Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki YPG’ye yönelik operasyon kararlılığı sürerken, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu, Erdoğan'a ve Türk yetkililere yönelik yaptırım tasarısını kabul etti. ABD’nin bu hamlesini Sputnik’e değerlendiren Gelişim Üniversitesi öğretim üyesi. Doç Dr. Ali Serdar Erdurmaz “Türkiye ile ABD, belli bir eşik geçilmeden önce anlaşmaya varabilirdi. Ancak Türkiye’nin uzlaşmacı tutumuna karşılık ABD her zaman olası bir mutabakata yanaşmayan taraf oldu. Türkiye de, sonuç alamayınca PYD/YPG’yi kendi sınırlarından 30 kilometre uzaklaştırmak için operasyon seçeneğini hayata geçirdi. ABD bu saatten sonra ne yaparsa yapsın, hangi yaptırımı uygularsa uygulasın, Türkiye’yi operasyonundan vazgeçiremez” ifadelerini kullandı. 

‘TÜRKİYE TERÖR VE SIĞINMACI SORUNLARINI ÇÖZMEKTE KARARLI’

Doç. Dr. Erdurmaz Türkiye’nin iki önceliği olduğunun altını çizerek “Bunlardan ilki PYD/YPG’yi sınırlarından en az 30 kilometre uzakta tutmak. O yüzden bu bölgelerde Rusya ve Esad’ın askerleri kontrolü devralırsa, Türkiye bunu memnuniyetler karşılayacaktır. Türkiye’nin ikinci en önemli önceliği ise, halihazırda ülkede bulunan ve sayıları 3.5 milyonun üzerine çıkmış olan Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmesi için uygun şartları sağlamak. Çünkü Türkiye, bu sığınmacıları beslemekten hem yoruldu hem de bu mesele sosyal bir sorun haline gelmeye başladı. Kısacası Türkiye bu iki öncelikli sorununa çözüm bulmakta kararlıdır ve ABD ne yaparsa yapsın Türkiye’yi durduramaz” diye konuştu. 

‘ABD, TÜRKİYE’NİN YPG’YLE MASAYA OTURMASINI BEKLEYEMEZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘PKK/PYD NATO’ya girdi de haberimiz mi yok?’ şeklindeki çıkışının “son derece anlamlı” olduğunun altını çizen Erdurmaz “Çünkü Amerikan medyası da yetkilileri de PKK/PYD’yi de müttefikleri olarak tanımlıyor. Ayrıca ABD, çok belli ki, artık Türkiye’yi müttefiki olarak kabul etmiyor. Zira Amerikan medyasında Türkiye ‘işgalci’ diye nitelendiriliyor. Bu yaklaşım kabul edilemez. YPG’nin artık DEAŞ’la (IŞİD) mücadele gibi bir fonksiyonu kalmadığı da ortada. Kaldı ki DEAŞ’ı da ABD yarattı. Irak’ta getirdiği Şii yönetime karşı olan Sünni örgütlenme, amacından sapıp aşırı İslamcı bir yapı haline geldi. Yani IŞİD de, ABD’nin bölgeye zarar veren, yanlış bir kart oynamasının sonucudur. Kaldı ki ABD, nasıl kendisi DEAŞ’la masaya oturmuyorsa, Türkiye’nin de PKK/PYD ile masaya oturmasını bekleyemez” dedi.

‘TÜRKİYE YAPTIRIM SÜRECİNİ RUSYA, ÇİN GİBİ ÜLKELERİN DESTEĞİYLE YUMUŞAK ŞEKİLDE ATLATACAKTIR’

Türkiye için kendisine dönük hangi yaptırımın uygulanacağının hiçbir önemi olmadığına değinen Doç Dr. Erdurmaz "Çünkü Türkiye bu operasyonu gerçekleştirme kararı almadan önce zaten bu olası süreci öngörmüştür. ABD’nin bugün Türkiye’ye dönük tutumu İran’a yaptıklarını hatırlatıyor. Zira orada da üst düzey yetkililerin mal varlıklarına el konulmuştu. ABD, nasıl İran’ın petrol ihracatını durdurmaya çalıştıysa, Türkiye’nin de çelik başta olmak üzere önemli ihracat kalemlerine yönelik ambargo uygulayacaktır. Ancak, ABD’yi artık yalnızca bir emperyalist güç olarak gören Türkiye’nin gözü bunlardan korkmaz. Ben Türkiye’nin yaptırım sürecini Rusya, Çin ve Doğu Asya ülkelerinin de desteğiyle yumuşak bir şekilde atlatacağına inanıyorum” dedi. 

‘ABD, GERİ ADIM ATMAK ZORUNDA KALACAK, O SÜREÇTE DE KENDİSİ KAYBEDECEK’

Doç. Dr. Erdurmaz “Kaldı ki, Türkiye’yi bu şekilde hedef almak ABD’nin kendisine de zarar verecektir. Malum, Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekatı’nın akabinde ülkeye dönük Amerikan yaptırımları bile yalnızca 4 yıl sürebildi. Bugün bize yaptırım uygulasalar da geri adım atmak zorunda kalacaklar. Üstelik geri adım atacakları zaman, ABD kendilerine yönelik çok büyük bir olumsuz bakış açısıyla da mücadele etmek durumda kalacak. Kısacası ABD yaptırımlarının bize etkisi olmaz. Ancak bugün ABD, Türkiye’ye bunların aynısını uygulamaya çalışırken, bize artık ‘dost’ veya ‘müttefik’ diyemez. Aslında Trump da bunun farkında. Ancak senato ve art niyetli Amerikan medyasının baskısı altında kalıyor” diye ekledi.