2022: Erdoğan’ın en zor yılı
Geride bırakmaya hazırlandığımız 2022 yılına ekonomideki gelişmeler damgasını vurdu. Bir yıldır uygulanan ekonomi modeli öğrencisinden işçisine, emeklisinden memuruna kadar milyonlarca yurttaşı yoksullaştırırken...
Geride bırakmaya hazırlandığımız 2022 yılına ekonomideki gelişmeler damgasını vurdu. Bir yıldır uygulanan ekonomi modeli öğrencisinden işçisine, emeklisinden memuruna kadar milyonlarca yurttaşı yoksullaştırırken, dar bir azınlık ihya oldu. Erdoğan ise başarısızlığının faturasını şimdilik sadece 100 bin liralık maaşına zam yapmayarak ödedi.
‘Benim alanım ekonomi, ben ekonomistim‘ diyerek 2022 yılına başlayan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “faiz sebep, enflasyon neticedir” teziyle uygulamaya soktuğu yeni model Türkiye’yi tarihinin en ağır ekonomik kriziyle karşı karşıya bıraktı.
Dar ve orta gelirli günden güne fakirleşirken, 2022 yılı Erdoğan açısından da bir hayli zorlu geçti. Çünkü ekonomide ne vaat ettiyse tersi oldu.
ŞÜKÜRSÜZ VATANDAŞLAR
2021 yılının sonunda uygulamaya konulan programla ekonomide tüm dengeler altüst oldu. Enflasyon canavarı günden güne büyürken, hayat pahalılığından şikayet edenlerin sayısı da arttı.
Mayıs 2022’nin başında bu durum için “Maalesef ülkemizde bazı kesimlerde bir şükürsüzlük, tatminsizlik, karamsarlık hali aldı başını gidiyor. Halbuki önce elimizdekilere şükür edeceğiz, sonra daha iyisi, daha güzeli için çalışacağız” diyen Erdoğan, yaz ayları ile birlikte vatandaşa sabırlı olma çağrısı yapmaya başladı ve şöyle dedi: “Ne yaptığımızı, ne için yaptığımızı, nasıl başaracağımızı ve sonuçta ne elde edeceğimizi gayet iyi biliyoruz. Milletimizden sadece sabırlı olmasını, bize güvenmesini istiyoruz.”
CANAVARA YENİLDİ
Faiz indirimleri öncesi Ağustos 2021'de yüzde 19,25 olan resmi yıllık tüketici enflasyonu 2022’de yüzde 80’i aştı. Bu oran, son 20 yılın ve AKP iktidarları döneminin zirvesi olurken, hissedilen enflasyon ise yüzde 180’i geçti.
2021 yılını “Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim ve enflasyonla mücadelemi de sürdüreceğim. Bu konuda nas ortada. Nas ortada olduğuna göre sana, bana ne oluyor?” sözleriyle bitiren Erdoğan’ı 2022 yılında en çok zorlayan başlıklarından biri enflasyon oldu. “Bak, yine söylüyorum; faiz sebep, enflasyon neticedir. Buna inandığımız gün başarılı olacağız” diyen Erdoğan’ın politikası başarılı olamadı.
Sene başında “Yavaş yavaş, kademeli bir şekilde, aceleci olmadan kur da düşecek, faiz de aynı şekilde düşecek ve 2022 bizim en parlak yılımız olacak” diyen Erdoğan politika faizini tek haneye düşürdü ama tezi istenileni vermedi. Mevduat faizini yüzde 20'nin üzerine çıkaran bankalar kaynak yaratmaya çalışırken, ihtiyaç kredisinin faizleri yıl içinde yüzde 35’i aşarak son 4 yılın zirvesine çıktı.
1 Ağustos 2022’de “Son dönemde enflasyonun sembolü bedeller ödemeye devam ediyoruz. Fırsatlar, ödediğimiz bedellerden daha çok olduğunu bilerek devam edeceğiz. Ekonomi modelinden taviz vermeyeceğiz” diyen Erdoğan’ın ısrar ettiği ekonomi modeli vatandaşın cebini yaktı geçti.
HERKES HESABINI ONA GÖRE YAPSIN
29 Ocak 2022’de “Faizle mücadelemi biliyorsunuz, faizi indireceğiz ve indiriyoruz. Bilin ki enflasyon da inecek, daha da düşecek. Döviz kuru istikrara kavuşur, enflasyon düşer, pahalılık ortadan kalkar. Bunların hepsi de gelip geçicidir” diyen Erdoğan, yıl içinde enflasyonu düşüremeyince vaatlerini 2023’e sarkıttı. “Herkes hesabını 2023’te yüzde 20 enflasyona göre yapsın” sözleriyle 2022 yılını bitiriyor.
EN ÇOK BANKALARA YARADI
Dolar/TL kuru 8,30'dan 18,70'e kadar yükselirken, kur korumalı TL mevduat adlı riskli ürün de Türk Lirası'nın değer kaybını önleyemedi. Cumhurbaşkanı'nın faizler nedeniyle sık sık hedef aldığı bankalar, faiz operasyonundan en kârlı çıkanlar arasında yer aldı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, bankacılık sektörünün net kârı 2022 yılı Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 408 artışla 335 milyar 918 milyon TL olarak gerçekleşti.
PARASI OLAN KAZANDI
Döviz kurunu stabil hale getirmek ve yabancı para birimlerine olan talebi azaltmak için hükümetin hayata geçirdiği Kur Morumalı Mevduat'ta (KKM) parası olanlar hem dolardaki yükselişten hem de mevduat faizinden faydalandı. Ancak, KKM’nin Hazine’ye maliyeti şu anda 90 milyar TL’yi bulmuş durumda. Bu miktar sadece Hazine’den mudilere ödenen para. Merkez Bankası'nın dövizden KKM’ye geçenlere ne kadar ödediği tam olarak bilinmiyor.
MÜTEAHHİTLER VE MÜLK SAHİPLERİ…
Faiz operasyonuyla birlikte kur artışı, döviz cinsi yüksek gelir garantisi verilen yap işlet devret projelerinin müteahhitlerine yaradı.
Hükümete yakın ilişkileri sayesinde ihaleleri toplayan az sayıdaki müteahhidin kazancı, kur artışıyla birlikte arttı. Söz konusu müteahhitler, projeler için kullandıkları kredilerin de döviz cinsi olduğunu belirtseler de, yüksek gelir garantileri, kredi riskini aşıyor.
İnşaat maliyetlerindeki artış, göçmen politikası ve yabancılara konut satışıyla birlikte aşırı düşük reel faizler, konut fiyatlarını şişirdi. Merkez Bankası’nın açıkladığı verilere göre ekim ayı itibariyle konut fiyatları yıllık bazda ise yüzde 188,2 arttı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.