İran’ın bir tankere gizli yollarla petrol yüklediğini öne süren ABD yönetimi, konuyla ilgili yasal adım atarak terör bağlantılı kurumlarca yüklendiği iddia edilen petrole el koyma girişiminde bulundu. Bu doğrultuda ABD Adalet Bakanlığı, başkent Washington’daki bölge mahkemesine başvurdu.

ABD Adalet Bakanlığı’nın dün mahkemeye sunduğu belgede, İran’ın, Liberya bandıralı Achilleas tankerine yüklediği petrolün kaynağını gizleme çabasında olduğu ileri sürüldü. Başvuru dosyasında ayrıca, Çin’e doğru ilerleyen tankerin farklı gemilerden aktarılan petrolle yüklü olduğu belirtildi.

Amerika’nın terör örgütü olarak nitelendirdiği İran Devrim Muhafızları ve Kudüs Gücü’yle bağlantılı çeşitli kurumların, petrolün Achilleas tankerine ulaştırılmasında rol aldığı da başvuru da yer alan ayrıntılar arasında.

Adalet Bakanlığı, İran’ın, Achilleas tankerinin yöneticilerini de sahte belgelerle yanıltarak petrolün yüklenmesini sağladığını iddia etti.

ABD Adalet Bakanlığı Ulusal Güvenlik Dairesi’nden John C. Demers, bu durumun İran Devrim Muhafızları ve Kudüs Gücü’nün “İran petrolünün satışında hala ciddi anlamda kontrol gücü” olduğunun göstergesi olduğunu söyledi. Demers ayrıca, “Geçmişte de gösterdiğimiz gibi, İran Devrim Muhafızları ve Kudüs Gücü’nün, İran’ın petrol satışlarından elde edilen geliri terör ve tüm Amerikalılar’ın güvenliğini tehdit eden diğer faaliyetlerde kullanmasını önlemek için her türlü araç ve imkanı kullanmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve İç Güvenlik Bakanlığı’nın soruşturmaları sonucu, söz konusu tankerdeki petrole el koyulmasına yönelik açılan davanın dilekçesinde İran Devrim Muhafızları’nın petrol satışından elde edilen geliri “toplu imha silahlarının üretimi ve dağıtımı, terör desteği ve hem yurt içinde hem de yurt dışında çeşitli yollarla insan haklarının ihlali gibi faaliyetlerde kullandığı” ifade edildi.

ABD ile İran arasındaki gerginlik eski Başkan Donald Trump’ın ülkesini İran’ın nükleer programına ilişkin uluslararası anlaşmadan çekerek yaptırımları devreye sokmasıyla son yıllarda tırmanışa geçti.

Yeni Başkan Joe Biden ise İran ile müzakere fikrine sıcak baktığını ifade etti. Ancak Biden’ın atadığı ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İran ile müzakere masasına oturmalarının koşulu olarak İran’ın nükleer faaliyetlerini kısıtlaması gerektiğini söyledi. Nükleer programının silah üretmeye yönelik olduğu iddialarını reddeden İran yönetimi ise öncelikle yaptırımların kaldırılmasını talep ediyor.

Amerika’nın Sesi’ne (VOA) konuşan, merkezi Washington’da bulunan Ortadoğu Enstitüsü’nden İran uzmanı Alex Vatanka, “İnsan hakları ihlalleri, terör ve İran’ın bölgesel hırsları Biden ekibinin göz yumacağı konular değil. Tahran’ın terörü desteklemesi Biden’ın göze alacağı ya da üzerinde bahse gireceği son şey” dedi.

Hague Üniversitesi’nden araştırmacı Damon Golriz’e göre de Biden yönetimi İran’a baskıyı sürdürebilmek amacıyla yaptırımları devam ettirecek. Golriz, “Bu baskı Tahran’ın yumuşak güç ve diplomasi konusunda manevra alanını kısıtlayabilir” dedi.