Andy Powell: Türk İzleyicisi Bizi Sabırsızlıkla Bekliyor
Powell, "Müzikte bütünlüğü korumak zordur. Biz de bir zamanlar tarzımızın dışına çıkmak üzereydik. Fakat ben sürekli Wishbone Ash'in orijinal tarzını hatırlayan bir rol oynadım." ifadesini kullandı.
Kuruluşundan bu yana çok sayıda rock ve metal grubuna ilham kaynağı olan İngiliz rock grubu Wishbone Ash'in kurucusu, gitaristi ve solisti Andy Powell, İstanbul'da verecekleri konser için, "Türk izleyicisinin bizi sabırsızlıkla beklediğini ve müziğimize ilgi duyduğunu biliyoruz." dedi.
Powell, Wishbone Ash'in yarın akşam Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Türk Telekom Opera Salonu'nda düzenleyeceği konser öncesi, grubun rock müzik tarihindeki önemi ve yeni projelerine dair, açıklamalarda bulundu.
Geçen yıl CSO Ada Ankara'daki konserlerinin çok verimli geçtiğini belirten Powell, "Buraya çok sık gelemiyoruz, o yüzden Türk izleyicisinin bizi sabırsızlıkla beklediğini ve müziğimize ilgi duyduğunu biliyoruz. Yarın çok sert bir Wishbone Ash görecekler. Geçen yıl Ankara'da seyircilerden gelen ilgi alışılmışın dışındaydı. Herkes telefonlarını havada tutup bizi kaydetti. Kısacası müziğimize çok ilgili ve tutkuluydular. Türkiye gibi ülkelerde sahne performansı her zaman daha egzotik oluyor." ifadelerini kullandı.
"Flying V gitarı rock müzikte ilk kullananlardan biriyim"
Powell, grubun 55 yıllık kariyerinde çoğu kez eleman değişikliğine gitmesine rağmen eşsiz tarzını korumayı başardığına dikkati çekerek, "Müzikte bütünlüğü korumak zordur. Biz de bir zamanlar tarzımızın dışına çıkmak üzereydik. Fakat ben sürekli Wishbone Ash'in orijinal tarzını hatırlayan bir rol oynadım. Geçmişte yaptığımız hatalardan da ders çıkardık ve hayran kitlemizin talepleri doğrultusunda hareket ettik. Her albümümüzün ardından çok sayıda geri bildirim aldık, dünya genelinde bizi çizgimizde tutan çok sıkı bir dinleyici topluluğumuz var. Sanırım müziğimizi korumamızı sağlayanlar bunlardır diyebilirim." değerlendirmesinde bulundu.
Wishone Ash'in Iron Maiden, Metallica, Judas Priest, Opeth ve Dream Theater gibi heavy metal gruplarına ilham kaynağı olmasına ilişkin ise usta müzisyen, şunları kaydetti:
"Bu konuda farklı faktörler var benim gördüğüm. Judas Priest ve Iron Maiden gibi bizden biraz genç olan gruplar 1970'li yıllardaki konserlerimizi izlemeye geliyordu. Bunun yanı sıra Flying V gitarı rock müzikte ilk kullananlardan biriyim. Bu gitar güzel bir imaj oluşturdu. O dönemde kurulan gruplar için gazetelerde, dergilerde güzel bir görünürlük sağladı ve rock müziğin, daha sonra metal müziğin sembolü haline geldi. Bir de üçüncü albümümüz Argus'taki şarkı sözlerimizin mistik bir yönü olması, dinleyenler üzerinde yaptığımız şeyin bir müzikten daha fazlası olduğu, Game of Thrones veya Star Wars gibi bir atmosfer barındırdığı imajını oluşturdu. Bizimle aynı zamanda başlayan Led Zeppelin gibi grupların hepsinde böyle bir imaj vardı. Bu türü meydana getiren gruplar olarak daha eklektik, daha deneysel olmaktan korkmuyorduk. Şu anki metal gruplarının böyle bir özgürlüğü yok. Müziklerinde belli bir yörüngeyi takip etmek zorundalar."
"Deep Purple ve Black Sabbath ile turne yaptık"
Andy Powell, kendi jenerasyonu ve yeni kuşak müzisyenleriyle ilişkisine dair ise "Jimmy Page ile beraber bir albüm yapmak için İngiltere'de stüdyoda bir araya gelmiştik. Onun dışında hem günlük hayatımda hem turnelerde bir dizi eski ve yeni gruplara rastlıyorum. Bu kapsamda Eric Clapton, Beatles, Lazarus, Uriah Heap ve Status Qyo gibi isimlerle görüştüğüm oldu. Deep Purple ile beraber turneye çıktık. Black Sabbath ile de aynı konserlerde yer aldık, bazı konserlerde bizim ön grubumuz olarak çıktılar. Fakat Tony Lommi ile bire bir görüşemedim. Sürekli dünyayı dolaşınca meslektaşlarımızla bir araya gelebiliyoruz, ama planlayıp görüşmek zor." diye konuştu.
Wishbone Ash'ten ilham alan bazı toplulukların, gruba duydukları saygıyı sürekli ifade ettiklerini aktaran Powell, "Iron Maiden'ın kurucusu Steve Harris birçok röportajında Wishbone Ash'in müziğine etkisini söylüyor, ben de çok memnun oluyorum. Saxon grubu da bizim Throw Down The Sword parçamızı uyarladı. Bunun yanı sıra birçok grup, sololarında, riflerinde bize göndermeler yapıyor. Bunlara maruz kalmak çok mutluluk verici." dedi.
Powell, 2020'de çıkan son albümleri Coat of Arms'ın ardından yeni müzik çalışmalarında bulunma ihtimaline ilişkin de "Pandemi zamanında çok ilginç bir dönemden geçtik. Sanırım Coat of Arms, 50 yıllık kariyerimizin finali olur diye düşünüyordum. Sonunda pandemiyi atlattık ve hayranlarımızın talepleri de artmaya başladı. Sanırım şu an turnemizin ardından yazın bir ara vereceğiz. Muhtemelen üretken bir yaz olacak ve yeni albüm yapmaya başlayabiliriz." yorumunu yaptı.
"Dünyayı siyasetçilerden daha fazla görüyoruz"
Dünya gündemindeki son gelişmeleri ise Andy Powell, şu şekilde değerlendirdi:
"Bugün dünyada büyük karışıklıklar yaşanıyor. Müzisyenler için çok hassas konular bunlar. Çünkü hepimizin siyasi gelişmelere dair bir fikri var ve zor zamanlardan geçiyoruz. İşimizin bize verdiği ayrıcalıktan ötürü dünyaya normal bir insan gözünden bakabiliyoruz. Hatta dünyayı siyasetçilerden daha fazla görüyoruz. Mesela ABD'de bir yerel siyasetçi, yaşadığı eyaletin dışına nadiren çıkıyor. Onlar için New York bile çok ilginç bir yer görünebiliyor. Kısacası siyasi konulara bundan önce şarkılarımda çok değindim. Fakat bu her zaman iyi sonuç vermeyebiliyor. Bu konularda konuşmak hileli bir savaş gibi, hassas bir çizgisi var. Bazı şeylere direkt değindiğin zaman insanları kızdırabiliyorsun. Fakat sanatçının işi biraz da kızdırmaktır. Sonuç olarak burada ticari bir iş içindeyiz, albümlerimizi satmak, kariyerimizi sürdürmek ve hayran kitlemizi korumak istiyoruz."
Powell, konser öncesi Türk hayranlarına, "Yarın bir araya gelelim ve birlikte coşalım. Güzel müziğimiz ve sololarımızla kalabalığın ruhunu yakalamayı iple çekiyoruz." mesajını verdi.
Wishbone Ash, yarın saat 20.00'de AKM Türk Telekom Opera Salonu'nda izleyiciyle buluşacak.
Wishbone Ash kimdir?
İngiltere'nin Devon bölgesinde 1966'da "Empty Vessels" adıyla kurulan grup, kısa süre sonra Londra'da "Tanglewood" adını alarak performans sergilemeye başladı. 1969'da menajer Miles Copeland'in grubun isim değişikliğine öncülük etmesi üzerine topluluk, "Wishbone" ve "Ash" isimlerini birleştirerek bugünkü adını aldı.
Grup, 25 stüdyo albümü, 11 konser albümü, beş DVD ile rock belgeseli "This is Wishbone Ash" gibi pek çok yapıta imza attı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.