Aman Erdoğan! Tarih tekrar etmesin: Kenan Evren ile aynı hatayı yapma
Yeniçağ Gazetesi köşe yazarı Orhan Uğuroğlu bugünkü yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı vaktiyle Kenan Evren'in yaptığı hatanın bir benzerini yapmaması için uyardı.
Gazeteci Orhan Uğurluoğlu bugünkü köşesinde, NATO'ya girmek için Türkiye'nin de onayını alabilmeye çabalayan İsveç ve Finlandiya'ya tıpki Kenan Evren'in 1980 darbesinden sonra Yunanistan'ın NATO'ya geri dönmesi için Türkiye'nin vetosunu kaldırması karşılığında hiçbir kazanım elde edememesi durumundaki gibi bir hataya düşmemesi konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı uyardı.
İşte Orhan Uğuroğlu'nun o yazısı:
Türkiye'nin dış politikasında izleyeceği yolun sadece iktidar tarafından değil, muhalefet partileri hatta sivil toplum kuruluşları ile oluşturulması gerekir.
Millî dış politikanın sonuçta oluşturulacağı yer millî egemenliğin merkezi Türkiye Büyük Millet Meclisi olmalıdır.
Hayır buralarda hiç konuşulmadı.
Cuma namazını icra eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan namaz çıkışında Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılacağına yönelik açıklamasına ilişkin dedi ki;
- "Şu anda İsveç ve Finlandiya ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz ama olumlu bir düşünce içinde değiliz…"
Şaşırdık mı? Hayır.
Türkiye'de AKP; cami/cemaat siyaset ilişkileri ile Türkiye'yi 20 yıldır yürütüyor.
- Meclis mi? Etkisi de yetkisi de sıfırlandı…
Şimdi gelelim "İsveç ve Finlandiya" ülkelerinin NATO'ya üye olmaları konusuna.
Türkiye'nin veto etmesi durumunda her iki ülke de NATO üyesi olamaz.
Önce bir hatırlatma da bulunayım.
Yunanistan, Türkiye'nin 1974'te gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra tepki olarak NATO'nun askerî kanadından çekildi.
Yunanlılar bunun hata olduğunu görüp kısa süre sonra NATO'ya girmek için başvurdular.
Merhum Başbakanlar Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit ile merhum Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan, Yunanistan'ın NATO'ya girişini 1974-1980 döneminde veto ettiler ve Yunanistan'ın NATO'ya girişini engellediler.
Ta ki 12 Eylül askerî darbesine kadar bu veto sürdü.
- Yunanistan da kıvranıp durdu…
Evren, NATO Avrupa Yüksek Müttefik Komutanı Bernard Rogers ile darbeden 24 gün sonra 6 Ekim 1980'de görüşüp mutabakat sağladı.
Darbe hükümetinin "1" numaralı kararıyla özellikle Ege Denizi ve Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyeliği konuları başta olmak üzere hiçbir taahhüt almadan, Yunanistan'ın NATO askerî kanadına dönmesi konusunda Evren, Türkiye'nin vetosunu kaldırdı...
Yunanistan resmî olarak;
- 20 Ekim 1980'de NATO'nun askerî kanadına döndü.
- 1 Ocak 1981'de AB'ye üye oldu.
Türkiye hâlâ AB kapısında bekliyor…
Gelelim bugüne.
Aman diyorum, aman…
- Erdoğan sakın, Evren'in hatasını tekrarlamamalı…
Türkiye'nin, "İsveç ve Finlandiya" ülkelerinin NATO'ya tam üyeliğini veto etmemesi için çok önemli politika yürütülmeli.
İktidar ve muhalefet Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde eksiksiz bir araya gelmeli.
Türkiye'nin dış politika konusundaki sorunlarının çözümü için Türkiye, "tek yumruk" olmalı.
Çözüm bekleyen sorunlarımız neler?
Yunanistan açısından;
- Ege Denizi'ndeki "12 mil" iddiasından vaz geçmeli,
- Vatan toprağı 20 Türk adasını derhal boşaltmalı,
- 12 adayı silahsızlandırmalı,
- Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğini veto etmemeli,
- Ege Denizi'nde Türk hava sahasını ihlal etmemeli,
- Terör örgütleri PKK ve FETÖ'ye karşı durmalı ve ülkesindeki teröristleri Türkiye'ye, yargılanmaları için teslim etmeli…
Avrupa Birliği açısından;
- Türkiye'nin tam üyeliği kayıtsız şartsız kabul edilmeli,
- Schengen vizesi kayıtsız şartsız verilmeli,
- Terör örgütleri PKK ve FETÖ'ye karşı durmalı ve ülkesindeki teröristleri Türkiye'ye yargılanmaları için kayıtsız şartsız teslim etmeli,
- PKK başta tüm terör örgütlerine desteği kesmeli,
- Türkiye'nin sığınmacılara harcadığı 100 milyar doları Avrupa Birliği Türkiye'ye geri ödemeli…
Amerika açısından;
- F-35 uçak üretim projesine Türkiye'yi kayıtsız şartsız geri almalı,
- S-400 hava savunma sistemi yerine Patriot hava savunma sistemini satmalı,
- F-16 savaş uçaklarımızın modernizasyonu acilen yapılmalı,
- Türkiye'ye yönelik Halkbank dahil tüm ambargoları kaldırmalı,
- Fethullah Gülen alçağını hemen Türkiye'ye teslim etmeli,
- Suriye politikasından vazgeçmeli ve PKK uzantısı PYD/YPG terör örgütlerine verdiği tüm desteği durdurmalı.
- PYD/YPG'ye verdiği silahları geri almalı,
- Suriye'nin kuzeyinde terör devleti kurulmasından vaz geçmeli,
- Hain darbeci Fethullah Gülen'i ve ülkesindeki tüm PKK ve FETÖ terör örgütü mensuplarını kayıtsız ve şartsız Türkiye'ye iade etmeli
- Yunanistan'a kurulan tün askerî üsleri Amerika, NATO üssü haline getirmeli…
Türkiye eğer iktidarı ile muhalefeti ile bu güç birliğini yaparsa hiç kuşku duymuyorum ki kazanır.
Ancak görülüyor ki;
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Finlandiya ve İsveç ile görüşmelere başladı,
Erdoğan, Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya üyeliği için "olumsuz" konuştu ama:
- Yarın Amerikan Başkanı Joe Biden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı arar,
- Kapalı kapılar arkasında baş başa görüşürler,
- Çıkışta el sıkışarak şöyle derler;
- "Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği hayırlı olsun"...
Aman Erdoğan aman…
Tarih tekerrür etmesin:
- Gerekirse iktidarı kaybet ama Türkiye, bir kez daha kaybetmesin…
Anlıyorum ki AKP iktidarı bu işten ne para kazanırım peşinde...
Bilsinler ki Türkiye'nin itibarı trilyonlarca dolardan daha önemlidir.
Yukarıda saydıklarımı gerçekleştiremeden İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine onay verirlerse bilsinler ki;
- İki elim yakalarındadır...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.