Azerbaycan Ermenistan'a Ait Karargahı Ele Geçirdi! İşte Cephede Son Durum
Azerbaycan ile Ermenistan arasında Dağlık Karabağ'da süren çatışmalar şiddetini artırırken, Azeriler'in Ermenistan ordusuna ait bir karargahı ele geçirdiği açıklandı
Dağlık Karabağ savaşının altıncı gününde, Ermenistan cephede bozguna uğruyor. Çatışmalar gece boyunca sürerken Azerbaycan ordusu, Madagiz'de stratejik tepelerde kontrolü sağladı. Ermenistan ordusunun 5 zırhlı aracı yok edilirken, Ermenistan sivillere alçak saldırılar düzenlemeyi sürdürüyor. Ermenistan'da halk Paşinyan'a güvenini kaybetmeye başladı. Paşinyan’ın eşi Anna Hakobyan ise yaralıları ziyaret ederek hala birlik mesajı vermeye çalışıyor. İşte Azerbaycan-Ermenistan savaşına dair son dakika gelişmeleri...
Dünyanın kilitlendiği cephe hattında patlama sesleri kesilmiyor, şiddetli çatışmalar devam ederken, Ermenistan ağır kayıplar veriyor. 27 Eylül Pazar günü patlak veren Dağlık Karabağ savaşında Ermenistan cephede bozguna uğrarken, Azerbaycan ordusu stratejik bölgelerde kontrolü sağlamaya devam ediyor.
Azerbaycan ordusu, topraklarını işgalden kurtarmak için başlattığı operasyonlarda işgal altındaki Ağdere ilininin Madagiz bölgesindeki bazı stratejik tepelerde kontrolü sağladı.
Azerbaycan Savunma Bakanlığının açıklamasında, cephenin çeşitli yönlerinde çatışmaların gece boyu devam ettiği bildirildi.
Açıklamaya göre, Cebrail-Fuzuli istikametinde Azerbaycan ordusu Ermenistan ordusunun direnişini kırarak geri çekilmeye zorladı ve ilerleme kaydetti.
Murov Dağı yönünde de durum Azerbaycan ordusunun kontrolünde. Ağdere ilininin Madagiz bölgesinde bazı stratejik tepeler işgalden kurtarıldı.
Gece devam eden çatışmalarda, Ermenistan ordusunun 5 zırhlı aracı ve çok sayıda askeri etkisiz hale getirildi.
Ermenistan ise sivillerin yaşadığını bölgelere yaptığı saldırılarını sürdürüyor. Savaşın altıncı gününde Ermenistan ordusu Ağdam'daki köyleri ve sivilleri hedef alıyor.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Ağdam iline bağlı Hındıristan, Alibeyli, Ahmedağalı ve Seferli köyleri düşman tarafından ağır ateşe tutuluyor. Sivil halk arasında ölü ve yaralılar var." ifadesi kullanıldı.
İşgal altındaki bölgelere Ermenistan'dan getirilen gönüllülerin, çatışmanın yoğunluğundan ve ağır kayıplardan korkarak savaşmayı reddettiği aktarılan açıklamada, çatışmalardaki başarıların ve çeşitli yönlerdeki hakim konumların kurtuluşu, Azerbaycan askerlerinin yüksek savaşma ruhunu ve kazanma kararlılığını daha da artırdığı ifade edildi.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı'nın az önce yaptığı yeni açıklamada ise, Azerbaycan ordusunun topraklarını işgalden kurtarmak için başlattığı operasyonlarda Ermenistan işgali altındaki Ağdere ilinin Madagiz bölgesindeki bazı stratejik tepelerinin kontrolünün ardından Ermenistan'a ait 193. Özel Kuvvetler Birliği'nin karargahını ele geçirildiğini duyurdu.
Tebriz şehir merkezinde bir araya gelen göstericiler, “Karabağ bizimdir, bizim olacak”, “Ya Karabağ ya ölüm” ve “Haykırıyorum, haykırıyorum ben Türküm” sloganları atarak, Ermenistan’a karşı Azerbaycan’ın yanında olduklarını ilan ettiler.
Göstericiler ayrıca, ellerinde Azerbaycan bayrağı taşırken, Ermenistan bayrağını ise ateşe verdiler.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ise Azerbaycan ordusunun ilerleyişi nedeniyle halkının güvenini kaybetmeye başladı.
Paşinyan, halktan Türk mallarını boykot etmelerini istedi ancak hiç ummadığı bir tepkiyle karşılaştı. Süpermarket zincirleri boykot çağrısına uyma kararı alırken, esnaf öneriye karşı çıktı.
