Adana'da Ramazanoğlu Beyliği döneminde yapılan 478 yıllık Ulu Cami'nin giriş kısmı, küçültülmüş el oyması ve rölyef tekniği kullanılarak ahşaba aktarılıyor.

Adana Olgunlaşma Enstitüsünce tarihi mirasın ve geleneksel el sanatlarının gelecek nesillere ulaştırılması çalışmaları kapsamında, Ulu Cami'nin "harim" olarak bilinen avludan giriş kısmının minyatür haline getirilmesine karar verildi.

Enstitü görevlilerince geçen yıl başlatılan çalışmada, oyma desenlere sahip taş duvar ve üç kapıdan oluşan giriş kısmı, tek tek fotoğraflanarak taşların üzerindeki desenler kayıt altına alındı. Görevliler, elde ettikleri verilerle girişin tamamını belli bir oranda küçültülerek ahşaba aktarma çalışmasına başladı.

Tamamı el emeğiyle yürütülen çalışmada girişin taş kısmı, oyma işçiliği daha kolay olması nedeniyle ıhlamur ağacına işlenirken, kapı kısımları eğilme olmaması için gürgen ağacından yapıldı. Kapıların üst kısmındaki desenler de yine el emeğiyle rölyef tekniği kullanılarak yapıldı.

Üç parçadan oluşan, daha sonra birleştirilecek minyatür çalışmanın tamamlanması için enstitüde görevli üç usta, büyük özveriyle çalışmalarını sürdürüyor. 3 ay içinde bitirilmesi planlanan yaklaşık 3,5 metre uzunluğa, 1,5 metre yüksekliğe sahip minyatür yapı, uygun görülen bir mekanda sergilenecek.

"Taş ve ağacı birleştirdik"

Adana Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Seher Coşkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1972 yılında sadece nakış ve dikiş eğitimi için açılan enstitünün her geçen yıl biraz daha kendisini yenilediğini, günün ihtiyaçlarına göre ağaç oymacılığından kuyumculuğa farklı eğitim ve çalışmalara yöneldiğini söyledi.

Eğitim faaliyetlerinin yanı sıra kentin kültürel zenginliğini kayıt altına alıp tanıtmak istediklerini belirten Coşkun, şöyle devam etti:

"Enstitümüzde verdiğimiz kurslar içinde ağaç oymacılığı kapsamında Ulu Cami'nin harim kapısını çalışmaya karar erdik. Bu yapıyı gelecek nesillere taşımak ve insanların yakından görmelerini sağlamak için ağaç oymacılığıyla çalıştık. Rölyef tekniğiyle destekledik. Amacımız aslına bağlı kalarak modern bir şekilde çalışmaktı. Milli kültürümüzü, geleneksel sanatlarımızı aslına bağlı kalarak değişik tekniklerle gelecek kuşaklara taşımak istedik. Taş ve ağacı birleştirdik ama aslına bağlı kaldık."