Ak Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş: Adama Sormazlar Mı Atatürk Osmanlı Subayı Değil Miydi?

Ak Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş: Adama Sormazlar Mı Atatürk Osmanlı Subayı Değil Miydi?

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş: Adama sormazlar mı Atatürk Osmanlı subayı değil miydi?

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümünde, Osmanlı devletini hedef alan açıklamalara ilişkin, "24 medeniyete ev sahipliği yapmış bir ülkeden söz ediyoruz. Bunların hepsi, ülke tarihimizin bir parçasıdır. Şimdi Osmanlı'yı düşman gibi görürseniz adama sormazlar mı Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı subayı değil miydi?" dedi.

Programlara katılmak üzere Van'a gelen Kurtulmuş, partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, dünyanın her yerinde ekonomik ve siyasi sıkıntılar yaşandığını söyledi.

Küresel sorunların çözümünde Türkiye'nin önemli rol üstlendiğini anlatan Kurtulmuş, ülkenin özellikle Ukrayna-Rusya Savaşı'nın başladığı andan itibaren fevkalade güçlü bir denge politikası oluşturarak hem dünya barışı için umut olan bir ülke hem de dünyada barışa giden yolu sağlam bir şekilde tahkim edecek bir küresel aktör olma becerisini kazandığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin, Rusya'yla Ukrayna arasında başından itibaren pozisyonunu belli ettiğini, iki ülkeyle de konuşabilen neredeyse dünyadaki tek ülke olarak bu anlamda barış için ümit kapısı olduğunu belirten Kurtulmuş, "İstanbul'da yapılan müzakerelerde son bir görüşmeye sıra gelmişti. Bu anlamda Türkiye, ortaya koyduğu bu denge siyasetini inşallah dünya barışı için kullanacak ve ümit ediyorum ki bu coğrafyada barışın sağlanması için en önemli güç olma özelliğini sürdürecektir." ifadesini kullandı.

Rusya ve batı ülkeleri arasındaki doğal gaz krizine de değinen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Maalesef bazı batılı ülkeler, gelen enerji krizini hafife aldılar, bunu çözebileceklerini zannettiler. Rusya, vanayı biraz kıstı. Bir hafta içinde enerji fiyatlarının Avrupa'da iki katına çıktığını gördüm. Şimdi tam da kışın öncesinde Avrupa'nın hemen hemen her ülkesinde 'Nasıl enerji tasarrufu yapabiliriz?' diye düşünüyorlar. Dünya büyük bir enerji kriziyle karşı karşıyadır. Türkiye bunu vaktinden evvel gördü. Doğu Akdeniz'de ve Karadeniz'de doğal gaz ve hidrokarbon arama faaliyetlerine hız verdi. Şu an Akdeniz'de petrol ve hidrokarbon arama faaliyetleri devam ediyor. Karadeniz'de bulduğumuz çok büyük bir doğal gaz kaynağından sonra Akdeniz'de de doğal gaz kaynaklarını bularak Türkiye bu anlamda bütün dünyanın kriz yaşadığı süreçten en az etkilenen ülkelerden birisi olmaya devam edecek."

"Türkiye, üreten, ihracat yapan ülke olma yolunda adımlarını atmaya devam edecek"

Ukrayna ve Rusya arasında devam eden savaştan dolayı yaşanan tahıl tedariki krizinin çözümünde Türkiye'nin önemli rol oynadığını hatırlatan Kurtulmuş, Türkiye'nin sadece kendi başının çaresine bakan bir ülke olmadığını dünyadaki gelişmeleri çözebilen bir potansiyele sahip olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın küresel bir lider olarak bu süreçteki etkisini ortaya koyduğunu aktaran Kurtulmuş, pandeminin ilk günlerinden itibaren alınan tedbirlerle Türkiye'de ekonominin büyümeye devam ettiğini dile getirdi.

