Sadullah Özcan
ANKARA KORİDORU - Siyasi manzara
Yerel seçimler için son dönemece girildi. Siyasi partiler ve bağımsız adaylar, il genel meclisi, belediye meclisi, belediye başkanlıkları için müracaatlarını yaptılar. Artık adaylık tartışmalarının bir önemi kalmadı. Hangi partinin kimi aday gösterdiğinin, kimlerin aday olduğunun önemi sandıkta halkın vereceği oylara yansıması ile ortaya çıkacak.
Bu seçimlerin temel özelliği siyasi partilerin genel algılarından çok gösterdikleri adayların toplumsal algılarının ön plana çıkacak olmasıdır. 19 Şubat tarihinde il ve ilçe başkanlıkları gösterecekleri belediye başkan, belediye meclisi ve il genel meclisi adaylarını il ve ilçe seçim kurullarına teslim ettiler. Çekilmeler ve boş bırakılan yerler dışındaki adaylar şimdiden belli. Belediye Başkan Adaylarını peyder pey açıklayan Siyasi Partilerin kaderini son verilen belediye meclis üyelikleri için gösterdikleri adaylarda etkileyecek. Bu saatten sonra çok aşırı tabloyu değiştirecek ortada etken kalmadı. Artık sadece gürültüden ibaret bir döneme giriyoruz.
Birkaç zamandır yine yollardayız. Sahalardayız yani. Seçimler üzerine gözlemlerde bulunuyoruz. Vatandaşın düşünce tarzını, karar verme kriterlerine bakıyoruz. Bana mı öyle geliyor, yoksa bu sefer mi böyle bilemiyorum? Bu yerel seçimlerde bir heyecansızlık, bir isteksizlik var. Özellikle belediye başkanlıkları konusunda çok büyük bir sessizlik var. Vatandaşın seçimlere yönelik duyarsızlığı hayret verici.
Gittiğimiz, dolaştığımız yerlerde gördüğümüz tek manzara muhtarlık seçimlerine yönelik hareketlilik. Bu sefer çok aşırı derecede bir heyecan görüyoruz. Aşırı bir aday hareketliliği var. Muhtar adaylarının vaatleri, muhtar adaylarının propaganda yöntemleri İstanbul, Ankara, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylarından çok öte. Aslında tam bir inceleme alanı. Bazı muhtar adaylarının hem propaganda yöntemlerini, bazı vaat tablolarını Büyükşehir Belediye Başkanlıkları için uyarlasanız eksik değil fazla gelir.
Muhtarlık seçimlerinde göze çarpan diğer ayrıntı ise aşırı derecede kadın adaylardır. Özel bir çalışma yok ama gözlemlere dayanarak söyleyeyim galiba muhtar adaylıklarında kadınların oranı erkeklere göre çok yüksek. Çok aşırı derecede kadın muhtar adayı göze çarpıyor.
Muhtar adaylıklarına bu yoğun talep mahallelerde ciddi bir mücadeleye de sahne olacaktır. Belediye Başkanlıklarındaki yarıştan daha sert ve daha acımasız bir muhtarlık seçimlerine gidiyoruz. O nedenle Türkiye’nin birçok noktasında muhtarlık seçimlerinde kargaşa çıkacak. Daha önceki seçimlerde yaşadığımız küçük olayların daha geniş örneklerinin yaşanmaması için yetkilerin şimdiden önlem alması gerekli.
Bir taraftan maaş cazibesi, bir taraftan sosyal güvence muhtar adaylıklarında patlamaya neden oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhtarlarla buluşma programları ve verdiği değerde göz önüne alındığında bugün için belediye başkanlığından daha büyük bir cazibe oluşturdu.
Öyle görülüyor ki siyasetin nabzı bu sefer belediye başkanlığı seçiminden çok muhtarlık seçimlerinde atacak. Siyasette meydana gelen kısır döngünün yerini bu sefer kapı kapı çalışma tekniğinin uygulandığı partilerden bağımsız tek seçim alanı muhtarlıklar alacak.
Kısacası 31 Mart’ta hareketli bir muhtarlık seçimi, heyecansız bir belediye başkanlığı seçimi, partilerin kendi seçmen kitlelerini memnun edemedikleri aday listeleri nedeniyle sandığa gitmek konusunda en tereddütlü bir seçim olacak.
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun...