Ali Ağaoğlu yine para ve görgüsüz cümleleriyle gündemde kalabilmeyi başardı. Bu kez bizi dünyaya rezil etme konusunda bayağı bir çaba gösteren Ali Ağaoğlu, BBC’nin Türkiye belgeselinde muhabirleri yalısında ağırlayarak kelimenin tam anlamıyla görgüsüzlüğün ve cinsiyetçiliğin dibine vurdu. 

Ali Ağaoğlu, BBC’nin Türkiye belgeseli için muhabirleri yalısında ağırladı. Röportajında sadece parasına dikkat çeken Ali Ağaoğlu önce 9-10 tane yalısı olduğunu söylerken çekimin yapıldığı yalıyı Osmanlı Torunlarından 2012 yılında aldığını belirtiyor.

Daha sonra göze batmamak istediğini belirterek “Burada kimse yaşamıyor benden başka. Kiracılar vardı. 3 milyon dolar verip benim keyfime ortak olacaklardı, hepsini gönderdim” diyor.

Paranın ve görgüsüzlüğün verdiği gazla devam eden Ağaoğlu “Bir kere Kuveyt Kraliçesi’ni burada misafir ettim. O talip oldu. ‘S… git’ dedim. Gitsin o b.klu Thames Nehri’nin kenarında yer alsın” diye ekliyor.

Belgeselde yatak odasındaki kadın çanta ve ayakkabılarını “Kızlar dağıtıyor” diyerek gösteren Ağaoğlu, Reeve’in “Bunlar sizin değil mi” sorusuna, “Yok ama onları kullananlar benim malım” diyerek ayrımcılığın dibine vurup Kadınları alınıp satılabilecek bir nesne olarak yorumluyor.

Ben olmasam İngiltere batar diyen Ağaoğlu sahip olduğu ‘Rolls Royce ve Bentley’ marka arabaların sayısını belirterek görgüsüzlüğüne bir yenisini daha ekliyor.

Gelişimin sadece binalardan ibaret olduğunu düşünen Ağaoğlu, Belgeselde İstanbul’un gelişimini artan gökdelenlerle eş tutuyor.

Videonun sonunda Türkiye’nin laik olduğunu ve Orta Doğu ülkesi olmadığımızı belirtmeye çalışıyor.

Ağaoğlu daha önce kadınlara yönelik “Gecelik ilişkilerden hoşlansam İstanbul’da kadın kalmazdı” söylemlerinde de bulunmuştu.