AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı’dan önemli açıklamalar

AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı’dan önemli açıklamalar

Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) 40. Toplantısı'nda konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı söyledi

Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) 40. Toplantısı'nda konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Türkiye'nin Avrupa Birliği konusunda bazı üye devletlerin hareketleri nedeniyle uzağa itildiğini, tam üyelik sürecinin durdurulmasının Türkiye açısından demotivasyon kaynağı olduğunu ve PKK ve terör konusununda Türkiye için önemli konular olduğunu söyledi.

Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi 40. Toplantısı, İzmir'de düzenlendi. Toplantı; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı ve Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Türkiye tarafı Eş Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Üyesi ve Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi AB tarafı Eş Başkanı Peter Clever, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Dış İlişkiler Bölüm Başkanı Dimitris Dimitriadis, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ve Avrupa Komşuluk Politikaları ve Genişleme Müzakereleri Genel Direktör Yardımcısı Maciej Popowski'nin açılış konuşmalarıyla başladı. Toplantıya İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de katıldı.

"ŞU AN KENDİSİ ZATEN AVRUPA'DA"

Konuşmasına, "Avrupa dışında toplantı düzenlemek pandemi nedeniyle çok çok zordu" diyen Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Dış İlişkiler Bölüm Başkanı Dimitris Dimitriadis'e cevap vererek başlayan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, "Dimitriadis, Avrupa dışında toplantıdan bahsetti. Sanırım "AB dışında" demek istedi. Şu an kendisi zaten Avrupa'da. İzmir Avrupa'nın bir parçası" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE UZAĞA İTİLİYOR"

Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Türkiye-AB ilişkilerinde olumlu gelişmelerin olduğunu da ifade ederek şöyle konuştu: Pozitif ajandayı devam ettirmeyi ümit ediyoruz. Pozitif ajanda üzerinde çalışılması gereken bir konu. Tam üyelik önemli bir perspektif. Bunun yarın gerçekleşmeyeceğini biliyoruz. Türkiye'nin reformist bir yolda ilerlemesi isteniyorsa, Kopenag kriterleri içinde hareket etmesi bekleniyorsa tam üyelik sürecinin durdurulması, demotivasyon kaynağı oluyor. Türkiye aslında uzaklaşmıyor, eskiden bulunduğu yerde ama Türkiye bazı üye devletlerin hareketleri nedeniyle uzağa itiliyor. Biz Türkiye'yi kesinlikle üyelik perspektifinden değerlendirmek istiyoruz. Ancak biliyorsunuz ki Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gerekiyor. Bugünkü uygulamalarda asimetriler var ve ticaret açısından pürüze neden olan noktalar var. Ama AB ve Türkiye arasındaki olumlu gündemin devam ettirilmesi için önemli. Üst seviye toplantıların yapılması önemli. Özellikle politik sebeplerle üyelik sürecimizin beklemeye alınması ne yazık ki bizim için motivasyonu düşüren bir uygulama oldu."

"PKK VE TERÖR KONUSU BİZİM İÇİN ÖNEMLİ"

PKK ve terör konusunun önemli olduğunu vurgulayan Kaymakcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "PKK'nin AB'de terörist olarak listeye girmesi önemli ama yeterli değil. Sadece PKK değil FETÖ gibi terörist organizasyonları için aynı şeyin uygulanması lazım. DAEŞ, El Kaide ve radikalleşme üzerinde birlikte çalışmamız lazım. Göç konusunda Türkiye başarılı oldu ama AB ile olan ilişkimiz, göç ve para konusunda indirgenemez. Bu para Türkiye'ye verilmiyor. Bu para Türkiye'deki Suriyelilere veriliyor. Bu fonlamayı olumlu karşılıyoruz ama bunun Türkiye'nin aday ülke konumunda almış olduğu fonlardan düşülmemesi gerekiyor. Yeni göç anlaşması kuzey Sureye bölgesinde işbirliğini gerektiriyor. İnsan hakları çerçevesinde, insani koşullara uygun şekilde Suriyeli göçmenlerin kuzey Suriye'ye geri dönmelerinin sağlanması için de bir işbirliği gerekiyor. İran, Irak ve Suriye'den yeni göç alınacağını biliyoruz ve şu an bunlar için önlem alınması gerektiğini düşünüyorum. Sorunların öncelikle ortadan kaldırılması gerekiyor ki kaynak ülkelerden düzensiz göçmen devam etmesin. Bu ülkelere genç nüfusun geri iadesi çok önemli ki bu ülkeler tamamen ortadan kalkmasın."

"DİYALOĞA, İLİŞKİLENMEYE İHTİYACIMIZ VAR"

Kaymakcı, sözlerini şöyle tamamladı: "İlişkilerimizde pozitif bir gündeme ihtiyacımız var. AB ülkeleri kendi üye ülke danışmalarını istismar etmemeliler. Burada ortaklar arasında sessizlik hakim gelecektir ve bu üretken bir durum değil. Diyaloğa, ilişkilenmeye ihtiyacımız var."

"YAKIN DİYALOĞA HER ZAMANKİNDEN FAZLA İHTİYACI VAR"

Toplantıda konuşan TOBB Başkanı ve Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Türkiye tarafı Eş Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, "Komitenin Türkiye tarafı, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkileri yol haritası olarak görüyor. Ekonomik, iş, toplumsal ve insani hayatı geliştiren unsur olarak görmektedir. Türkiye'nin AB ile ilişkilerini yakından desteklemeye devam ediyoruz. AB ile ilişkilerin yakın diyaloğa her zamankinden fazla ihtiyacı var. Komite, iyi günlerde de zor günlerde bir araya gelmeyi başardı. Bir kez daha Türkiye ile AB arasındaki diyaloğa desteğimizi göstermek istiyoruz" diye konuştu.

"NE YAZIK Kİ İLİŞKİLER DURGUNLAŞMAYA BAŞLADI"

Gümrük Birliği'nin, Türkiye'nin ekonomik dönüşümündeki en önemli rollerden birini üstlendiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: "Hepimiz katılım müzakerelerinin olumlu etkilerine tanığız. Aynı zamanda gündemimiz AB ve Türkiye arasındaki ortak geleceği destekleyen bir gündem ama uzun süre olumlu ilişkilerin ardından ne yazık ki ilişkiler durgunlaşmaya başladı. Biliyoruz ki birbirimize ihtiyacımız var. Suriyeli mülteciler konusundaki işbirliği bize ortak bir gelecek düşündürecek kadar güçlü değil."

"İKİ ÜLKE ARASINDA YAKIN İŞBİRLİĞİNE İHTİYAÇ VAR"

Yeşil Anlaşma'nın, pozitif gündem için kilit önemde olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Gümrük Birliği'nin, Yeşil Anlaşma dönemindeki modernleşmesini görüyoruz ama bunu güçlendirmemiz gerekiyor. Biz iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini görmeye başladık. Orman yangınlarını güçlü şekilde bölgemizi etkiledi. Seller, ortak bir belirteç olarak karşımıza çıktı. Depremin de Türkiye Yunanistan'ın ortak meselesi olduğunu biliyoruz. Bunlar yakın işbirliğinin ihtiyacını gösteriyor. İki ülke arasında yakın işbirliğine ihtiyaç var" sözlerine yer verdi.

"DESTEĞİNİZE İHTİYACIMIZ VAR"

Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının, finansal işbirliğinden faydalandığını ancak bu işbirliğinin düzeyinin düştüğünün farkında olduklarını söyleyen Hicarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye, Yeşil Anlaşma'ya uymak üzere yaklaşımlarını geliştirmek durumunda. Bu fonların miktarının artması için yardımlarınızı istiyoruz. Vize diyaloğunun başarıya ulaşması gerekli. Bu konuda desteğinize ihtiyacımız var. AB, Türkiye'nin bir numaralı ticaret ortağı. Türkiye ise AB'nin 6. ticaret ortağı. Ticaret, çoğunlukla kara taşımacılığı üzerinden gerçekleşiyor. Hem AB'den hem de AB'ye doğru ticaret transit kotaları ile karşı karşıya kalınıyor. Bu konuda desteğe ihtiyacımız var. Türkiye ve AB katılım sürecine yeni enerji katmalıyız. Türkiye'nin sivil toplum kuruluşları olarak her türlü yapıcı inisiyatifi desteklemeye hazırız. Karşılıklı katkı sunacağımız pek çok alan var."

