Şubatta yüzde 15.61 olan yıllık enflasyonun mart ve nisan ayında da yukarı yönlü gidecek olması ve yüzde 17 seviyesindeki politika faizine gittikçe yaklaşması nedeniyle ‘Merkez’in buna faiz artışıyla politika tepkisi verebileceği değerlendirilmeye başlamıştı.

Bankacılar mevcut enflasyona göre yapılan hesaplamalara göre reel faizin 140 baz puana kadar gerilediğini önümüzdeki aylarda bunun daha da düşecek olmasının orta ve uzun vadeli enflasyon tahminlerine yukarı revizyon olarak yansıyabileceğini öngörüyor. Mevcut enflasyona göre reel faizin ayrıca dolarizasyon sürecini tersine çevirecek bir seviyede olup olmadığı da piyasada tartışılıyor.

Ağbal, Merkez Bankası’nın blogunda yayınlanan ‘Kalıcı fiyat istikrarı için kararlı ve öngörülebilir para politikasının önemi’ başlıklı yazısında bu meselelere değindi.

Ağbal şunları kaydetti:

*Güven veren bir para politikasının, kalıcı fiyat istikrarını ve uzun vadede müreffeh bir ekonomiyi beraberinde getireceğine inanarak yeni bir yola çıktık.

*Önümüzdeki dönemde de güven odaklı para politikası aracılığıyla fiyat istikrarına ulaşma yolunda emin adımlar atmaya devam edeceğiz.

*Yıl sonunda enflasyonun yüzde 9.4 seviyesine düşmesini hedefliyoruz, ancak bu konudaki risklerin de farkındayız.

*Para politikasındaki sıkı duruşu yüzde 5 hedefini elde edene kadar sürdüreceğiz, enflasyonda bu seviyenin kalıcılığını sağlamak için gerekeni yapacağız.

*Sermaye girişlerinin istikrarlı bir hale gelmesi, dolarizasyonun tersine dönmesi ile birlikte döviz alım ihaleleri yoluyla rezervlerimizi artıracağız.

*Merkez Bankası olarak her ne kadar kararlı olsak da bu konuda toplumun her kesiminin desteğine ihtiyacımız var.

*Hukuk ve ekonomi alanındaki yapısal reformların da beklentiler yoluyla dezenflasyona destek vereceğini düşünüyoruz.