Yollar ve giden canların vebalı
“Yol çalışmaları ve kazalara davetiye” başlığını taşıyan yazıyı 28.05.2021 tarihinde kaleme almıştım. Bir ay olmuş. Bu yazının içeriği yaz dönemindeki yol çalışmalarına dikkat çekmekti.
“Geçtiğimiz yıllarda dile getirdiğim karayolları ve otobanlarda devam eden çalışmaların hoyratça yapılması zaman kaybının ötesinde yaz döneminde artan ölümlü kazaların ana kaynağını oluşturmaktadır.
Görevden alınan Ulaştırma eski Bakanı Cahit Turan’ı Karayolları Genel Müdürlüğü döneminden itibaren çok fazla uyardığımı bilirim. Allah’tan görevden alındı da kurtulduk. Yol çalışmalarında 10 Km’lik yol kapatılır bütün yaz dönemi boyunca o yol çilehaneye dönerdi. Ölümlü kazalar yaz aylarında bu nedenle tavan yapardı. Sonradan 5 Km’ye indirdiler de kaza riski azaldı. Fakat problemler bitmedi. Devam ediyor.” diye uyarmıştım.
Hatta “Karayolları Genel Müdürleri, Ulaştırma Bakanlarının işi nedir bilmiyorum. Ama Türkiye genelinde ihale edilen yol çalışmalarının gerektiği gibi kontrol edildiğini söylemek imkânsız. Cahit Turan’ın yerine gelen Adil Karaismailoğlu Bakan’dan hassaten beklentimiz bütün yaz boyunca yollardaki çalışmaları müteahhitlerin insafına bırakmadan denetlemesidir.” şeklinde de çağrıda bulunmuştum.
Bununla da kalmayarak “AK Parti Hükümetlerinin ilk Bayındırlık Bakanı Rahmetli Zeki Ergezen döneminde yol çalışmaları 24 saate yayılmıştı. Zaten 3-5 ay yapılan çalışmalar daha sonra gündüz saatlerinde 8 saatle sınırlı kaldı. 3-5 ay süren ve insanı direk ilgilendiren yol çalışmalarının çok acil üç vardiya 24 saat esasına göre düzenlenmesi gerekmektedir. Böylelikle üç ay süren çalışmalar bir ayda tamamlanarak hem zamandan tasarruf sağlanacak hem çalışmaların oluşturduğu riskleri azaltacaktır. ” tavsiyesinde bulunmuştum. Karşılaştığım karayolları ve otoyollardaki çalışmalarda ki aksaklıklardan da örnekler vermiştim.
Daha da ileri giderek “Bir bakan olarak bütün yaz boyunca Türkiye genelindeki yol çalışmalarını dolaşıp denetlemezseniz ve gerekli önlemleri almazsanız bu yol çalışmaları nedeniyle oluşacak her kazanın vebali sizin, bu kazalarda meydana gelecek her can kaybının sorumlusu Ulaştırma Bakanı olarak siz ve Karayolları Genel Müdürlüğü olacaktır.” demiştim.
Bu yazı üzerine ne tepki gelecek diye bekledim. Sanki böyle bir yazı kaleme alınmamış. Anlaşılan duvara yazmışız.
Geçtiğimiz hafta sosyal medyaya çok acı bir kaza haberi düştü. Haberde Balıkesir-Savaştepe yolunun 15. Km’sin deki bir kazada 3 canın gittiği 2 canın ağır yaralandığı ifade ediliyordu. O Yolu çok iyi bilirim. Zaman zaman kullandığım bir yoldur. O yolun genişletme çalışmalarının başlaması konusunda 2015’in başında Belediye Başkanı Turhan Şimşek ve dönemin İlçe Başkanı Ali Toprak ile DPT’den izinlerin çıkarılmasını birlikte sağlamıştık. İhalesi de o tarihlerde hemen yapılmış yol inşaatı da başlamıştı.
Ne hikmetse ‘Yan yattı, çamura battı’ya döndü iş. Bu yol 6 yıldır sürünceme de kaldı. 45 km uzunluğundaki bu yolun üstüne 426 Km’lik koskoca İstanbul-İzmir Otobanı ve Osmangazi köprüsünün yapıldığını düşünürsek yılan hikâyesine dönen Savaştepe yolunun sorumlusu kim?
Geçtiğimiz hafta BASKİ Abone işleri Müdürü Mustafa KARAKUZU ve şoförü Ali Erden ile Mesut Cüce ‘yi kurban verdiğimiz kazanın vebali kimin? Giden canların mı? Yoksa yıllardır bu yolların yapımını yılan hikâyesine döndüren Başkanlığın ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nün mü?
Savaştepe yolu ve bu yolda yaşanan kazalar ve bu kazalarda giden canlar sadece son örneklerdir. Türkiye genelinde buna benzer onlarca iş sürünceme de ve yarım bekliyor.
Başta Ulaştırma Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğü olmak üzere eğer kısa zamanda gerekli tedbirleri almazsa Savaştepe yolundaki kazalar gibi maazallah her hafta farklı canları kurban verdiğimize yönelik haberleri duymaya devam ederiz.
Unutmayın her kurban verdiğimiz canların vebali sizlerindir.
Kalın sağlıcakla…