Asırlık Markaların Buluştuğu Hafızaevi İstanbul'da Açıldı
Yüz yıldan uzun süredir ayakta duran kadim markaların hikaye ve tecrübelerinin paylaşıldığı Turing Yüzyıllık Markalar Hafızaevi, Sultanahmet’te gerçekleşen törenle açıldı.
Yüzyıllık Markalar Derneği ve Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu iş birliğinde kurulan Hafızaevi'nin açılışına Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Turing Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Katkak, Yüzyıllık Markalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Engin Tuncer, küratör Kamil Fırat ve markaların temsilcileri katıldı.
Etkinlikte konuşan Ahmet Misbah Demircan, Hafızaevi’nin yeni sanayicilere örnek teşkil etmek açısından önemli olduğunu belirterek, "Her biri ayrı bir değer olan bu markaların hikayesinin ve mücadelesinin anlatılması bir kültür işidir. Bize ait değerlerin doğru bakış açısıyla, doğru endüstriyel yaklaşımla Türkiye ve dünyada kendini tanıtabileceğinin altını çizmek istiyorum." dedi.
Kültür Bakanlığının faaliyetlerinin somut ve soyut miraslar etrafında şekillendiğini vurgulayan Demircan, şunları aktardı:
"Türkiye’de 22 bin tane sit alanı var. 122 bin tane tescilli tarihi yapı var. Bu büyüklük dünyada sadece Türkiye'de mevcut. Anadolu, bir kervansaray gibi. Bakanlığımız bu değerleri korumak için çok ciddi çalışmalar yapıyor. Halihazırda 700'ün üzerinde antik kazı yapılıyor ve buradan çıkarılan eserler müzelerimizi süslüyor. Biz elimizdeki mirasları koruyoruz."
"Markalar somut olmayan miraslarımızı yaşatıyor"
Somut olmayan mirasların, üzerinde en çok durulması gereken kültürel unsur olduğunu vurgulayan Demircan, "Dilimiz, yememiz, içmemiz, oturmamız, kalkmamız, hayat tarzımız, kahvemiz, lokumumuz ve diğerleri. Bunların tarifini yazarak yapıyoruz. Ama en önemlisi bunları yaşatarak çoğaltmaktır. İşte bu markalar da somut olmayan miraslarımızı yaşatma görevini üstlenmiş." diye konuştu.
Demircan, Hafızaevi'nde sadece markaların değil, Türkiye'nin somut olmayan miraslarının seri üretime geçiş ve markalaşma hikayesinin anlatıldığını söyleyerek, "Bu markalar için söylenecek tek bir şey varsa o da alkıştır. Hepsi bu toprakların ya sesi ya emeği ya da kokusudur." ifadelerini kullandı.
Yüz yıldan fazladır ayakta kalan 35 markanın oluşumu ve hikayesine ev sahipliği yapan Hafızaevi, Türkiye'deki köklü markaların değerlerine dikkat çekerek, markaların korunmasına, geliştirilmesine ve marka kavramının gelişmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.