Prof. Dr. Erkan SEVİNÇ
BABYBOOMER
65 yaş üstü insanımız haftalarca ev hapsinde kaldıktan sonra erlerin çarşı izinlerine benzer pazar günleri birkaç saat dışarı çıkmaya başladılar. Şimdi de şehirler arası seyahatlarine izin verildi. Varlıklı olanlar yazlıklarına olmayanlar akrabalarının yanında soluğu almak üzere yollara düştüler. Burada yanlış olan şu ki gittikleri yerden bir ay geri dönmeme şartı var. Kızınız , torununuz bile olsa misafirlik bilemedin bir hafta ya da on gün. Sonra başlar evde homurdanmalar..”Ya bu annenleri niye çağırdın?” muhabbetleri.
Bu hafta sonu bayram. Hani klasik bir laf var “neydi o eski bayramlar”. Hatta özellikle çukulata firmaları hüzünlü reklam filmleri yayınlarlardı düne kadar. Dedesinin elini öpen torun, annesine babasına sarılan yetişkin insanlar falan. Bu bayram farklı bir bayram olacak. Ne bayram namazı ,ne namaz sonrası ailenin bir araya geleceği sofralar,ne de kapıya gelip bahşiş isteyenler.
Covid 19 pandemisinde yalnızlaştırılan 65 yaş üstü insanlar aslında örnek bir nesil. Nüfusun yüzde 7,2'si ise 65 ve daha üst yaş grubunda bulunuyor. Ancak 65 yaş üstü nüfusun 2050 yılında nüfusun yaklaşık yüzde 17,5'i oluşturması bekleniyor. Baby Boomer (BB) kuşağı bu kuşak. Baby-Boomer kuşağı tüm dünyayı politik olarak etkileyen 68 kuşağını yaratan bir nesil. Naif insanlardır.Kitap ayracı nedir, bilmezler.
Güller kurutup defter aralarına itinayla yerleştirirler. Yere düşen ekmeği öper, alınlarına koyarlar. Kıyafetleri gibi akılları da gökkuşağı gibi renkli, yürekleri lekesiz. Hayata, insanlara bakışı güzel bir nesil..
Bu insanları horlayacağımıza el üstünde tutmamız lazım . Türkiye’deki 65 üstü kuşağı şöyle anlatıyor kendilerini..
“Bizler ilkokulda yurt bilgisi, lisede mantık, sosyoloji, felsefe okuyan nesiliz. Onun için biz kim 1 milyoner olmak istiyor programında 15000 lirayı hiç joker kullanmadan kazanabilen nesiliz.
Biz 3 yazılı 1 sözlü sınav olan nesiliz. Biz kopya çeken ama kopya çekerken öğrenen nesiliz. Biz Endonezya’nın ihracatını, Surinam’ın ithalatını bilen nesiliz.
Biz anne ve babasını bakımevine terketmeyen nesiliz. Biz babasının cenazesine “tatildeyim “diye gelmeyen nesil değiliz.
Biz şahsiyet sahibi olması için terbiyesinden vazgeçilen ,kendine özgüveni olan ama etrafa saygısı ve sevgisi olmayan sadece kendisine yaşayan egoist değil sevgiyi, saygıyı, fedakarlığı ,dostluğu, vefa duygusunu yerine göre başkalarının yaşamı için kendi yaşam tarzından fedakarlık eden nesiliz. Arkadaşımızın ailesini kendi ailemiz kabul eden namus anlayışını buna göre dizayn eden nesiliz.
Ebeveynlerine egosundan fedakarlık edip maddi manevi kol kanat geren nesiliz. Biz bugün 40 yıllık, 50 yıllık arkadaşlarını köşe bucak arayan onlarla birlikte olmaktan zevk alan nesiliz.
Öğretmeninin elini öpmek için yarışan nesiliz. Ebeveynlerimizin öğretmenimize “eti sizin, kemiği benim” diye teslim ettiği ,öğretmenlerimizin bu emaneti gözlerinden sakınarak koruduğu nesiliz.
Semt çocukluğunu ,mahalle terbiyesini ,büyüklere saygıyı görmüş nesiliz.
Kabadayı dediğimiz mahallenin bilekli delikanlısını bizi soyan değil bizi koruyan kollayan olarak bilen nesiliz.
Misketi,çemberi,uçurtmayı,birdirbiri,topacı,uzun eşeği,saklambaçı,üç tası,kaptanı,müsellesi,kovalamacayı ,ip atlamayı,sekseki,çivili futbolu,9 taşı,bakkal amcalara kese kağıdı yapımını,yakan topu oyun olarak bilen nesiliz.
Futbolu,voleybolu,basketbolu,yüzmeyi tüm imkansızlıklara rağmen spor olarak yapan nesiliz.
Akşam üstü şekerli ya da karabiberli ekmek yiyen ,turtayı tanımayan nesiliz.
Ağız oynatmanın ayıplandığı, her lokmanın eşit paylaşıldığı ,çay bardağındaki şekerin kaşıkla karıştırılırken çıkan sesin ayıp olduğu bu eylemin kahvelerde yapıldığında kahvecinin “hop deve kervanı mı gidiyor “ diye ikaz ettiği nesiliz.
Kulağımızı çeken öğretmenimizi evde şikayet edemediğimiz öyle bir durumda babamızdan da azar işiteceğimizi bilen nesiliz.
Hele öğretmenin çocuğa bir siteminde anne, baba, dayı, hala, enişte, bacanak ,anneanne hep birlikte okul basıp” sen bizim çocuğumuzun psikolojisini nasıl bozarsın” diye öğretmen döven bu nesille uzaktan yakından ilişkimiz yok. Öğretmen bizim neslin en kutsal varlığıdır.
Ata erkil babanın sözünün geçtiği ama babanın da analarımıza değer verdiği, fikir paylaştığı aileleri olan nesiliz.
Lise mezunu arkadaşlarımızın bugünkü üniversite mezunlarının yanında doktora yapmış bir insan kalitesinde olduğu nesiliz.
Biz psikologlarla ,pedagoglarla şekillendirilen değil psikolojik sorunlarını mahalle ilişkileri içinde bedava çözen nesiliz. Ve de olayların üzerine giden, hadiselere “bana ne” deyip pas geçmeyen nesiliz.
Siz bizim kuşağı yabana atmayın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.