"EKONOMİNİN YEŞİLLENMESİ HEPİMİZ İÇİN ÖNEMLİ BİR İHTİYAÇ"

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Üyesi ve Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi AB tarafı Eş Başkanı Peter Clever de şöyle konuştu: "Evliliklerde geçerli olan şeyler kamusal ortaklıkta da geçerli. Yaşadığımız bütün güçlüklere ve ciddi tartışmalarımıza rağmen iletişim kanallarımızı açık tutmak durumundayız. Birbirimizle temas halinde olmalı ve tartışmaya devam etmeliyiz. İşveren grubunun bir temsilcisi olarak ben sık sık şu soruyu soruyorum, "İyi ekonomik gelişimi nerede yaşıyoruz?" Bir orman yangını ortaya çıktığında ortak ekipmanlara ihtiyacımız oluyor. Bunun için izin bile istememiz lazım. Halk, siyasi iş birliğinden fayda görebilir. Ekonominin yeşillenmesi hepimiz için önemli bir ihtiyaç."

"TÜRKİYE, PARİS ANLAŞMASI'NA UYACAK BÜTÜN KAPASİTEYE SAHİP"

Elektronik olarak toplantıya bağlanan Avrupa Komşuluk Politikaları ve Genişleme Müzakereleri Genel Direktör Yardımcısı Maciej Popowski de "Türkiye'nin Erasmus gibi programlara katılması bu zamana kadar son derece faydalı oldu. Komisyon önümüzdeki yıllarda bu konudaki iş birliğini artırmayı planlıyor. Araştırmanın ve inovasyonun etkisini artırmak önemli. Yeşil Anlaşma çok önemli. İklim değişimi hem Avrupa hem de dünyayı tehdit ediyor. İklim değişimi bizim için hem bir değişim hem de yeni ekonomik modeli oluşturma yönünde fırsattır. Türkiye Paris Anlaşması'nı imzalamış durumda. Bu oyunu değiştiren önemli bir faktördür. Türkiye, Paris Anlaşması'na uyacak bütün kapasiteye sahip. Yeşil Anlaşma çerçevesinde aynı hizaya gelmek bizim için çok önemli" dedi.

"ARTIK AYNI HEDEFLERİ PAYLAŞIYORUZ"

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer, "2 ay içinde AB ve Türkiye arasında üst düzey görüşmeler oldu. Göç önemli bir konuydu. Bununla birlikte iklim krizinin üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Bütün bunlar geçtiğimiz birkaç yıl ile karşılaştırıldığında çok daha iyi bir yolda gittiğimizi gösteriyor. İklim değişikliği açısından Türkiye'nin Paris Anlaşması'nı onaylamasını büyük memnuniyetle karşıladık. Artık aynı hedefleri paylaşıyoruz, bu önemli soruna karşı aynı tarafta savaş veriyoruz" ifadelerini kullandı.

"KOBİ'LER BUNDAN NASIL ETKİLENECEK?"

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Dış İlişkiler Bölüm Başkanı Dimitris Dimitriadis, "Avrupa dışında toplantı düzenlemek pandemi nedeniyle çok çok zordu. Akdeniz bölgesinde sosyal hayat ve ekonomi açısından çok önemli farklılıklar değişiklikler ortaya çıktı. Bunlar, Avrupa için önemli gerginlik kaynağı oldu. Bu, KİK'in aktif çalışmasının ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Sivil korunma mekanizmasının AB ülkelerinde yerleşil mekanizma haline gelmesi büyük bir bütçe ve önemli insan kaynağının kullanılmasını gerektirdi. Ben özel sektörden geliyorum. "Yeşil ekonomi" diyoruz ama özellikle KOBİ'ler bundan nasıl etkilenecek? Yeşil Anlaşma'nın bütün maddeleri yürürlüğe girdiğinde bütün dünyada aile şirketlerine ne olacak? Binlerce kişi işini kaybedecek. Bunların etkileri neler olacak? Ekonomi ve sosyal komitede bunlar önemli konular. Yeşil ekonomiye geçiş önemli ama bunun sonuçları ne olacak, bunlar çok önemli" diye konuştu.

Toplantı, basına kapalı olarak devam etti.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler