11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başdanışmanı Ahmet Sever'e ‘terör örgütü' soruşturması!
Savcılık, hangi örgüte üyelikle suçlandığını Sever'in avukatına açıklamadı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muhammet Akçaer, 12 yıl birlikte çalıştığı 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün medya konusunda başdanışmanlığını yapan Ahmet Sever hakkında, “silahlı terör örgütüne üyelik” iddiasıyla soruşturma başlattı.
Savcı Akçaer, halen T24’te yazan Ahmet Sever hakkındaki dosyaya erişimle ilgili olarak da gizlilik kararı aldı. Türk Ceza Kanunu’nun 314/2 kapsamında başlatılan soruşturma 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörüyor.
Savcı, Ahmet Sever’in avukatı Oya Aydın Göktaş’ın, “hangi terör örgütünün söz konusu olduğu ve neye dayanarak soruşturma açıldığı” yolundaki sorularını “gizlilik” kararını gerekçe göstererek yanıtsız bıraktı.
Sever’e yaklaşık üç hafta önce de “İçimde Kalmasın – Tanıklığımdır” kitabından dolayı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Mustafa Varank ve Tekirdağ Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop tarafından aynı anda 4 hakaret ve tazminat davası açılmıştı. Erdoğan ve Varank "hakaret" iddiasıyla suç duyurusu yaparken, Şentop hakaretin yanı sıra tazminat konusunda da şikâyette bulunmuştu.
Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel'in savcılığa verdiği dilekçede, Destek Yayınları'ndan mayıs ayında yayımlanan kitapta geçen şu ifadelerin "Cumhurbaşkanı'na hakarete delil sayıldığı" öne sürülmüştü:
"Kitapları bombadan daha tehlikeli gören bir iktidar daha doğrusu tek adam vardı karşımızda", "Erdoğan'ın geleceğe dönük söylemi artık kalmadı", "Bir dediği bir dediğini tutmuyor devamlı kendisiyle çelişiyor", "Her şey bir kişinin doymak bilmeyen güç ve yetki açlığına kurban edildi. İlk dönemde büyük emeklerle biriktirilen krediler ve sermaye tek adam tarafından adım adım hoyratça harcandı", "Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidar kalmasını sağlamak amacıyla bir sistem kuruldu. Herkesi sindirmek, korkutma, yıldırmak ve susturmak için kurulan bu sistemin her yerde hafiyetleri zaptiyeleri var", "Yola birlikte çıktıktan sonra Erdoğan davayı bırakıp başka yollara sapmış olamaz mı? Erdoğan hiç ihanet etmez mi? Yola birlikte çıkmış insanların zaman içinde Erdoğan tarafından kenara çekilmeye zorlanmış tasfiye edilmiş yani ihanete uğramış olabileceği o mahallede niçin hiç akla gelmez?"
Varank ve Şentop'un şikâyeti
Teknoloji ve Sanayi Bakanı Mustafa Varank'ın da avutkatlığını üstlenen Özel, savcılığa verdiği dilekçede, kitapta geçen "Varank benim susturulmam için aracıdan başka bir şey değildi", "Mustafa Varank ile Sümeyye Erdoğan'ın arasındaki ses kaydı da bunu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde doğrular nitelikte" gibi ifadelerin "kamu görevlesine hakaret sayıldığı"nı iddia etmişti.
AKP'li Mustafa Şentop'un avukatı aracılığıyla "kamu görevlisine hakaret" iddiasıyla yaptığı 2 ayrı suç duyurusunda dakitapta geçen ifadelerin gerçeği yansıtmadığı savunularak 50 bin liralık maddi tazminat da talep edilmişti.
Şentop'un avukatı, suçlamalara delil olarak Sever'in, T24'te 20 Mayıs 2018 tarihinde "Ahmet Hakan, seni ben bile kurtaramam" başlıklı yazısı ile Sever'in, "İçimde Kalmasın / Tanıklığımdır" kitabını göstermişti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.