Bunun üzerine Münih Savcılığı’nın soruşturma başlattığı ve dosyayı Federal Gümrük Suçları Dairesi’ne ilettiği bildiriliyor. Suç duyurusunun gerekçesi ise firmanın Federal Ekonomi ve İhracat Kontrolü Dairesi’nden gerekli ihracat iznini almamış olması.

Finfinish firması, kendi anas ayfasında kolluk güçlerinin organize suça karşı mücadelesine katkısağlayacak siber çözümlersunduğunu belirtiyor. Alman basınında yayınlanan haberler ise firmanın otoriter rejimlere, bu ülkelerdeki muhalefeti bastırmak amaçlı teknolojik destek sağladığı yönünde.

Avrupa Birliği İkili Kullanım Tüzüğü ve Alman Dış Ekonomi Kanunları, kullanımı hem askeri hem de sivil amaçlara hizmet eden (dual-use) bu tür yazılımların ihracatını izne tabi tutuyor.

Ancak araştırma grubunun, Liberal Parti’nin (FDP) federal hükumete Haziran 2019’da yönelttiği soru önergesine dayandırdığı bilgilere göre, bu tür ürünlerin ihracatı konusunda 2015 yılından beri verilen bir izin bulunmuyor.  

Yeşiller Partisi’nden Canan Bayram’ın Temmuz’daki soru önergesi üzerine ise Federal Hükumet, yazılımın Türkiye’ye nasıl ulaştırıldığı konusunda bilgi sahibi olmadığını belirtiyor.

Türkiye’deki alıcısıyla ilgili net verilerin olmamasına rağmen, üretici firmanın ana sayfasında firmanın sadece resmi kolluk güçleriyle çalıştığı bilgisi yer alıyor.

ADALET YÜRÜYÜŞÜ’NÜ KULLANMIŞLAR

Netzpolitik.org’un suç duyurusuna temel olan accessnow.org adlı grubun Mayıs 2018 tarihinde yayınlanan raporuna göre bu yazılım 2017 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nin öncüllüğünde düzenlenen Adalet Yürüyüşü esnasında @uysalnida59 ve @Adalet_icinYuru gibi sahte Twitter hesapları aracılığıyla dağıtılmış bulunuyor.

Yazılımı Twitter aracılığıyla dağıtan bir diğer hesap ise Adalet Yürüyüşü’nden çok önce aktive edilen ancak Adalet Yürüyüşü başladıktan sonra CHP’nin resmi sayfalarını takip etmeye başlayan @Nurakcay15 adlı hesap.

Bu hesapların attığı tweetlere tıklayan kullanıcılar resmi bir görünüm verilen adaleticinyuru.com sitesine yönlendiriliyorlar. Bu site ise kullanıcıları, Adalet Yürüyüşü ile ilgili bilgilere erişebileceklerinin iddia edildiği bir uygulamayı indirmeye davet ediyor.

Uygulamayı indiren kullanıcıların akıllı telefonlarında “cloud service” adıyla ortaya çıkan uygulama, üzerine tıklandığında kayboluyor ve böylece casus yazılımı çalışmaya başlamış oluyor. Kullanıcılar böylece programın arka planda çalıştığından haberdar olamıyorlar.

BU BİR SKANDAL

Yazılım yüklendiği telefonlarda üçüncü kişilerin; kullanıcının telefon rehberine, arama kayıtlarına, takvim girdilerine, resimlerine ve casus aramalarla mikrofonun aktive edilmesi aracılığıyla ortamda yapılan konuşmaları ile Whatsapp, Facebook, Messenger, Telegram, Wechat ve Skype verilerine ulaşımını sağlıyor. Bu yazılımın Almanya’da da Federal Kriminal Dairesi (BKA) tarafından organize suçla mücadele için kullanıldığı iddia ediliyor.

Suç duyurusunda bulunan sivil toplum kuruluşlarından biri olan Avrupa Anayasal ve İnsan Hakları Merkezi Derneği’ne (ECCHR) konuşan netzpolitik.org’tan AndreMeister ise bu durumu Alman devletinin dolaylı olarak bu programı sübvanse ettiğini belirtiyor.

Yine aynı derneğe konuşan Sınır Tanımayan Gazeteciler’den Christian Mihr, Almanya’da üretilen bu yazılımın Türkiye’de muhaliflere karşı kullanılmasını bir skandal olarak değerlendiriyor.

Günümüzde birçok ülkede siber yöntemlerle muhalefetin bastırılmasına yönelik etkinlikler artarak devam ediyor. Geliştirilmesi ve kullanımı büyük mali kaynaklar ve teknolojik bilgi birikimi gerektiren bu yöntemlerle mücadele için sivil toplumun da elindeki ekspertiziartırması büyük önem arz ediyor.

Bunun yanısıra teknolojiyi günlük hayatında kullanan başta siyasi aktivistler olmak üzere, yurttaşların teknolojinin güvenli kullanımı konusunda bilinçlenmesi, demokrasi mücadelesinin önemli bir ayağını teşkil ediyor.

KAYNAK: Birgün