Babacan'dan memur ve emekli zammına tepki
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “‘Biri var ya biri’ demiş. O biri benim. Bu aralar Sayın Erdoğan’da biraz kompleks seziyorum. Çünkü ‘Alanım ekonomi, ekonomistim’ diyor. Ekonomide sonuçlar ortada. '' dedi.
Habertürk TV'de Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlayan Ali Babacan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"İktidarın içine düştüğü durum zor durum"
"Şu anda iktidarın içine düştüğü durum zor durum. Ne zaman güzel şeylerden bahsedecek olsalar hep geçmişe dönüyorlar. İçlerinde hep şu var; 'bir zamanlar çok başarılıydık’. Evet bir zamanlar hep beraber başarılı olduk ama şu an öyle bir dönem artık yok. İnsan kaynağı erimiş durumda, dürüst ve ehil insanlar çok zayıfladı. İş üretecek fazla kadro yok ellerinde. Bu iş kadro meselesidir. Biz her alanda çözüm üretiyoruz.
"Sayın Erdoğan'da Ali Babacan kompleksi seziyorum"
İyi bir şey yapmak için kimseden izin almama gerek yok. Bizim ilişkimiz patron-işçi, amir-memur şeklinde olmadı. Ben masaya AK Parti'nin kurucusu olarak oturdum. 'Benim bakanım, benim valim' yeni terminoloji. Benim dönemimde yoktu. Paradan 6 sıfır atılması konusunda, bir soru soruldu, cevap verdim. İlk defa orada duyulmuş oldu. Açıkladığımda Tayyip Bey'in haberi yoktu. 'Bunları açıklamışsın ama keşke bana söyleseydin ben açıklasaydım' dedi. Ben de 'Efendim soruya verdiğim cevaptı bu' dedi. Sayın Erdoğan'da Ali Babacan kompleksi seziyorum. Çünkü ‘Alanım ekonomi, ekonomistim’ diyor. Ekonomide sonuçlar ortada. Ne zaman ekonomideki iyi günleri hatırlasa aklına ben geliyorum ve bir laf atıyor. Bugünkü açıklaması da çok enteresan. Zorunlu tasarrufla ilgili konu. Uzun yıllar çalışanların maaşından kesildi ve devlet harcadı. Tarih 13 Aralık 2002. 18 Kasım'da hükümet kurulmuş. Herkes bize 'nemamız nerede' diye soruyor. Hazine Bakanı olmuşum. İnsanlar 20-25 yıl alacağını istiyor. 4 Şubat'ta 6 büyük sendika temsilcisi ile oturup müzakereler yapmışız. 4 Şubat saat 03.00 civarında basın huzurunda anlaştığımızı açıklamışız. Sendikalarla tam mutabık kaldık. Ödeme planı, işletecek faiz, uygulanacak rakamlar, taksit sayısı.
"'Borcumuzu ödeyebilir miyim' diye izin mi alacağım?"
Sayın Erdoğan'ın kaçırdığı bir şey var. Geçmişi hatırlamakta güçlük çekiyor olabilir. O gün Genel Başkan, Başbakan değil. O gün Abdullah Gül Başbakan. Açıklamayı da KESK Başkanı Sami Evren anlaşma metnine imza atmak istememişti. Sabah Abdullah Bey aradı, 'bitirmişsiniz, açıklamışsınız, nasıl anlaştınız' dedi. Anlattım 'hayırlı olsun' dedi. Bu anlaşmalar için ne sayın Erdoğan'dan ne sayın Gül'den talimat aldım. Zaten devletin borcu. 'Borcumuzu ödeyebilir miyim' diye izin mi alacağım?
