Babacan: Kriz Çıkartıp, 'Millete Acı Reçeteye Razı Ol' Diyemezseniz
Deva Partisi lideri Babacan, "Kendiniz kriz çıkarıp, ardından millete 'Acı reçeteye razı ol' diyemezsiniz" sözleriyle eleştirdi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Acı reçete" açıklamasını "Herkes Külliyedeki tek kişinin ağzına bakıyor. Her şeye tek kişi karar veriyor. Ekonomi yönetiminde 3-4 kişiyi değiştirerek, ülkenin içine düştüğü ekonomik krizin sorumluluğundan kurtulamazsınız. Her detayına kadar her iş karışıp, her şeyin talimatını verip; başarısızlık olunca alttaki adamları değiştirip, elinizi sabunlayıp, çekilemezsiniz. Kendiniz kriz çıkarıp, ardından millete 'Acı reçeteye razı ol' diyemezsiniz" sözleriyle eleştirdi.
Kırıkkale İl Kongresi'nde konuşan Babacan, Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan istifası için “Devletin borcunu, 2 yılda 2 katına katlayan bir bakan vardı. Devir teslime gelmiyor, böyle bir şey yok. Devlet geleneğinde ayrılan bakan ile yeni göreve gelen bakan gelir, bir devir teslim yapar. Demek ki bu milletin yüzüne bakacak, bu milletin gözünün içine bakacak yüzleri yok, problem orada” yorumunu yaptı.
Ekonomide yaşanan krizin, kabine de yapılacak birkaç atama ile düzelemeyeceğini belirten Babacan, şunları söyledi:
BÖYLE BİR DİL YOK: Akrabalık ilişkilerinin devletimizin yönetimini esir alıp, nasıl bir krize sürüklediğini hepimiz gördük. Çok yakın akraba olunca, doğru düzgün bir istifa mektubu bile yazılamıyor. Devletin görev değişikliğiyle ilgili Kararnamelerin diline bile işliyor. Son bakan değişikliğiyle ilgili kararnameye bakıyorsunuz, 'Affını dileyen falancanın affını kabul ediyorum' böyle bir dil yok. Devlet yönetiyorsunuz, aile içi yanlış bir iş yapıp da onu affetmiyorsunuz.
ŞAHTI ŞAHBAZ OLDU: Kabinede birkaç değişiklik, kurumlarda birkaç atama ile düzelecek bir tablo değil. Sistemin özü yanlış. Tam 2 yıl oldu, Partili Cumhurbaşkanlığı Sisteminin sonuçlarını görüyoruz, yaşıyoruz. Hani ‘Şahtı şahbaz oldu’ derler ya fiili kötü yönetim yetmiyormuş gibi, bir de bu kötü yönetim adeta kurumsallaştırılmış oldu. Adeta tek bir kişinin ağzına bakmak kurumsal yapı haline geldi.
HALA ‘ARKAM SAĞLAM’ DİYOR: Kimse çıkıp da tek kelime özür diledi mi? Devletin borcunu, 2 yılda 2 katına katlayan bir bakan vardı. Devir teslime gelmiyor, böyle bir şey yok. Devlet geleneğinde ayrılan bakan ile yeni göreve gelen bakan gelir bir devir teslim yapar. Demek ki bu milletin yüzüne bakacak, bu milletin gözünün içine bakacak yüzleri yok, problem orada. Yoktur örneği, niye akraba kayırmacılığı. Kime güvenip de gelmiyor devir teslime, böyle bir şey var mı? Hala arkam sağlam diyor. Bu millet sizin yanlışlarınızın, akraba kayırmacılığınızın bedelini ödemek zorunda değil. Devlet yönetmekte prensip, işin ehlini işin başına getirmektir. Hatta yakın akrabalarınızda varsa işin ehli mümkünse başkasını daha da iyi bilen başkasını getirmenizdir. O işi en iyi kim yapıyorsa ona emaneti teslim etmektir."
3-4 KİŞİYİ DEĞİŞTİREREK SORUNU ÇÖZEMEZSİNİZ: Bu sistem devam ettiği sürece ülkemiz daha kötü günleri görür, bugünleri mumla ararız. Siz bu millete aptal muamelesi yapamazsınız. Bu millet her şeyi görüyor. Tüm bakanlıklar, tüm kurumlar, en küçük il müdürlüklerine dek herkes Külliye’deki tek kişinin ağzına bakıyor. Herşeye tek kişi karar veriyor. Ekonomi yönetiminde 3-4 kişiyi değiştirerek, şu andaki ülkenin içine düştüğü ekonomik krizin sorumluluğundan kurtulamazsınız. Her detayına kadar her iş karışıp, her şeyin talimatını verip, başarısızlık olunca alttaki adamları değiştirip, elinizi sabunlayıp çekilemezsiniz. Bu millet her şeyi görüyor. Kendisiniz kriz çıkarıp, ardından millete 'Acı reçeteye razı ol' diyemezsiniz.
BU ZİHNİYET SORUNUDUR: Bu kriz tamamen kötü yönetimin krizi. Kötü yönetim sebebiyle kriz olduğunda, bu 4 tane ekonomi yönetimindeki kişileri değiştirerek, kabul ettiler işte. Başka bir şey değişti mi? Yönetim sorunu var belli, ama problem sadece 4 kişi de bitmiyor ki. Problem, o 4 kişiye talimat veren ve bu sorumluluğu üstlenen makamdadır. Bu millet sizin hatalarınızın bedelini ödemek zorunda değil. Bu sistem sorunudur ama bir o kadar da zihniyet sorunudur.
HÜKÜMETİN BİLDİĞİ TEK ŞEY KAYBET KAYBET: F-35 ve S-400’ün kavgası devam ediyor. Milyarlarca dolar para verilen, satın alınan S-400’leri şu anda ülke şu anda kullanamıyor. Yine Milyarlarca dolar para verilen, F-35 savaş uçaklarını da Türkiye şimdi kullanamıyor. Hem füzeleri kaybet hem de diplomatik açıdan en çok ihtiyaç duyduğumuz savaş uçaklarını da kaybet. Biz zamanında diplomasi de ‘Kazan kazan’ formüllerini çok üretmiştik. Ama bu hükümetin bildiği tek şey ‘Kaybet kaybet’. Çıkıp bu millete bir hesap vermeleri lazım, Şu anda Dünya’nın en gelişmiş savaş uçaklarının sistemlerinin üretiminde, Türkiye 4 ana ortaktan birisiydi. Ne oldu parayı da kaybet, füzeyi de kaybet uçağı da kaybet, kaybet kaybet."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.