Kurtulmuş, "Bazılarının 'Büyüsek neye yarar, ne anlam taşır?' dediğini duyar gibiyim. Dünyada büyümeden, gelişmeden, güçlenmeden güçlü bir ekonomi olmadan halkının sorunlarının çözüldüğü bir ülke gördünüz mü? Bu anlamda Türkiye'nin bu yılın ilk çeyreğinde 7,5, ikinci çeyreğinde 7,6 büyümeyle dünyada en çok büyüyen ikinci ülke olması kayda değer bir gelişmedir. Türkiye, güçlü, üreten, ihracat yapan ülke olma yolunda adımlarını atmaya devam edecek. En karlı şekilde bu süreçlerden çıkmasını başaracak." dedi.

Asgari ücretin iyileştirilmesi için atılan adımları hatırlatan Kurtulmuş, KDV indirimleri, devletin bazı vergilerden vazgeçmesi ve malların ucuzlatılması gibi tedbirlerin unutulmaması gerektiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu hafta Bakanlar Kurulu toplantısının ardından önemli müjdeler vereceğini belirten Kurtulmuş, "Sayın Cumhurbaşkanımız, vatandaşımıza dönük altı önemli tedbiri çok büyük bir ihtimalle paylaşacak. Böylece bu süreçte vatandaşımızın yükünü hafifletecek adımlar, ilave tedbirler gündeme getirilecek. Yine benzer şekilde vatandaşımızın en büyük çilelerinden birisi olan özellikle konut ve iş yerindeki kiraların aşırı yüksekliğini önlemek, dar gelirli vatandaşın konut sahibi olmasını temin etmek için yine önümüzdeki hafta içinde 250 bin konutun ve 100 bin arsanın vatandaşlarımıza verilmesiyle ilgili Ankara'da bir lansman gerçekleştirilecek." diye konuştu.

"Türkiye'de terör, bir şekilde halkın gündeminden kalkmıştır"

Türkiye'nin yeniden güçlü büyük bir ülke olarak yoluna devam etmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Amacımız ekonomide, iç politikada güçlü, demokrasisi sağlam, hak ve hukuk anlayışında dünyanın en ileri ülkelerinden birisi olan, içeride toplumsal bütünlüğünü bütünüyle sağlamış, terör ve silahlı baskı unsurlarından kurtulmuş, vatandaşlar arasında etnik, mezhebi ve başka farklılıklar yüzünden hiçbir ayrımın kalmadığı, tam manasıyla demokratik bir Türkiye'nin inşa edilmesidir. Türk'ün, Kürt'ün, Arap'ın, Arnavut'un, Boşnak'ın bu ülkede yaşayan hiçbir yurttaşın bir diğerine yan gözle bakmadığı, silahın gölgelerinin bu ülkenin üstünde asla kalmadığı bir Türkiye'yi inşa etmek boynumuzun borcudur. İşte Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerimizde her geldiğimizde geçmişle olan kıyası yapıyor ve Allah'a şükrediyoruz. Türkiye on yıllar boyunca terör örgütleri vasıtasıyla meşgul edilmiş 1,5 trilyon dolar ekonomik kayba uğramış, 40 binin üstünde insanını maalesef teröre kaybetmiştir. Niçin? Elin oğlu, elin gavuru böyle istiyor. Bu ülkenin içinde Türk-Kürt, Sünni-Alevi kavgası çıksın ve Türkiye bununla vakit kaybetsin diye. Bu oyunu Allah'a çok şükür bozacağız. Bu bölge halklarının birbirinden başka bir kaderi yoktur. Türk'ün Kürt'ten, Kürt'ün Arap'tan, Arap'ın Acem'den başka bir geleceği olamaz. Irak'ın, Suriye'nin, İran'ın, Türkiye'nin velhasıl bütün bu bölge halklarının geleceği birliktedir, kardeşliktedir, ortaklaşmadadır. Bunu sağlamak için güçlü bir Türkiye olarak ayakta durmayı ve koşmayı kendimiz için önemli görüyoruz. Bu anlamda o geçmiş günlerle baktığımızda şimdi Allah'a çok şükür Çaldıran'ın en uzak köyünde gece yarısı gidebiliyorsunuz. Allah'a çok şükür bugün Türkiye'de terör, bir şekilde halkın gündeminden kalkmıştır. Kürt kardeşlerimiz yıllardır kendi ensesinde boza pişiren terör örgütüyle arasına büyük bir mesafe koymuş ve terör örgütünü dağa hapsetmiştir."

Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayını açıklamamasını eleştiren Kurtulmuş, "Karşı tarafa adayınız kim diye sorduğumuzda 'Bu adayı yıpratırsınız.' diyorlar. Cumhurbaşkanımız Erdoğan yıllardır siyasetin içinde yıpranmıyor. 20 yıldır bu ülkenin başında yıpranmıyor da sizin adayınız 20 günde mi yıpranacak, ondan mı çekiniyorsunuz? 20 günde yıpranacak adayı da koymayın. Esas sorun adayın kim olacağı sorunu değil, esas sorun Türkiye'yi nasıl yönetmesi gerektiğine dair bir fikir birliği içinde olmamalardır." diye konuştu.

"Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı subayı değil miydi?"

Kurtulmuş, gazetecilerin, İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümünde, Osmanlı devletini hedef alan açıklamalara ilişkin sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Söyledikleri sözlerin zerre kadar kıymeti yoktur. Bizim gibi büyük milletlerin hayatı hikaye okunur gibi okunmaz. Bir roman gibidir. Her bölümünde başka bir şey anlatılır ama hepsi birbirinin devamıdır. Osmanlı Selçuklu'nun devamıdır. Selçuklu öncekilerin devamıdır. Bu milletin devamını, tarihini böyle hikaye okur gibi okursanız hiç anlamamış olursunuz. Osmanlı'yı Cumhuriyet'ten ayıracak hiçbir şey yoktur. Osmanlı da Cumhuriyet de bizimdir. Anadolu topraklarında yaşayan bütün medeniyetler bizimdir. 24 medeniyete ev sahipliği yapmış bir ülkeden söz ediyoruz. Bunların hepsi, ülke tarihimizin bir parçasıdır. Şimdi Osmanlı'yı düşman gibi görürseniz adama sormazlar mı Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı subayı değil miydi? Yani hep beraber bu millet, Birinci Dünya Savaşı'na girmiş, Kurtuluş Mücadelesi'ni vermiş, topu, tüfeği değil kazması, küreği olmayan bir millet, 'Ya Allah.' demiş, ayağa kalmış. Çanakkale'de düşmanların hiçbirini içeri sokmamış, gavura eyvallah etmemiş, hep beraber ayağa kalkmış ve en sonunda o yıkılmış, dağılmış. Koskoca imparatorlukta genç bir cumhuriyeti kurmuş. Benim dedem de subaydı. Dedem de bütün savaşlara katılmış gazi bir subaydır. Osmanlı subayıdır. Osmanlı subayı olanların da içinde olduğu, milletin içinde olduğu bir Kurtuluş Mücadelesi verilmiş ve sonunda genç Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte inşallah kıyamete kadar devam edecek olan son devletini kurmuştur. 'Bu devlet bizim öteleri başkasının.' demek 'Bu toprakların bir parçası benim, öteki parçası başkalarına ait.' demek gibidir. Bu tarihin her sayfası bizim. Her sayfası şeref doludur. Eksikleri, yanlışlıkları vardır. Bugün de vardır, yarın da olacaktır ama bizim gibi köklü bir milletin tarihini parçalara bölerek ayırmak çok büyük bir talihsizliktir. Bu, milletin tarihinden hiçbir şey anlamamak demektir. Kurtuluş Mücadelesi'nin içerisinde yer alanları saygıyla, rahmetle anıyoruz. Bu anlamda genç Türkiye, kıyamete kadar inşallah ilelebet yaşayacaktır. Ara sıra böyle arıza fikirler çıkabilir, buna rağmen Türkiye, daha ileriye gidecek, daha güçlü olacaktır."

Konuşmaların ardından AK Partiye katılan kanaat önderlerine rozetlerin takıldığı programa, AK Partili Van milletvekilleri İrfan Kartal, Abdulahat Arvas, Osman Nuri Gülaçar, AK Parti İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan, Edremit Belediye Başkanı İsmail Say ve partililer katıldı.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler