40 üst düzey yönetici 100 milyonu cebine indirdi, binlerce Denizbanklı maaşına zam bile alamadı
Denizbank'ta çalışanlar maaşlarına zam bile alamadan ağır koşullar altında çalışmaya devam ederken, bankanın üst düzey yönetiminin 100 milyon lirayı cebine indirdiği ortaya çıktı. Bir Denizbank çalışanı, bankada neler yaşandığını kaleme aldı...
Türkiye'de Ağustos 2018 ile birlikte etkileri artan ekonomik krizin en çok etkilediği sektörlerin başında Bankacılık geliyor.
Bankaların kredi geri dönüşlerinde büyük sorunlar yaşanmaya başladığı, siyasi iktidar tarafından faiz oranlarının emir-komuta zinciri ile aşağıda tutulmaya çalışıldığı, geciken krediler için ödenemeyeceği açık da olsa yapılandırma sürecine gidilmesi için baskı yapıldığı biliniyor. Buna rağmen göstergeler tahsili mümkün olmayan alacakların hızla yüzde 10 ve sonrasında yüzde 20 seviyelerine ulaşabileceğini gösteriyor.
Sektörde çalışanlar ise her gün ya işi, ya hakları ya da maaşı ile tehdit edilerek daha fazla ve işinden edilen diğer arkadaşları yerine de çalışmaya zorlanıyor.
DENİZBANK'TA NELER OLUYOR?
Enflasyon ve krizin etkisiyle alım gücü yüzde 40'tan fazla azalan maaşlarına rağmen ya yapılmayan, ya da çok düşük oranlarda yapılan maaş artışları, düşürülen prim oranları ve neredeyse hiç ödenmeyen fazla mesaileri ile sektörün çalışanları çok zor koşullarda yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
İşte bu ortamda önce ParaMedya adlı sitede, sonra da Bankaların çalışanları arasında bir haber elden ele dolaşmaya başladı: Banka Üst Yönetimlerinin Ücretleri ve Primleri Tablosu!
Daha önce DenizBank'ın Bankacılık sektöründe bir "emek cehennemi" olarak ayrıştığını gösteren çok sayıda haber yayınlanmıştı. Bir Banka çalışanı ile bu tabloda DenizBank'ın en üst sıradaki yeri üzerinden yaptığımız görüşmede şunlar dile getirildi;
"Evini geçindirmeye, işinde tutunmaya, "maliyet yönetimi" ve "işlerin düşmesi" bahane edilerek işten atılan arkadaşlarının yerine daha çok çalışarak üzerlerine yığılan yetişmeye çalışan DenizBank emekçileri, emeklerinin nereye ve kimlere nasıl aktarıldığını çok çarpıcı bir veriyle bir kez daha görmüş oldu. "
Aslında küçük bir "yeni Türkiye" tablosu bu. Banka siyasi iktidar ve yandan şirketleri ile kol kola girmiş, adeta gölge bir kamu bankası gibi çalışıyor.
DenizBank'ta üst yönetimin son 5 yılda kullandırılmasını "Ateşli" şekilde savunduğu ve kimi zaman aksi yönde görüşlere rağmen kullandırılmasını neredeyse emrettiği kredilerin birer birer kanuni takip aşamasına aktarıldığını gördük.
Üst düzey yöneticilerin nasıl hızla zenginleştiklerini, nasıl siyasi iktidarın bir üyesi gibi konuşmaya, davranmaya başladıklarına tanık olduk.
Bir türlü koltuklarını terk etmeyen Üst Yönetimin bir yılan hikayesine dönüşen Banka'nın satışından da büyük bir prim beklediğini biliyorduk. Bu nedenle satış tamamlanana kadar her türlü baskı yaşandı ve yeni, daha düşük fiyat belirlenip kamuoyuna geçtiğimiz hafta duyurulana kadar da neredeyse gizemli bir hal alan satış ile ilgili kimseye bilgi verilmedi.
Kapıda Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde zorla gül dağıtan yöneticilerin hukuki platforma taşınan tacizlerini, mobbinglerini, kadın düşmanlıklarını, küfürlerini, küfür gibi performans değerlendirmelerini duyuyoruz. Artık Yönetimin ve onların diliyle konuşan yöneticilerin katıldığı her toplantı bir tehdit ve gözdağı verme görüşmesine döndü.
Burada çalıştığımız sürece her yıl daha da zor geçinmeye, sektörün altında maaşlar ve zam oranları ile duruma razı olmaya zorlandık.
Her konuda rakiplerinden geriye düşmeye başlayan Bankamızın, sonunda Üst Yönetim Ücret ve Primlerinde "şampiyon" olduğunu öğrendik. Büyük şampiyonlar hala bu yılın zam oranlarını dahi açıklama nezaketi göstermediler! Ancak yüzde 15-20 oranında bir zam verilebileceğini her fırsatta söylüyorlar.
Aynı tablolarda DenizBank'ın en düşük "personel gideri" rakamına sahip Bankalardan olduğu da yer alıyor, utanacaklarına ne kadar zor durumda olduklarını anlatıyorlar ama DenizBank Üst Yönetimi, ülke ekonomisinin neredeyse durduğu, 1,500 personelin işten çıkarıldığı çok zor bir dönemde cebine tam 100 Milyon lira koydu. Bunun Bankalar arasında ilk sırada yer aldıkları haberi her yerde yayılıyor ve Banka'nın her köşesinde konuşuluyor. Resmen yüzümüze baka baka bizlerle dalga geçiliyor.
Banka'nın Genel Müdürü ise bu dalga geçme halini teyit edercesine gittiği her yerde şarkı söylüyor, hükumet kurmayları ile omuz omuza, ekonominin ne kadar iyi olduğunu anlatıp duruyor.
Çünkü Yönetimin keyfi yerinde, hükumet yap diyor, askeri bir disiplinle hazırlar, ekonomik sorunlar ve likidite umurlarında bile değil, bol keseden veriyorlar krediyi, cepleri bayram ediyor belli ki!
Biz Banka çalışanları ise batan kredilerin ödenmesi, yapılandırılması için uğraşıp, didiniyoruz ve hem borcunu ödemeyen patrondan, hem Banka yönetiminden hakarete maruz kalıyoruz. Bu mobbinge göğüs geren binlerce çalışan işini kaybetmemek için gösterdiği tahammülün eşiğine geldi.
Kanyak: Cengiz Ateş/soL.haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.