haline geldiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"2023 yılı itibarıyla yaklaşık 200 ülkeden 350 bin uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapıyoruz. UNESCO İstatistik Enstitüsü'ne göre, Türkiye şu anda dünyadaki uluslararası öğrencilerin yüzde 2,9'una ev sahipliği yapıyor. Bugün Türkiye, dünyada en fazla uluslararası öğrenciye sahip ilk 10 ülke arasında yer almaktadır. Yakın gelecekte uluslararası öğrenci sayımızı 500 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Bir sonraki aşamada ise 1 milyona ulaşacağımıza inanıyoruz. Bu hedefimizi daha da ileriye taşımak için çalışıyoruz. Yükseköğretim sistemimizde uluslararasılaşmanın önemini vurguluyor ve iç işleyişimizi her geçen gün geliştiriyoruz."
Yabancı öğrenciler için TR-YÖS
Özvar, bu yıldan itibaren Türkiye'deki devlet yükseköğretim kurumlarına uluslararası öğrenci kabulünün sadece Türkiye Yurt Dışından Öğrenci Kabul Sınavı (TR-YÖS) ile yapılacağını belirterek, "Sınav, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılacaktır. TR-YÖS, yurt dışından öğrenci kabulüne standart getirmeyi amaçlamaktadır. Sınav yılda iki kez ve Türkçe, Almanca, Arapça, Fransızca, İngilizce ve Rusça olmak üzere altı dilde yapılacaktır." diye konuştu.
YÖK'ün insan kaynaklarını güçlendirmek amacıyla hem Türk hem de uluslararası öğrenci ve araştırmacılara yönelik burs programlarına yenilerini eklediğini aktaran Özvar, "Bu kapsamda, yükseköğretim sistemini nitelik ve nicelik olarak uluslararası standartlara ulaştırmak ve üniversitelerde yürütülen bilimsel çalışmaları desteklemek amacıyla 'Araştırmacılara Yönelik Uluslararası Destek Programları'nı geliştirdik. Bu destek programları kapsamında dört kategoride 415 kişiye burs sağlamayı hedefliyoruz. Doktora öğrencileri, doktora sonrası genç akademisyenler, ücretli akademik izne ayrılacak bilim insanları ve uluslararası araştırmacılar." bilgisini paylaştı.
Özvar, bu destek programları kapsamında 200 doktora adayı araştırma görevlisini yurt dışına göndereceklerini, yine Türkiye'deki üniversitelerde görev yapan doktoralı veya yardımcı doçent 200 araştırma görevlisini de yurt dışında doktora sonrası çalışmaları için destekleyeceklerini anlattı.
Türkiye'nin yükseköğretimde ulaştığı kapasitenin son derece güçlü ve gelecek için umut verici olduğunu vurgulayan Özvar, "Ancak Türk yükseköğretiminin paydaşları olarak bunu yeterli görmüyoruz. Vizyonumuz, yükseköğretimde kalite odaklı bir yaklaşımın tesis edilmesidir. Bu hedefle ülkemizde kalite süreçlerine ve akreditasyona özel önem veriyoruz. Ülkemizde kalite ve akreditasyon süreçlerini yönetmek üzere bağımsız bir başkanlık olarak Türkiye Yükseköğretim Kalite Kurulu'nun (YÖKAK) kurulması, yükseköğretim sistemimizde bu konuya verilen önemin bir sonucu olarak görülmelidir." ifadelerini kullandı.
YÖK Başkanı Özvar, mevcut istatistiklere göre, Türkiye'deki üniversitelerin 73'ünün kurumsal akreditasyona sahip olduğunu, 2027 yılına kadar üniversitelerin neredeyse tamamının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını beklediklerini bildirdi.
TYÇ logosu diplomaların yurt dışında tanınmasını kolaylaştırıyor
Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi (TYÇ) logosunun bu yıl ilk kez Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda yer alacağını belirten Özvar, şunları dile getirdi:
"Halihazırda 109 üniversiteden 898 program TYÇ logosunu kullanma hakkına sahiptir. TYÇ Kurulu tarafından uygun bulunan yükseköğretim programları, mezuniyet belgelerinde TYÇ logosunu kullanmaya hak kazanırlar. Bu logoya sahip olmak, yükseköğretim mezunlarına bazı uluslararası avantajlar sağlamakta, diplomalarının yurt dışında tanınmasını kolaylaştırmakta ve istihdam olanaklarını artırmaktadır. Ayrıca TYÇ logosu, yükseköğretim staj yeterliliklerinin ve öğrenme çıktılarının yurt dışında karşılıklı tanınmasını, yatay ve dikey öğrenci hareketliliğini kolaylaştırmaktadır."
Özvar, vizyonlarının en önemli unsurlarından birinin istihdam duyarlılığı olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"İstihdam bağlantısı azalan programların kontenjanlarını kademeli olarak azaltıyoruz. Öte yandan istihdam açısından öne çıkan alanlarda yeni programlar açıyoruz. Yapay zeka, yazılım ve dijital teknolojiler gibi hızla gelişen alanlarda nitelikli insan kaynağına olan ihtiyacın giderek arttığını gözlemliyoruz. Bu ihtiyaçları karşılamak üzere bu akademik yılda 20 üniversitede yapay zeka alanında 51'i ön lisans, 20'si lisans olmak üzere toplam 71 yeni program açıyoruz."
Konferansa Özvar'ın yanı sıra İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, dünyanın çeşitli üniversitelerinden rektörler, dekanlar ve akademisyenler katıldı.