AKP yönetiminin üst üste attığı başarısız ekonomik adımlar vatandaşı adeta canından bezdirdi.

Artan enflasyon ile birlikte gerçekleşen hayat pahalılığı nedeni ile vatandaş bir ekmeğe dahi muhtaç hale getirildi.

Türkiye'ye Rusya ve Suud'un yapacağı söylenilen ve yapılan döviz desteği sadece günü kurtarmaya yönelik olan her zamanki AKP iktidarı politikaları arasında başı çekiyor.

Türkiye’ye Rusya üzerinden Akkuyu Santrali ve turizm gelirleri vasıtası ile yüklü bir giriş yaşandı. Bu rakamın 20 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Diğer giriş ise Borsa İstanbul üzerinden Suudi Arabistan Varlık Fonu’na ait alımlar… Borsa İstanbul’da başta bankacılık hisseleri olmak üzere yüklü yabancı alımlarının olduğu da biliniyor.

Yapılan bu yatırımlar ile ülkemize giren aşağı yukarı 5 - 6 milyar dolar civarındaki döviz ile Rusya'nın gönderdiği 20 milyar doların toplam da 30 milyar dolar yaptığını baz alalım. bunun yanında da bir şekilde artığını ve toplamda 50 milyar dolara ulaşıldığını varsayalım. Peki 50 milyar dolar Türkiye'ye yeterli olur mu? cevabı "hayır"

Evet haklılar yüklü giriş var lakin masraflara da bakalım mı? Dış ticarette 7 aylık açık -61 milyar dolar… Peki bu tasarruf bizi kaç ay götürür? 5-6 ay… Bu şekilde ki sadece iyimser tabloda kurun artmasını 5 ila 6 ay kadar önlemek mümkün. Peki faizlerin düşüşü ile ne oldu? Kur 18 üzerine attı ve enflasyon dış girdi bağı ile biraz daha artacak. İşte O zaman ise sonuç şu:

Dış ticaret açıkları devam ederken giren döviz sadece seçime kadar çıkacak bir kur rezaletini önleyecek ancak döviz kurlarında herhangibi bir düşüş söz konusu olmayacak. Bir diğer seçenek ise faiz düşünce kuru yukarı çekecek bir momentum oluşur, enflasyon yukarı gider, bankalar düşük para maliyeti ile kâr yazar, şirketlere de Kredi Garanti Fonu musluğu açılır onlar da rahatlatılır ama bütün bu işler sonunda enflasyon olup vatandaşa patlar.