Avrupa Birliği (AB) üye ülkelerinin liderleri dün koronavirüsün etkileriyle mücadele etmek için 1 trilyon euroluk acil durum bütçesi oluşturulması üzerinde anlaştı. Liderlerin üzerinde anlaşamadığı detaylar yaz aylarında tekrar görüşülecek.

AB’ye üye 27 üye ülkenin liderlerinin yaptığı dört saatlik görüşme sonrasında 2021-2027 yılları arasında kullanılacak bütçe kabul edildi.

Liderler, daha önce kararlaştırılmış olan ve koronavirüsle boğuşan ülkelere yardım için 540 milyar euroluk bir destek paketini onayladı.

Liderlerin üzerinde anlaşamadığı noktalar bulunsa da 1 trilyon euroyu bulan bir yeniden yapılanma fonu kurulmasına da karar verildi.

Conte: Büyük bir ilerleme

Koronavirüs salgınından en ağır etkilenen ülkelerden biri olan İtalya'nın Başbakanı Giuseppe Conte, zirvede alınan sonucu ‘büyük bir ilerleme’ olarak değerlendirdi.

Ancak Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bütçenin bağışlarla mı yoksa borç üzerinden mi oluşturulacağı konusunda görüş ayrılıklarının sürdüğünü söyledi. Macron, "İçtenlikle söylüyorum ki Avrupa'nın borç alarak diğer ülkelere borç vermesi beklentilerimizi karşılamayacak" dedi.

Macron bu durumun zaten büyük miktarda borç altında olan İtalya, Belçika ve Yunanistan gibi ülkelerin yükünü daha da artıracağını belirtti.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ülkeler arasındaki görüş ayrılıklarına rağmen atmosferi 'olumlu' niteledi. Korona bonosunun bir seçenek olmadığı yönünde görüş belirttiğini aktaran Merkel daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, "Borçların ortak olması mümkün değil" ifadesini kullandı.

‘Çok az ve çok geç’ olabilir

Öte yandan Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, AB liderlerinin çabalarının ‘çok az ve çok geç’ olabileceği uyarısında bulundu.

Lagarde, salgın nedeniyle euro bölgesinde ekonomik çıktının yüzde 5 ile yüzde 15 arasında azalabileceğini söyledi.

AB’nin tüm ekonomik faaliyetinin yüzde 1’ine denk gelen bütçe uzun zamandır üye ülkeler arasında tartışmalara neden oluyordu.

Özellikle İtalya, İspanya ve Fransa'nın aralarında bulunduğu ülkeler, salgının neden olduğu ekonomik hasarı gidermek üzere yeni uzun vadeli bir finansal enstrümana ihtiyaç duyulduğu görüşünü taşıyor.