Ermenistan Ticaret Odası Başkanı Vagram Mirakyan, ülkede 80 bin civarında irili ufaklı özel girişimcinin olduğunu söyleyerek, bunlardan 60 bininin Türk ham madde ve hazır ürünleriyle çalıştığını hatırlattı.
Mirakyan, "Bir gecede tüm Türk mallarını boykot edelim dersek bu 60 bin girişimci işsiz kalır” ifadelerini kullandı.
Her fırsatta Azerbaycan’ı hedef gösteren Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın eşi Anna Hakobyan, Stepanakert Merkez Askeri Hastanesi’nde tedavi gören yaralı askerleri ziyaret etti. Anna Hakobyan'ın ziyareti, "halka birlik mesajı vermeye çalışıyor" şeklinde yorumlandı.
Geçen ay, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın eşi Anna Hakobyan'ın Ermeni kadınları Azerbaycanlı sivillere saldırmaya hazırladığı iddia edilmişti.
İtalyanca yayın yapan Eurasianews haber portalı, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın eşi Anna Hakobyan'ın "Ermeni kadınları Azerbaycanlı sivillere saldırmaya hazırladığını" öne sürmüştü.
Haberde, basında son aylarda eşiyle birlikte adının bazı entrikalarda geçtiği belirtilen Hakobyan'ın 2018'de kendisini bölgede "barışın destekçisi" olarak gösterdiği, hatta Azerbaycanlı kadınları bir barış kampanyasına katılmaya davet ettiği kaydedilmişti.
Ancak bunun üzerinden bir buçuk yıl geçtiğinde Hakobya'nın Ermeni "barışsever kadınlarla" birlikte Dağlık Karabağ'da askeri tatbikatlarda boy göstermeye başladığı ifade edildi.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın eşi Anna Hagobyan’ın elinde bir kalaşnikofla işgal altındaki Azerbaycan toprağında verdiği poz, Azerbaycan’da büyük bir öfkeyle karşılandı.
Öte yandan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan Rusya'dan da beklediği desteği bulamadı. Rusya Devlet Başkanı Putin, Paşinyan’ın hapse attıktan sonra kefaletle serbest bıraktığı eski Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan’a doğum günü mesajı gönderdi.
Çatışmaların ilk günlerinde sessizliğini koruyan Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan'a başkent Moskova'da bir araya gelme teklifinde bulunmuştu.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ise, Türkiye'ye verdiği destekten dolayı teşekkür etti ve çatışmaların sona ermesi için Ermenistan'ın işgal ettiği topraklardan geri çekilmesinin şart olduğunu söyledi. Pakistan ve Afganistan'a da teşekkür eden Aliyev, Azerbaycan ordusunun dışardan yardıma ihtiyacı olmadığını belirtti.
Ermenistan ordusu, resmi açıklamasına göre, geride kalan dört günde onlarca askerini kaybetti. Azerbaycan, savaşta ölen Ermenistan askerlerinin sayısının 2 bin 300 olduğunu aktarıyor.
Dağlık Karabağ'daki çatışmalar Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Ermenistan, bölgeyi yarım asırı aşkın bir süredir işgal altında tutuyor.
Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyor.
Peki, ikisi de eski Sovyetler Birliği ülkesi olan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun tarihçesi ne? 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlıbaşına gösterir nitelikte.
İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.
Azerbaycan ve Ermenistan’ın 1922’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne katılmasıyla Dağlık Karabağ, kabullenilmiş görünen, ancak Ermeniler tarafından benimsenmeyen bir yapıya evrildi. 1923’te Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlı otonom bölge statüsü verilen Dağlık Karabağ'da, bölgede yaşayan etnik Ermenilerin, Azerbaycan yönetiminden duydukları rahatsızlığı zaman zaman gündeme getirmelerine rağmen, Sovyet sisteminin durma noktasına geldiği 1980’lerin sonuna kadar statüko korundu.
Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov’un tıkanan sistemin önünü açmak için 1985’te başlattığı açıklık (glasnost) ve yeniden yapılanma (perestroika) süreciyle beraber, Kafkasya’nın bütün sorunlu alanları gibi Dağlık Karabağ da gün ışığına çıktı. Sovyet yönetiminin her geçen gün zayıflayan otoritesini değerlendiren Dağlık Karabağ Otonom Yönetimi, 1988’de Ermenistan Cumhuriyeti’ne bağlanmayı talep etti. Bu talep karşılık bulmazken Azerbaycan ile Ermenistan’ın 1991’de bağımsızlıklarını ilan etmelerinin akabinde Dağlık Karabağ Ermenilerinin ayrılma girişimleri de yoğunlaştı.
Bu dönemde Karabağ'daki Azeri nüfusu zorunlu göçler nedeniyle yüzde 20'ye kadar düşmüştü. 10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.
Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyor. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlanıyor. 2014'ün Ağustos ayında 20 yılın en kanlı çatışmaları yaşandı. Dağlık Karabağ sınırında iki gün süren çatışmalarda 13 Azerbaycan askeri öldü. Ermenistan Savunma Bakanlığı da 20 askerinin öldüğünü açıkladı.
Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında. Azeriler bölgenin tarihsel olarak kendi kontrolünde olduğunu ve dolayısıyla kendilerine ait olduğunu iddia ediyor; Ermeniler ise bölgede hep Ermenilerin yaşadığını ve Azeri yönetiminin gayrimeşru olduğunu savunuyor.
İç mesele olarak görüldüğünden dış müdahale konusunda diğer devletler gönülsüz davrandı. İhtilaf, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanması dolayısıyla 1992’den itibaren devletlerarası bir hale büründü. Azerbaycan’da savunma harcamaları 2003’ten bu yana her yıl yaklaşık yüzde 50 oranında arttı. 2012’de savunma harcamaları, Azerbaycan’ın toplam kamu harcamalarının beşte birini oluşturur hale geldi. Ermenistan da Rusya’nın yardımıyla cephaneliğini genişletti.
Tam sayılar net olarak bilinmemekle beraber, küçük yerleşimler ile Laçin ve Kelbecer’in nüfusunun toplamda yaklaşık 14 bin kişi olduğu sanılıyor. AGİT Minsk Grubu eş başkanlarına göre 2005 yılından bu yana nüfusta belirgin bir artış yok. Bölgeye yerleşen etnik Ermeniler altyapıya, ekonomik faaliyetlere ve kamu hizmetlerine kısıtlı bir erişime sahip. Birçoğunun kimlik belgeleri de eksik.
Sorunun en zayıf yeri 175 kilometre uzunluğundaki temas hattı. Mayın tarlalarıyla dolu bu hat, Birinci Dünya Savaşı siperlerini andırıyor. Temas hattına Ermeni tarafından 30 bin, Azerbaycan tarafından ise bu sayıdan biraz daha fazla asker konuşlandırılmış durumda. AGİT Minsk Grubu aracılığıyla yürütülen müzakereler zorlu geçiyor; zira liderler uzlaşıya yaklaşsa da ülkelerinde kamuoyunun isteklerini karşılayamama endişesiyle geri adım atıyor.
Dağlık Karabağ Azerileri ve Ermenileri sürece etki edemiyor. Ermenistan ve Azerbaycan kamuoyunun süreç üzerinde, bölgenin yerlilerinden daha çok etkisi var. Minsk Grubu eş başkanlarının sözcüsü ya da medya sekreteri yok. Bu nedenle de görüşmeler medyada az yer alıyor.
Rusya, önceden Ermenistan’a yakın bir pozisyon almışken, artık Azerbaycan’a ve Ermenistan’a eşit uzaklıkta durmayı tercih ediyor. Bu strateji Ağustos 2008’de Gürcistan’la yaşanan savaşın ardından güçlendi. Stratejik öncelik Gürcistan’ın tecrit edilmesi haline dönüştü. Dağlık Karabağ Sorunu ABD için, Orta Doğu’daki çatışmalardan daha az öneme sahip. Kongre’deki Ermeni lobisi, Hazar Denizi Havzası enerji güvenliği, ‘terörle mücadele’ ve Afganistan’a uçuşlarda Azerbaycan hava sahasını kullanabilmesi ABD için öncelikli konular.
Azerbaycan’ın olası anlaşmadan beklentisi, işgal altındaki toprakların geri verilmesi. Ermenistan’ın olası anlaşmadan beklentisi Karabağ Ermenilerine güvenlik garantisi verilmesi ve bağımsızlık oylaması yapılması. Anlaşmanın Azerbaycan için kaygı verici tarafı, 'bağımsızlık' seçeneğinin referanduma götürülmesi. Anlaşmanın Ermenistan için kaygı verici tarafı, Ermenistan ile Dağlık Karabağ topraklarını birbirine bağlayan Laçin Koridoru'nun korunamaması ve uluslararası güvenlik garantilerinin bölgede kendi etkisini azaltması.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.