Ahmet Cihat Sancar: Seslendirdiğiniz Karakter Ve Metinler İnsanların Kalbine Dokunuyor
Seslendirme sanatçısı Ahmet Cihat Sancar, dublajda dilin önemine dikkati çekerek, "Gördüm ki dublajda ses renginin hiçbir önemi yok. Temelde Türkçenizin çok düzgün olması gerekiyor." dedi.
Sinema filmleri ve televizyon dizilerinin ardından dijital platformlar için hazırlanan yapımların da artmasıyla birlikte seslendirme ve dublaj sektöründeki büyüme de ivme kazandı.
Çeşitli dizi, film, reklam ve platformlardaki yapımlarda sesiyle yer alan Sancar, sektördeki tecrübelerini, dublajın püf noktalarını ve hedeflerini anlattı.
Sancar, arkadaşlarının tavsiyesiyle 16 yaşında yerel bir radyoda mesleğe başladığını, üniversite yıllarında da seslendirme yaptığını aktararak, "İlk stüdyoya geldiğim zaman zannederdim ki 'Bas bariton bir ses rengine sahibim. O halde sesim güzel'. Fakat gördüm ki dublajda ses renginin hiçbir önemi yok. Temelde Türkçenizin çok düzgün olması gerekiyor." açıklamasını yaptı.
"Dublajda önemli olan sesinizi doğru kullanabilmeniz"
Film, dizi ve belgesel gibi yapımlarda her çeşit ses rengine ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Sancar, şunları kaydetti:
"Dublajda önemli olan sesinizi doğru kullanabilmeniz ve Türkçenizin düzgün olması. İlk başlarda ulusal radyolarda çalıştım. Haber spikeri olarak çalışırken editörlerinizin düzenlediği bir metin önünüze geliyor. Size düşen tek şey o metni düzgün bir şekilde seslendirmeniz. Ama dublaj yaparken konuşacağınız karakterin rolü önemli. Filmde bir polisi, savcıyı da konuşabilirsiniz. O duyguları sesinizle vermeniz gerekiyor."
Ahmet Cihat Sancar, rahmetli babasının "Hikmeti kelimenin kalbine yerleştiren Allah'a ant olsun" sözünü aktararak, "Kelamın, kelimenin kalbine bir hikmet yerleştirilmiş. Bizim kullanacağımız kelimeler, kavramlar her ne kadar böyle filmlerde hızlı bir şekilde ağzımızdan çıkıyor ve bitiyor gibi gözükse de hangi insanın kalbine nasıl dokunacağını bilemiyoruz. Doğal olarak sadece ses rengimizi, Türkçemizi değil, aynı zamanda o kelimelerin nerelere isabet edebileceğini de bilmemiz gerekiyor. Kelimeye o ruhu verdiğinizde, bir de oyunculuk geçmişiniz varsa bunu harmanladığınız zaman, doğrudan bu izleyiciye çok daha rahat geçebiliyor." değerlendirmesini yaptı.
"Payidar Tüfekçioğlu ile bu stüdyolarda birlikte dublaj yaptık"
Vefat eden kıymetli sanatçıları tanıma fırsatı yakalayan genç bir seslendirme sanatçısı olduğunu söyleyen Sancar, "Yakın zamanda kaybettiğimiz Sungun Babacan başta olmak üzere, Sezai Aydın, Nusret Çetinel, Bülent Yıldıran, Levent Ünsal ve Devrim Parscan'ı stüdyoda canlı izleme imkanım oldu. Usta çırak ilişkisi var bu meslekte. Şükürler olsun o kıymetli insanları canlı canlı izledik. Payidar Tüfekçioğlu ağabeyle mesela biz bu stüdyolarda birlikte dublaj yaptık. Bu insanların hitap şekilleri, oyunları bize bir aktarım sağlamış oldu." ifadesini kullandı.
Sancar, son yıllarda çalışma şartlarının değiştiğini, evden veya stüdyoda tek başına kayıt aldıklarını ve ustalarla birlikte stüdyoya girme imkanlarının azaldığını sözlerine ekledi.
İçinde yer aldığı projelere de değinen Sancar, şu bilgileri verdi:
"Seslendirme ana başlığı altında dublajın yanı sıra tanıtım, reklam, bir televizyonun kurumsal sesi olmak gibi işler de mevcut. Dublajın dışında Diyanet radyoları için Kur'an-ı Kerim mealini seslendirdim. Sağ olsunlar, dua eder dinleyiciler, gönderir bize. Derler ki 'Kur'an-ı Kerim mealini sizin sesinizden dinliyoruz.' Bunun yanında Hadislerle İslam diye bir eser vardı, yaklaşık 11 yıllık bir çalışmanın ürünüydü. Birçok banka, otomobil reklamı da şu anda televizyonlarda dönüyor. Dublajın dışında seslendirmenin farklı türleri de var. Bazen özel bir kanalın kurumsal sesi de olabiliyorsunuz. İnsanlar bizi doğal olarak Diyanet Radyo deyince camideki hoca figürü olarak görüyorlar. Kafasında takkesi, sırtında cübbesi olan bir hoca görüyorlar. Bir gün böyle tişörtlü, şapkalı, renkli, böyle gözlüklü bir fotoğraf paylaşıyorum. Ahmet Cihat Sancar'ın sesiyle Hadislerle İslam diye dönüyor fragman. Instagramdan giriyor bakıyor 'Eee bu çocuk' diyor. Bu tarz şeylere de maruz kalıyorum."
"Ben oldum demeyin, usta-çırak ilişkisini sürdürün"
Transformers, The Avangers, Iron Man, In Time, The Gray Man, Ice Age, Amazing Spider Man, Titanic gibi yapımların yanı sıra dijital platformlara çekilen Nip Tuck, How I Met Your Father, Keep Breathing dizilerinde de sesiyle yer alan Sancar, 17 yaşındayken 30 yaşındaki oyuncuları seslendirdiğini, hatta bir dizide 65 yaşındaki bir karaktere ses verdiğini belirterek, "Bizim çok değerli ustalarımız, büyüklerimiz var. Bir gün onların konuştuğu karakterlerden en az 1-2 tanesini konuşmak isterim. Onlar gibi özdeşleşmek isterim." diye konuştu.
Seslendirme ve dublajda ses renginin hiçbir öneminin olmadığının altını çizerek, mesleğe yeni başlayanlara tavsiyelerde bulunan Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu işe yeni başlayanlar hiçbir zaman 'Ben oldum.' demesin. Burada usta-çırak ilişkisini sürdürmeleri gerekir. Bu işi gerçekten üstat olarak yapan birini bulurlarsa yakasına yapışıp onlardan öğreneceklerini öğrensinler. Seslendirme ve dublaj eğitiminin üniversitelerimizde akademik olarak verilmesini isterdim. Konservatuvar da olabilir. Seslendirme ve dublaj orada öğrenilmeli. Aksi halde stüdyoya gelip sanatçıyla, yönetmenle, oradaki teknisyenle ya da çevirmenle muhatap olup bu işi yapmanız gerekir ki ancak böyle öğrenebilir ve icra edebilirsiniz."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.