"Biz insanların etnisitesine, dinine, mezhebine, inanıp inanmamasına, yaşam tarzına bakmıyoruz"
Eşit vatandaşlığına inanan bir örgüt ağımız var bizim. Bizi buluşturan nokta; demokratlık. Ortak noktamız demokrat bakış. Biz insanların etnisitesine bakmıyoruz, dinine, mezhebine, inanıp inanmamasına, yaşam tarzına bakmıyoruz. Herkes için özgürlük, adalet, refah ve zenginlik diyerek yola çıktık, yürüyoruz. Hiç kimse kendi mahalleme zarar gelmesin diye yanlışların üstünü örtmeye kalkmasın. Bizim tutumumuz her zaman şeffaflıktan yana. Devlet kural koyar, düzenleme yapar, arkasından da uyup uymadığını denetler. Bunu adaletle yapar. Karar alırken istişare ile yapar. Adalet, eşitlik, şeffaflık bu kuralları uygulayın inanın hiçbir sorun kalmaz.
"Ülkeyi yöneten zihniyet bağımsız bir kurum bırakmadı"
Şu anda ülkeyi yöneten zihniyet bağımsız bir kurum bırakmadı ki. Özerk çalışması gereken ne varsa tamamını talimatla yürüttüğü için maalesef güçler ayrılığı, denge kontrol sistemi kalmamış memlekette. Ama hepsinin çözümü var. İyi bir kadroyu görevlendirin, iyi istişare ile karar alın. Hiçbir şey yapmayın, sadece tarım eylem planındaki maddelere bakın, bu ülke Avrupa'nın en büyük üreticisi olmaya hazır. Siz sulamaya yatırım yapın. Ukrayna'dan gelecek buğday gemisi için gözlerimiz yolda kaldı. Enflasyonda maliyeti aşağıya çekelim diyoruz. Gübrenin, yemin yarısını devlet ödesin diyoruz. Maliyetleri aşağı çektiğinde, 10 liralık devlet kaynağı ayırdığınızda maliyet aşağı iner. Şimdi o duruş yok.
"Vatandaşın cebinden kepçe ile toplayıp, kaşıkla vermeyi müjde olarak açıklıyorlar"
TÜİK uzun süredir gerçek enflasyonu açıklamıyor. Gerçek enflasyonu vatandaşımız görüyor, yaşıyor. Yeni ev tutup da kira ödeyen, elektrik, doğal gaz faturası ödeyen herkes görüyor. Bugünkü yüzde 25 zam açıklaması, yüzde 15.4'e göre yapıldı. Sayın Erdoğan 'Gönlümden koptu yüzde 25 zam veriyorum' dedi. Tüketici Derneği yüzde 36 açıklamış. İTO bile yüzde 24 açıklamış. İTO ile TÜİK arasındaki makas ilk defa bu kadar büyüdü. Gerçek enflasyonla bütün vatandaşın cebinden kepçe ile toplayıp arkasından kaşıkla vermeyi müjde olarak açıklıyorlar. En çok buna üzülüyorum. Sağlam bir enflasyon mücadelesi programıyla, buna gelirler politikası denir.
"Enflasyon önden gidiyor, maaşlar arkadan yakalamaya çalışıyor"
Gelirler insanların maaşı ile düzenlemedir. Komple maliye, para politikası, enflasyonla politikasıyla beraber alırsanız kalıcı olur. Enflasyon önden gidiyor, maaşlar arkadan yakalamaya çalışıyor. Enflasyonun artmasının sebebi tamamen kur artışıdır. Bir ara dolar bazında da artış oldu. Petrolde oldu, enerjide oldu. Döviz kurunun kontrolünün kaybedilmesi ve sıçramanın bütün maliyetleri bastırmasıdır. Peki sonuçta ne oldu? Son 2 yılda TÜİK'in verilerine bakarak pay ne olmuş? Daha iki sene önce. İşgücü, yani alnının teriyle çalışan son 2 yılda toplam gelirden yüzde 37 alırken, yüzde 25'e düşmüş. Zengin daha da zenginleşmiş. Parası olanın daha çok parası var. Ama alın teriyle çalışanların toplam ekonomiden aldığı pay düşmüş."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.