Alaaddin’in Sihirli Lambası

Alaaddin’in Sihirli Lambası

Hakan Ünser'in yeni yazısı...

Masallar çocuklar için zihin açar, onların hayal dünyalarını geliştirir. Yetişkinlerin düşünce kodlarını oluşturduğu da tartışılmaz. Orta Doğu kökenli olduğunu düşündüğümüz bir masal olan Alaaddin’in Sihirli Lambası’nın orijinal Arapça metnin bir parçası olmadığını duyduğumda oldukça şaşırmıştım. Bu masalın esasen Çin kaynaklı olduğu ve Binbir Gece Masalları’na sonradan Suriyeli bir kaynağa dayanarak bir Fransız tarafından eklendiği söyleniyor.

Çin ve Afrika’da geçen olaylar üzerinden o günün şartlarına göre global bir metin olan bu masal, Binbir Gece Masalları’nın belki de en ünlüsü… Bu popüler ve global metin, Orta Doğu halkları tarafından benimsenmiş ve onların zihnine çocukluktan itibaren kazınmış vaziyette… Sihirli güç sahibi olmak fikri ile herkesi cezbeden bir kurgu... Muhtemelen fakirler zenginlik, çirkinler güzellik, hastalar şifa isteyecektir. Birçok hikâye ve filme esin kaynağı olan her dileği yerine getiren cin fikrinin hayatın her alanını bilhassa siyaseti ve suç dünyasını etkilememesi düşünülemez. Masum isteklerin dışında istekler olması, örneğin kötülerin suç işleme özgürlüğü istemeleri şaşırtıcı olmaz. Hele ki okuma ve öğrenme sürecini çocuklukta bırakanlar için bu durum kaçınılmazdır.

İster devlet ister özel olsun kurumların yöneticilerine verdiği güç, doğru açıdan bakılmadığında sihirli gibidir. İktidar gücü liyakat sahibi olmayanların eline geçince Alaaddin’in lambası işlevi görür. Hele de denetimsiz bir vasatta… Masaldakiler gibi hak, hukuk gözetmeden bencil isteklerde bulunurlar. Bu süreç becerikli ellerde bir süre devam edebilse bile uzun süreli olamaz. Orta Doğu’nun masalları gibi demokrasileri de kendine özgü özellikler taşıyor. Hukukun işlemediği yerlerde siyaset olduğundan fazla değer kazanıyor. Hak aramak ve hakkını korumak siyasi güçle orantılı bir hâle geliyor. Seçimler her şeyin ortaya sürüldüğü kumar masasına dönüyor. Hâl böyle olunca iktidar sahipleri, koltuklarını korumak için büyük tavizler veriyorlar suç örgütleriyle iş birliği yapabiliyorlar. Suç işleme özgürlüğü birçoklarının hayallerini süslüyor ve bir kısmı doğru yerde yer alırsa emellerine de ulaşabiliyorlar.

Suç işleyip kendisine dokunulamayacağını düşünen insanlar kendilerine bu alanı açanların kölesi olmaya mahkûmdur. Bulundukları makamların yetkileriyle başı dönenler bu hataya çok düşerler.

Kim olduğu bizce çok önemli olan ama kim olduğundan bağımsız olarak bir vatandaşın sokakta öldürülmesi gibi korkunç bir olay olma hüviyeti taşıyan -bunun üzerinden siyaset devşirilen- bir cinayetin mahkeme aşamasına nihayet gelindi. Geçen sürenin daha iyi bir soruşturma için değil, savunmaya daha iyi bir kurgu hazırlamak için kullanıldığı görülüyor. Cinayetle başlayan süreç yeni aşamada mahkemede sergilenen küstah tavır ve ifadelerle sürerken, bilhassa sosyal medyadaki tahriklerle hukuksuzluk bir çığ gibi büyüyor. Siyasetin sınırı yoktur. Aklın üretebildiği her düşünce siyasette bir argüman olarak kullanılabilir. Siyasete sınır çizen tek kavram ahlak olmalıdır. Güç sarhoşu olan ortağının hataları üzerinden onu avucunun içine alıp iradesini yok etmek en büyük ahlaksızlıktır. Devlete ve millete verilebilecek en büyük zarardır. Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun anlayışı sağlanamazsa bu millete hem zulümdür hem çok ağır sonuçları olur.

Zamanında soruşturma hakkında şaibelere izin verilmeseydi. Mahkeme hep seçim ertesine atılmasaydı. Daha doğrusu zamanında ve adaletli yargılama yapılabilseydi bugün toplum bu kadar rahatsız olmazdı. Hâlâ sosyal medyadan insanları tehdit eden ve hakaret edenler, torbacı ve tetikçilerle aynı fıtrat ve seviyede olduklarını unutmamalıdırlar.

İstediklerini hemen almak, istemediklerinden hemen kurtulmak, çaba göstermeden makam mevki elde etmek, yapıp ettiklerinin hesabını vermemek maalesef zihnindeki kodlar nedeniyle Orta Doğu zihniyetinin zehirlediği beyinlerin hayallerini süslüyor. Bence Orta Doğu’daki karışıklığın da asıl nedeni budur.

Ancak Kurtuluş Savaşı gibi çetin bir mücadeleden modern bir ülke çıkarmayı başarmış Türk milletinin her bir ferdinin hayalinde de suçluların yargılandığı ve hak ettikleri cezaları aldıkları bir ülke var. Bunu değiştirmeye hiçbir kuvvetin engel olamayacağına inancım tamdır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler