Sevgili okuyucularım, hepimizin mutlu bir dünya ve gelecek ile yaşamamızı TANRIDAN diliyorum.
Dünyanın bu geldiği noktada insan umutlu olmak, güzel, huzurlu insancıl bir yaşamı hayal etse de, dünyaya açılan pencerelerimizden baktığımızda umutsuzluğa kapılıyoruz.
Dünyayı perde arkasından yönetenlerin müthiş planları var. Stratejik olarak hareket eden bu dünya üstü akıl devamlı dünya için senaryolar üreterek milyarlarca insanın yaşamını yönlendiriyorlar.
Bunun en önemli noktalarından biride ülkemiz ve etrafımızdaki çok ciddi stratejik geçiş noktaları.
ABD neocon merkezli bir ARMEGEDON savaşı hikayesi var kurgulanmış.
Sanki adım adım dünya ve biz bu noktaya taşınır duruma gelmekteyiz.
Neden peki hiç bir müdahale edemeden bu ARMEGEDON savaşına kendimizi taşıyoruz belki bunu önleyebilecek yetilerimiz varken neden bizde bu sele kapılmış müdahale edemeden sürükleniyoruz.
Geçen hafta ABD (AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ) başkanı sayın DONALD TURUMP fazla gürültü yapmadan bir açıklama yaptı.

Şöyle dile getirdi konuyu, bir dahaki hafta Yunanistan, Vatikan, Fransa ve Almanya devletleri ile ilgili bazı açıklamalarım olacak diye bir beyanat verdi.
Fakat açıklama yapacağı hafta CORONAVİD hastalığına yakalandığı ve eşi ile birlikte karantinaya alındığı açıklandı.
Hala net olarak ne olduğu belli olmayan bir başkanlık süreci ABD devam ediyor, fakat sayın TRUMP’un son açıklamaları ben görevimin başındayım başkanlığıma hakimim yönünde.
Aslında ABD başkanı ve ABD DOLARINI korumak ile görevli başkanın GİZLİ SERVİSİ (SECRET SERVİCE) dünyanın en donanımlı istihbarat gücü, başkanı ve eşini CORONAVİD hastalığından koruyamaması imkansız bir hadise konunun uzmanları böyle bir şeye inanamaz.
Peki ne oluyor?
Kurtlar vadisi dizisinde KIRIPTEXS bölümünde açılan kırıptexs içinden çıkan bilgilerin hepsi doğruydu.
Tamamı gerçek hayat içinde geçen TÜRKİYE BARONUNUN işinin başına geçtikten sonra yaptığı her türlü kirli işi tek tek anlatıyordu.
Kıriptexs açıldığında BARON 1983 yılında göreve getirildiğinden sonra BÜYÜK ORTADOĞU projesinin oluşması için yaptığı tüm operasyonları anlatıyor, buna SADDAM yönetiminin Halepçe'de katliamda kullandığı kimyasal gazların temininden,11 eylül saldırılarına kadar organize ettiği herşey.

Dürüst istihbaratçı em.MİT müsteşarı sayın MEHMET EYMÜR beyin 11 eylül saldırılarının ihbarını çok önceden MUSTAFA isimli bir uyuşturucu kaçakçısının kendisine ABD devletinde yaşarken gelip ihbar ettiğini ve sonrası gelişen hadiseleri tek tek anlattı, içimden tebessüm ettim koca bir ömür gelip geçti.
Peki bir gurup insan kendi ülkelerine ve bu coğrafyaya nasıl bu kadar hain olur, bu kadar kinli olur ve insanlığa bunu yaparlar.
Bu konuda EZOTERİK düşünceler olduğu sanılsa da aslında EZOTERİZİM bu konulara düşkün insanların kafasını karıştırmaktan başka hiçbir şey değil.
Büyük devletleri yöneten üst aklın bu coğrafyadaki planları 1071 yılından beri Anadolu topraklarındaki TÜRK hakimiyetini sonlandırmak ve TÜRKLERİ bu coğrafyada yok etmek.

Birinci dünya harbinde yapamadıklarını bu yüzyılın sonunda tekrar yapmak için canı gönülden çalışıyorlar.
Başarabilecekler mi bence bu sefer başarmaya çok yakınlar ama BAŞARABİLECEKLERMİ?
Ülkemizin şu andaki durumuna bakarsak çok ciddi anlamda içerden ve dışardan sarılmış durumdayız.
İçerden dediğimizde yüz yıllık tarih boyunca bizi bu noktaya taşıyan içimizdeki güçler neydi, kimlerdi, nerden güç alıyorlardı, nerde kendilerini saklıyorlardı bunları deşifre etmemiz çözmemiz lazımdı çözemedik yada çözmedik.
Bir çok kilit. noktadaki insanlarımızı katletmelerine müsade ettik ve olayları aydınlatmadık.
Bunu yapsaydık içerden baktığımızda dışardaki düşman ateşini çok net anlayacağız bunu MİLLETİMİZ’de anlayıp öğrenecekti.
Suriye politikamız ve bu politikayı satranç tahtasında AT veya VEZİR olarak götürecek kişilerin ne zaman hazır ol çağrısı yapıldığını biliyor musunuz.
Söyleyeyim 2005 yılından sonra.
O gün AT veya VEZİR olarak ortaya sürülenler çeşitli stratejik noktalara hızlı şekilde taşınmalarının sebebi işte bu coğrafyayı büyük bir ARMEGEDON savaşına taşıyıp coğrafyayı parça parça ettikten sonra TÜRKLERİ bu coğrafyada yok etmek tüm mesele bu.
Bir gün gelecek şeçilmişlerin 1970 li yıllardan itibaren güneydoğu ve doğu Anadoluya yaptıkları yatırım hamlelerinin ya da aileler bağlarının bile bu yok oluşun yatırımları olduğunu onun için yapıldığını anlayacaklar.
İngiltere kıraliyet veliahtı PRENS CHARLES gibi insanların MARDİN,URFA seyehatlerinin altındaki sırları anlayacaklar.
6 şubat 1983 tarihinde iki kişi ile karşılaşmıştım,biri yapacağı sinsiliği tüm planlarını hazırlamış,yeni BARON istinyede o yağmurlu dalgaların arasında tek başına evin içini süzerek geçerken,sonraki saatlerde KUZEY DENİZ SAHA KOMUTANLIĞI ASKER HASTANESİ içinde karşılaştığım dönemin BAŞBAKANI merhum BÜLENT ULUSU.
O gün sonuna kadar gideceğime içimden yemin etmiştim.
Umutlu huzurlu yıllar dilerim.
ALP TUFAN.