Yüz Yüze Eğitim ve Sınavların Yapılandırılması

Ngazete yazarı Bestami Bozkurt yazdı: Yüz Yüze Eğitim ve Sınavların Yapılandırılması

YKS, LGS gibi sınavların sinir bozucu tarafı file yüzmeyi öğretmeye çabalamak, balığa tırmanmayı, ayıya uçmayı…

 

Olmaz!

 

Yetenekler kişiden kişiye değişiklik gösterir. Herkesin matematiği mükemmel derecede öğrenmesini istemek aynı zamanda herkesin 100 metrede 7 saniye maratonda birinci olmasını istemek ve aynı zamanda harika müzikler üretmesini ve hatta dehşet bir ressam olmasını beklemek insana has yeteneklerin çok çok üstündedir ve böyle bir çabada beyhude çabalamış olursunuz.

 

Ortaokulda LGS denilen sınavla çocuklarımızın sırtına kambur yüklüyoruz.

 

Parası olan özel dersler aldırarak kimi etüt merkezlerine göndererek çocuklarının iyi bir fen lisesine gitmesini talep ediyor.

 

Parası olmayan!

 

Birçok ailede maddi yetersizlikler yüzünden çocukların akranları gibi etüt merkezlerine gidemeyişinin, özel derse para verememenin burukluğu yer yer de çatışması var.

 

YKS! KPSS!

 

Sınav maratonunda iyi bir bölüme değil istemediği, yetenekli olduğu bölüme değil de toplumsal belleklerde ataması garanti görülen meslekler hedefe konmuş durumda…

 

Parası olanlar özel okullara, kurs merkezlerine, özel derslere gönderir. Bilgi satın alınabilir olduğu için paran kadar bilgi alabilirsin.

 

Pandeminin kabus gibi çökmesiyle eşitlikten ve adil öğrenim hakkından çok daha fazla uzaklaştık.

 

Takriben 11 aydır sıcak gündem olmaktan düşmeyen pandemi hayatımızı tamamen alt üst etti.

 

Bitti, bitiyor! diye ümitlendiğimizde ikinci dalga, mutasyon, varyant, … derken moral ve motivasyonumuzun eşiği yalama hale geldi.

 

Tüm bu olumsuz süreçlerle birlikte tüm sınavlar planlanıyor, yapılıyor. İyi de eğitimini yüzde yüz sağlayamadığımız bir sürecin ölçümünü objektif yapabilecek miyiz?

 

Parası olan atı alıp Üsküdar’a geçecek, diğerleri?

 

Eğitimde adaleti tesis etmeden, en azından okullarda yüz yüze eğitime tamamen geçilmedikçe yapılacak sınavlar geçerlik ve güvenirlik yönünden sorunlu bir alan doğuracaktır.

 

Nisan 2020’den bu yana döndür dolaştır aynı şeyleri yazıyorum, uyarılarımı dile getiriyorum ancak hala tedbirler alınmadan okulları kapatmak çare olarak görülüyor.

 

Haziran 2021’de biteceğini biliyorsak kapatalım, sonra telafi ederiz diyor musunuz?

 

Var mı böyle bir bilgi?

 

Uzmanlar önümüzdeki yıllarda farklı salgın türlerinin artarak devam edebileceğini söylüyor.

 

Yeni normale ayak uydurmak için daha fazla zaman kaybetmeden elbirliği ile eğitimi hayatımıza yeniden dokunması için aktive etmeliyiz.

 

Sınavları da sebep sonuç ilişkisi bağlamında okullarda öğretilenleri ölçme amacı taşıyan adil sistemler olarak inşa etmeliyiz.

 

Yalnız öyle bir analitik dönüşümle yeniden mobilize etmeliyiz ki deveyi yüzmeye zorlamadan, kuşu yürümeye, kediyi kanatlanıp uçmaya zorlamadan…

 

Son yapılan araştırmaya göre toplum okulların açılmasıyla hayatın normale dönmeye başladığını düşünmeye başlayacakmış. Çünkü okullar hayatın merkezi…

 

Okullarımızı derhal yüz yüze eğitime kavuşturmalı, çocuklarımızı öğretmenleriyle yeni normal kriterleriyle buluşturmalıyız.

 

Online eğitimden nitelikli eğitim sağlanmadığı için yüz yüze eğitim için yeni şartlar ihdas edilmeli…

 

Üniversitelerdeki ikinci öğretimler gibi akşam okulları çare olabilir mi? Tüm eğitimciler her tür fedakarlığa hazır, yeter ki güzel motivasyonla mobilize edebilelim.

 

https://www.linkedin.com/in/bestamibozkurt/

https://twitter.com/bestamibozkurt

BESTAMİ BOZKURT

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri