Abdurrahman Dilipak Yazdı; ABD Can'dır can!?

Abdurrahman Dilipak Yazdı; ABD Can'dır can!?

Derin GerçeklerABD bizim “müttefik”imiz. “Dost”umuz. “Stratejik ortak”ımız, hayalimiz. “İdol”umuz, “Rol model”imiz. “Küçük Amerika olmak” değil mi idi hayalimiz. Onun için bir Cumhuriyet ve bir de Demokrat partimiz vardı.

Darbelerimiz” bile, onların desteği ile “kahraman ordumuz” tarafından emir komuta içinde, rayından çıkan “cici Demokrasimiz”i “rayına oturtmak” için yapılırdı.

Amerikan margarini, süttozu ile büyüdü bizim yaştakiler. “Zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman”. Ordumuzu, istihbaratımızı onlar donattı, personelini onlar eğitti. Görünen devletimiz onlarla beraberdi de, derin devletimizi de onlar kurguladı. O sebeble de AB kapısında, domuz ağılının kapısında anaç domuzu emmek için bekleyen “zombi olmuş kuzu gibi” yarım asırdır bekliyoruz, Turhan’ın çizgisinde anlattığına benzer şekilde.

Uğrunda savaşa girdiğimiz bir ülke. Kore’ye asker gittik, ABD’nin yanında savaşmak için. Kod adımız, “Ucuz asker”. Neredeyse ABD ile “omuz omuzaIrak’a girecektik, Araplara, Kürtlere karşı. Musul ve Kerkük’ü oltalarına yem olarak takan Yanke’lerin çağrısına uyarak! “1 koyup 3 alacaktık”, ama olmadı işte!

Darbelerin arkasında onlar vardı. Ve darbeye karşı direnirken de onlar vardı yanımızda, yöremizde. BÇG’de onlarındı, FG’de nitekim. “Tavşana kaç tazıya tut” oyunu, bun bilimsel adı “kontrollü bunalım stratejisi”. Kaleyi içeriden fethedeceksin, Hem Siyonizm’i fonlayacaksın, hem de, en baba anti Siyonist hareketin içine sen sızıp, Siyonizm’e karşı savaşın merkez karargahında yer alacaksın. Adnan Oktar neyin nesi idi sanki.

İslamcıları iktidara getirecek İslamcıları boğacaksın, sağcıları iktidara getirip sağı, solcuları iktidara taşıyıp solun içini boşaltacaksın. Askerleri iktidara getirip ordunun içini boşaltacaksın.

Cemaatların nasıl içini boşalttılar ama, kasa, masa, nisa ve sonuç ortada.

Birileri dini ve tarihi, milliyetçiliği, tarih ve gelecek açısından mefahir olarak diline pelesenk etmişse, onlara karşı dikkatli olun. Onlar bugüne dair ise, hem dünyevi bir takım imkanlardan söz edeceklerdir. Bunlar Şeytanın azad kabul etmez köleleridir.

Bakın, PKK’yı da, FETÖ’yü de, Derin devleti de ABD örgütledi. BÇG’de onların kontrolündeydi. Hemen hemen tarikat, siyaseti sermaye, akademi, media, STK olarak, kapısı çalmadıkları, işlerine yarayacak kişi ya da kurum kalmadı. Ülkemizde, bugün ve gelecekte söz sahibi olma ihtimali olan 10.000 e yakın kişiyi ve onların ailesini, çevresini takibe aldılar. Yıllar öncesinden Monitoringler, Checking sistemleri kuruldu. Bunların çoğu ile bir şekilde doğrudan ve dolaylı temas kuruldu. Bunların riskleri, avantajları, korkuları, umutları, hayalleri, ilişkileri, hepsi not edildi. Geçmişleri bütün ayrıntıları ile araştırıldı. Çok farklı maskeler, projelerle ortak zeminlerde buluşmaları gerçekleştirildi. Onların STK’larına fon destekleri sağlandı. Uluslararası forumlara davet edildiler. Bunların çoğu kullanıldıklarını bile bilmediler ve hatta bir çoğu hala bilmiyordur da.

Bunlar için sağ-sol, alevi-sünni, Laik-İslamcı, LGBT ya da LGBT karşıtı fark etmiyor. Ve bunlar hem gerçekleri saptırmak için ya da gerçekleri saptırmak için sürekli komplo üretirler ve kendi aleyhlerine olan gerçekleri gizlemek ve açıklayanın itibarını zedelemek için komplo ve komploculukla suçlarlar. Hatta bunu, sadece rakipleri üzerinden değil, en yakını üzerinden bile yapabilir/yaptırabilirler. Nasıl olsa zaten, reklamla kontrol edilen Media ve media patronları büyük ölçüde ellerinde.

NATO’sunun, ABD’nin, AB’nin içinde olmadığı tek bir darbe var mı bu ülkede. Her darbeden sonra kurulan ara rejim hükümetlerinin üçte ikisinin “İsrail muhipler cemiyeti” hükmündeki Masonlardan oluşmadı mı? Daha’sını söyleyeyim, Darbeciler, Meclisi, hükümeti, partileri ve bütün STK’ları kapatırken, kapatılmayan tek dernek Mason locaları olmadı mı?

Akletmez misiniz?

Onlar istedi, biz “Lokalist” olduk. “Yerli ve milli” olduk. Onlar istedi biz “Glokalist” olduk. Onlar istedi, “Bizim Rabiamız”, Tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek millet diye çıktığımız yoldan çark edip, “Globalist” olduk. “Yeni Rabiamız”: Tek devlet, tek ulus, tek para ve tek düzen. “Uluslararası sistemle birlikte hareket” edeceğiz ya, işaret geldiği gün batıda, AK Parti-CHP, MHP-HDP kolkola, oy birliği ile tek safta.. “Eskiyi unut, yeni yolu tut, gençliğe umut, sen ol çocuğum”(!?).. FETÖ’ye ne istedilerse vermedik mi, Bugün operasyon çektiğimiz PYD’nin bu kamplara yerleşmesi için Türkiye üzerinden koridoru biz açmadık mı? Sahi Apo’ya PKK’yı, kim niçin kurdurdu. Düzinelerce parti var siyaset borsasında, bunların en az yarısının arkasında kim var baktınız mı?

Ne şikayet ediyorsunuz, hatırlasanıza Mc Kinsey’i 5Tepe’ye davet eden kimdi. Kushner’le kol kola girenler kimlerdi. Dahlanla iş tutanlar, En son HABAT’çiları başımıza bela eden kim. AGARTHAcılara kapı aralayıp onları Türkiye’ye getirenler kim? Söyleyeyim, bunların arasında iktidar yanlıları da var muhalefet yanlıları da var. Her ikisini de çoğul olarak söylüyorum.

Bir takım Siyasiler, Hocalar çıkıp, Gazze ve Yemen üzerinden “Haddini bileceksin. ABD İngiltere, AB, İsrail’i karşına almak maceradır. Senin etin ne budun ne? Ekonominin durumu malum. Macera aramamak gerek. Bunları üstüne çekmemek gerek. Zaten onlar da bu istiyor”. Allah’ın yardımını hesaba katmazsan tabi, Firavun, Nemrut, Karun, Haman, Belam’lara da karşı çıkmak macera!? Talut-Calut olayını okuyun Kur’an-ı Kerimden. O gün İsrailoğulları da aynı şekilde Calud’a (Tanrı-Kıral Goliath’a) karşı çıkmıyorlardı. Toplumun önemli bir kesimi de, laik, seküler çevreden bireyleri de böyle düşünüyor aslında. Birileri de “Peygamberler soyundan, mucizeler gösterecek biri” ya da “Krallar soyundan bir kurmay biri”ni bekliyorlar aslında. İşi-gücü bırakıp, Mehdi-Mesih bekleyenler de böyle düşünüyorlar olabilir mi aceba?

Eee, o zaman ekonomiyi düzeltmek için, HABAT’cılara AGARTHA’cılara muhtaç hale getirebilir bizi. Turizm diye Fuhuş, eğlence diye Uyuşturucu ve Kumar baronlarının ocağına sürükleniriz. Eeee, Eymür de gitti. Öbür dünyaya taşınacak çok hesap var. Bu dünyada açılmayan dosyalar, sorgulanmayan BİREY’ler, orada sorgulanacaklar. O kasetler orada sahiplerine izletilecek. İncirlik gerçekleri de orada ortaya çıkacak. Kapalı kapılar arkasında fısıldaşarak konuşulanlar, kriptolu haberleşmeler, yazışmalar, kuryelerin getirdiği gizli mesajlar, GİZLİ damgalı evraklar, talimatlar, hepsi ortaya çıkacak.. O gün Gazzeli çocuklar ve Epstein çetesinin kurbanı olan çocukların hesapları o zalimlerden sorulacak. O gün yüzü gülenler ve yüzleri kararıp korkudan gözleri yuvalarından fırlayacak gibi olanlar aynı yerde bulunacaklar.

