ABD 2020’de Olağanüstü Seçim Süreci Yaşadı

ABD 2020’de Olağanüstü Seçim Süreci Yaşadı

2020 yılına ABD tarihinde daha önce görülmemiş bir başkanlık seçim süreci damga vurdu. Amerika, Corona virüsü salgını, gösteriler ve şiddet olaylarının gölgesinde sıradışı bir seçim süreci yaşadı.

2020 yılına ABD tarihinde daha önce görülmemiş bir başkanlık seçim süreci damga vurdu. Amerika, Corona virüsü salgını, gösteriler ve şiddet olaylarının gölgesinde sıradışı bir seçim süreci yaşadı. Seçimleri kaybeden Donald Trump sonuçlara itiraz etti, ancak mahkemelerden sonuç alamadı. Yenilgiyi resmen kabul etmeyi reddeden Trump, ABD tarihinde ilk kez iktidarın barışçı şekilde devredilmesi konusunu tartışmaya açtı.

ABD’de Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump ve Demokrat Parti başkan adayı Joe Biden arasındaki seçim yarışının her koşulda hareketli ve belki biraz da gergin geçmesi bekleniyordu. Ancak tüm dünyayı etkisi altına alan küresel bir pandemi, Amerika’da siyaseti ve seçim sürecini bir anda alt üst etti.

ABD Başkanı Trump, 2016 seçimlerinde kampanyasının Rusya’yla işbirliği yaptığı iddialarının ardından hakkında başlatılan baş döndürücü bir azil soruşturmasında, 2020 yılına Şubat ayında Cumhuriyetçiler’in çoğunlukta olduğu Senato tarafından aklanarak girdi.

Başkan Trump’ın başkanlığı üzerinde asılı duran özel yetkili savcı Robert Mueller’ın yürüttüğü Rusya soruşturması gölgesi bu oylamayla kalkmış, ekonomi de güçlenmişti.

Azil soruşturmasının ardından siyasette ortaya çıkan tablo ABD’de seçim yılı olan 2020’de Trump açısından olumlu görünüyordu. Ancak Mart ayında Amerika, Çin’in Wuhan kentinde başlayan Corona virüsü salgınıyla çoktan tanışmış ve salgın çok geçmeden Amerika’nın tamamına yayılmaya başlamıştı.

Corona virüsü salgını gündemi belirledi

ABD Başkanı Donald Trump, ülke genelinde vaka sayılarının gittikçe artmasına rağmen salgının ilk döneminde virüsü hafife alan açıklamalar yaptı. Corona virüsü için, “mevsimsel gripten farkı yok” dedi, havalar ısınınca virüsün ortadan kaybolacağını savundu.

Trump, 11 Mart 2020’de Oval Ofis’te kameralar karşısına geçerek halkı teskin etmeye çalıştı. ABD Başkanı, Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel pandemi ilan ettiği salgının ekonomideki olumsuz etkileri konusunda, bunun bir mali bir kriz olmadığı ve geçici bir durum olacağı mesajı veriyordu.

ABD’de hayatı değiştiren virüs salgını, 2020 Başkanlık seçimine de damga vurdu. Can kaybının 50 bine ulaştığı Nisan ayı sonunda, Trump’ın günlük basın toplantısında vücuda dezenfektan enjekte edilerek virüsün yok edilebileceğini ima etmesinin ardından sağlık yetkilileri uyarı üzerine uyarı yaptı.

Trump’ın Corona virüsü salgınıyla mücadele için oluşturduğu Görev Gücü ile birlikte neredeyse her gün düzenlediği basın toplantıları, ABD Başkanı’nın tartışmaya yol açan bu açıklamalarının ardından yapılmadı.

ABD George Floyd gösterileriyle sarsıldı

Haziran ayına gelindiğinde, salgında can kaybı ve vaka sayısında dünyada liste başı olan Amerika, bir de siyah George Floyd’un polis tarafından gözaltına alınırken nefessiz bırakılarak öldürülmesinin ardından patlak veren protestolarla sarsıldı.

Trump’ın “kanun ve nizam” söylemiyle, başkent Washington ve Beyaz Saray yakınlarındaki Lafayette Park, ABD tarihinde ilk kez aralarında basın mensuplarının da polis şiddetine hedef olduğu gazlı sert müdahaleye tanık oldu.

ABD Başkanı’nın başkentteki şiddet olaylarında zemin katındaki bir odası hafif hasar gören tarihi St. Johns Kilisesi’ne yanında dönemin Savunma Bakanı Mark Esper ve Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley ile birlikte yürüyerek gidebilmesi için parkın müdahaleyle boşaltılması tepki çekti.

Her iki yetkili de olaylardan sonra gelen yoğun tepki üzerine o anda Başkan Trump’la aynı karede yer almalarının bir hata olduğunu söyleyecekti.

Başkent Washington dahil, ABD’nin dört bir yanında düzenlenen protestolar ve yaşanan şiddet olayları seçim kampanyasının gündemine oturdu. Özellikle 2020 seçiminde ilk kez oy kullanacak olan genç seçmenler mobilize oldu.

Biden siyah ve kadın başkan yardımcısı adayı seçti

ABD bir yanda pandemi, diğer yanda protestolarla seçime ilerlerken, Demokrat Parti’nin başkan adayı olan Joe Biden, başkan yardımcısı adayı olarak siyah ve Hint kökenli California Senatörü Kamala Harris’i seçti.

İkili, yaptıkları açıklamalarla Trump yönetimini hem Corona virüsü salgını hem de gösterilerdeki tutumu konusunda hedef aldı.

Anayasa mahkemesi tartışması

Seçime iki aydan az zaman kala, ABD’de liberallerin en büyük korkularından biri gerçek oldu.

Önemli kararlara koyduğu muhalefet şerhleriyle adından söz ettiren sembol isim Anayasa Mahkemesi Yargıcı Ruth Bader Ginsburg, 18 Eylül’de 87 yaşında kansere yenik düştü.

Trump, Ginsburg’den boşalan koltuğu doldurmak üzere derhal harekete geçerek, yerine muhafazakar yargıç Amy Coney Barrett’ı aday gösterdi. Seçimlere 8 gün kala Senato onayı alan yargıç Barrett yemin ederek göreve başladı.

Trump’ın amacı, seçim sonucunun Anayasa Mahkemesi’ne taşınması halinde, mahkemedeki liberal-muhafazakar yargıç dengesinde ibreyi muhafazakarlardan yana güçlendirmekti. Ancak Trump’ın bu adımı Demokrat Parti tabanını da harekete geçirdi.

Pandemi gölgesinde iki farklı seçim kampanyası

Demokrat Parti'nin 78 yaşındaki başkan adayı Joe Biden, seçim kampanyası sürecinde kabalalık mitingler düzenlemedi, sosyal mesafe kurallarına uyup maske taktı.

Biden, seçmenlere sanal ortamdan seslendi. Sık sık halktan uzmanların uyarılarına kulak vermelerini istedi.

74 yaşındaki Cumhuriyetçi Başkan Trump ise çoğu zaman sosyal mesafe kurallarının hiçe sayıldığı mitingler düzenledi. Maske takmayı reddetti.

Pandemi döneminde maske ABD’de neredeyse siyasi bir simge haline geldi. Başkan Trump'ın destekçilerinin çoğunun kalabalık mitinglerde maske takmamaları dikkat çekti.

Trump Corona oldu

29 Eylül’de, Trump ve rakibi Biden, ilk televizyon tartışması için karşı karşıya geldi. Trump’ın rakibi Biden’ın sözünü sık sık kesmesiyle, tartışma kontroldan çıktı.

Başkan adaylarının farklı konulara ilişkin bakış açılarını ve önerilerini duymak isteyen Amerikalı seçmen kaotik bir tartışma izledi.

İki aday arasında bir sonraki tartışma için başkanlık tartışma programlarının formatından sorumlu olan komisyon kuralları değiştirmek zorunda kaldı.

Bu tartışmadan birkaç gün sonra ABD Başkanı Trump’la First Lady Melania Trump’ın Corona virüsü testi pozitif çıktı.

Başkan Trump Walter Reed Askeri Tıp Merkezi’nde tedavi altına alındı. Doktorları Trump'a Regeneron adlı firmanın ürettiği antikor kokteyli verildiğini; D vitamini ve çinko vitamini takviyesi yapıldığını açıkladı.

Trump, 72 saatin ardından Beyaz Saray’a döndü, tedavisine orada devam edildi. ABD Başkanı, merdivenlerde maskesini çıkararak kamuoyuna mesaj verdi.

Trump sahalardan 10 gün uzak kaldı. Pandemi sürecini iyi yönetememekle ve pandemiyi ciddiye almamakla eleştirilen Başkan’ın kendisinin de hastalığa yakalanması Beyaz Saray’ın imajını sarstı.

Seçime rekor katılım ve posta yoluyla oy tartışması

Amerikalılar, pandeminin gölgesinde seçim öncesi iki farklı şekilde oy kullandı. Seçmenlerin önemli bir bölümü erken oy verme işlemi kapsamında sandığa giderek oy verdi. Önemli bir bölümü de posta yoluyla oy kullandı.

ABD'de seçim günü öncesinde oy kullananların sayısı 100 milyondan fazlaydı. Bunların yaklaşık 65 milyonu posta yoluyla oy kullandı. Bu seçmenlerin çoğu Demokrat Partili’ydi.

Trump, seçim öncesi süreçte herhangi bir kanıta dayandırmadan, posta yoluyla oy kullanılmasının usulsüzlüğe açık olduğunu iddia etti. Daha önceki ABD seçimlerinde de posta yoluyla oy kullanılmış ve kendisi de bu şekilde oy vermiş olmasına rağmen, Trump bu yöntemin üzerine gölge düşürmeye çalıştı.

Soluk soluğa geçen bir seçim gecesi

3 Kasım’da tüm dünya ve Amerika soluk soluğa geçen bir seçim yarışı izledi. Posta yoluyla kullanılan oyların sayılması zaman aldığından, sonuç seçim gecesi belli olmadı.

Seçimi izleyen günlerde posta yoluyla kullanılan oylar sayıldıkça, Demokrat Partili Joe Biden öne geçti.

Pandemiye rağmen seçime katılım rekor düzeyde oldu. Seçime katılım oranı yüzde 66'ydı. Bu, ABD'de 1908 yılından bu yana görülen en yüksek katılım oranıydı.

Trump ise posta yoluyla kullanılan oyların sayılması nispeten uzun sürdüğünden, aslında ağan bu gecikmeye işaret ederek, ısrarla seçimin kendisinden çalındığını iddia etti. Bu, Demokrat Parti’nin hazırlıklı olduğunu söylediği bir senaryoydu.

Biden’dan zafer konuşmasında “birlik” mesajı

ABD tarihinde bugüne kadar bir başkan adayının aldığı en fazla oyu alan ve Seçici Kurul delege oylarını da alarak başkanlığı garantileyen Joe Biden, seçimden 4 gün sonra yaptığı zafer konuşmasında “birlik” mesajı verdi.

Yanında ABD’nin ilk kadın başkan yardımcısı seçilerek tarihe geçen Kamala Harris de vardı.

Biden, memleketi Delaware’de zaferini kutlamak için toplanan kalabalığa, “Bana gösterdiğiniz güvenden onur duydum. Ayrıştırmayı değil birleştirmeyi amaçlayan; eyaletleri mavi ya da kırmızı olarak değil; ABD’yi bir bütün olarak gören bir başkan olmaya kararlıyım. Başkan Trump’a oy verenlerin yaşadığı hayalkırıklığını anlıyorum. Benim de kaybettiğim oldu. Ama şimdi artık birbirimize bir şans vermeliyiz” diye seslendi.

Trump yenilgiyi kabul etmedi

Resmi olmayan sonuçlara göre, seçimin galibi Joe Biden oldu. Ancak Trump yenilgiyi kabul etmedi. Geçiş sürecini resmi olarak başlatmamak için uzun süre direndi. ABD seçimleri tarihinde daha önce olduğu gibi rakibini arayarak yenilgiyi kabullenmedi.

Trump’ın bu tavrı seçmenlerinde de karşılık buldu. Seçimi Biden’ın kazandığını kabul etmeyen binlerce Trump destekçisi, başkent Washington’da “Oyların çalınmasını durdurun’’ sloganıyla yürüdü.

Aralarında ırkçı olarak nitelenen ve yalnızca erkeklerden oluşan Proud Boys (Gururlu Çocuklar) üyeleri de vardı. ABD tarihinde ilk kez “iktidarın barışçı şekilde devri tehlikede mi?” sorusu gündeme geldi.

Biden: “Amerika geri döndü”

Seçimi kazanan Joe Biden ise ekibini oluşturma çalışmalarını hızla sürdürdü. Tercih ettiği isimlerle, ABD’nin iç ve dış politikasında kurumların ağırlığının ve deneyimli bir ekibin altını çizdi, “Amerika geri döndü’’ dedi.

Kabinesine seçtiği isimleri açıkladığı basın toplantısında Biden, "Bu kişiler Amerika’nın küresel liderliğini ve ahlaki liderliğini yeniden tesis edecek. Askerlerimizin, diplomatlarımızın ve istihbarat yetkililerinin işlerini siyasetten bağımsız bir şekilde yerine getirmelerini sağlayacak. Amerika’nın dış politikasını ve ulusal güvenliğini onarmakla kalmayıp gelecek nesil için yeniden kurgulayacaklar’’ diye konuştu.

Trump itiraz etti ama sonuç alamadı

Başkan Trump’ın seçim kampanyası ve avukat ekibi, seçimin çekişmeli geçtiği eyaletlerde açtığı davalarda seçim sonuçlarına itiraz etti, ancak bu itirazların hiçbirinden sonuç alamadı.

Seçiciler Kurulu, 14 Aralık’ta toplanarak Joe Biden’ın zaferini resmi olarak onayladı, ABD tarihinde daha önce görülmemiş bir seçim sürecine son noktayı koydu.

Seçime ilişkin tartışma faslının kapanmasının ardından konuşan Joe Biden, “Amerika’nın ruhu için verilen bu mücadelede demokrasi galip geldi. Artık tarihimiz boyunca yaptığımız gibi sayfayı çevirme, birleşme ve iyileşme zamanı dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Dünya