Bu dünyadaki mahkemelerde hakimler, savcılar, sanıklarla yer değiştirmiş olabilir. Avukatlar, Tanıklar, bilirkişiler de bu mahkemede bir kez daha yargılanacaklar. İlahi Adalet Divanının temyizi de yok, onları Allah’ın elinden alacak birileri de.. Şeytanları da o gün onlara yardım edemeyecek ve bu suçlardan dolayı o da payına düşen cezayı alacak.

ABD bizim her şeyimizdir, aklımız, kalbimiz ve midemiz onlara emanet (!?) Haşa sümme haşa! Hayallerimizi bile onların yalan vaatleri süslüyordu.

Bu vesile ile iki noktayı daha hatırlatayım. İşler, onlar açısından kontrolden çıktığında, Güneşteki patlama bahanesi ile dünyayı karartabilirler. Şimdiden İngiltere, Avusturalya, Almanya çağrılarını yaptı. Bir hafta ile bir ay sürecek bir patlamadan söz ediyorlar. Tabi bu zaman da hayali. Bazı yerlerde daha erken, bazı yerlerde daha uzun sürdürülebilir. Nasıl olsa ellerinde Starlink ve 5G imkanı var. Bu süre içinde nasıl olsa elektrik yok, sular kesilmiş, haberleşme de yok, HAARP Teknolojisi ile yapabilecekleri ne varsa hepsini yaparlar. Hedef ülkeleri ellerindeki konvensiyonel silahlarla yerle bir edebilirler. Sonra GreatReset, yani “Büyük Sıfırlama” kaldığı yerden devam eder.

Bu seçenek, işler kontrolden çıktığında, son seçenek olan Global çetenin masasında.

Birileri Mehdi-Mesih beklerken, Deccal geldi. Deccal 15 Ocakta, dostlarıyla birlikte Davosta olsa gerek.. “Beklenen Mehdi” de bunların görevlendirdiği biri olursa, benim için sürpriz olmaz. Hele de biri Şii, diğeri Sünni, o zaman sen gör gümbürtüyü.

Dünya Ekonomi Forumu 15-19 Ocak’ta Davos Yıllık Toplantısında “Disease X” (X hastalığı)nı konuşmuşlar. Tek dertleri var, dünya ekonomisi ve insanlığın sağlığı (!?) DEF’in tesbsitine göre “CoVID den 20 misli daha öldürücü” imiş. Bu Obama’nın “müjdelediği” (!?) “Zombi Geyik” virüsü olmasın sakın. Onlar bunu nereden biliyorlarmış derseniz, Minareyi çalacak olanlar kılıfını hazırlamışlar zaten. Bu yeni “Dalga”nın aşısı hazırmış. Birileri aynı zamanda dalgasını geçmeye hazırlanıyor anlaşılan. Ne zaman hazırlamışlar derseniz, haklısınız tabi önce mikrobu hazırlamışlar demek ki. Öyle olunca aşısı da hazır. Hem de emin olun ABC serisi bile hazırdır. Kendilerinden birine ayrı, İslam ülkelerine ayrı, kesinlikle bizi ayrıca düşünmüşlerdir. Kara derililere ayrı, sarı derililere ayrı. Her şey insanlık için! Ve nasıl olsa CoVID’den biliyorlar, buna inanacak çoook salak var dünyada! Bakalım bu konuda da uluslararası sistemle birlikte mi hareket edeceğiz..

Ne olur, ne olmaz, şimdiden siz, gaz lambası, fenerinizi tedarik edin, mum da stoklayın. İngiliz, Alman, Avusturalyalı dostlarımızın bir bildikleri vardır elbette. Onlar değil de biz mi bileceğiz.!?

Selam ve dua ile.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler