Bağımsızlık Yolunda Silahlı Mücadeleden Siyasi Mücadeleye; Filistin Kurtuluş Örgütü 60 Yaşında
Mısır'da Arap devletlerinin desteğiyle kurulan Filistin Kurtuluş Örgütü, 1988'de Cezayir'de bağımsızlığını ilan ettiği Filistin'de, bu hedefe ulaşamadan 60. yılına girdi
Bağımsız Filistin'e ulaşmak hedefiyle 2 Haziran 1964’te kurulan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) 60’ıncı yılına, İsrail’in 8 aydır Gazze Şeridi’nde sürdürdüğü soykırım savaşının gölgesinde giriyor.
Filistin’in bağımsızlığı yolunda kurulan ve zaman içinde silahlı mücadeleden siyasi mücadeleye evrilen ve Filistinli hareketlerin çatı örgütü sayılan FKÖ’nün, silahlı mücadele yöntemini benimseyen ve bu çatı altında yer almayan Hamas ve İslami Cihad gibi hareketlerin sahneye çıkmasıyla Filistin halkı nezdinde meşruiyeti tartışmaya açıldı.
Uluslararası toplumda hala Filistin halkının meşru temsilcisi olarak kabul edilen FKÖ, 1993’te İsrail’i tanıyarak silahlı mücadelesine son verirken, geride kalan uzun yıllar boyunca ortaya koyduğu tüm çabalara rağmen Hamas ve İslami Cihad hareketlerini çatısı altına almayı, yöntem ve söylem itibarıyla yaşadığı değişim nedeniyle başaramadı.
Bugün 60’ıncı kuruluş yıldönümünü kutlayan FKÖ, Filistin’in bağımsızlığı hedefiyle çıktığı mücadele serüveninde hedeflerini gerçekleştiremezken, Hamas’ın 2006’dan beri yönettiği Gazze Şeridi başta olmak üzere hem içeride hem de dışarıdaki Filistin halkının içinde bulunduğu savaş ve krizlere de köklü bir çözüm geliştiremedi.
FKÖ’nün mücadele sahnesine çıkışı
Filistinliler, 14 Mayıs 1948’de İsrail’in tarihi Filistin toprakları üzerinde kurulmasından bu yana vatanları ve özgürlükleri için mücadele veriyor. FKÖ, bu mücadele için kurulan çeşitli örgüt ve hareketler arasında öne çıkıyor.
Çok sayıda Filistinli örgütü tek çatı altında toplayan FKÖ'nün ve ona bağlı Filistin Kurtuluş Ordusu’nun temelleri, Mısır’ın başkenti Kahire’de 13-16 Ocak 1964’de toplanan ilk Arap Birliği Zirvesi’nde atıldı.
Kahire'deki zirvenin ardından 28 Mayıs 1964’te Kudüs'te Filistin Ulusal Konseyi toplandı. Ürdün Kralı Hüseyin Bin Talal'ın da katıldığı toplantının ardından 2 Haziran 1964’te Filistin Kurtuluş Örgütü resmen kuruldu.
Özgürlüğe giden yolda silahlı mücadeleyi benimseyen örgütün başına, dönemin Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdunnasır’a yakınlığıyla dikkati çeken Ahmed Şükayri geçti. Altı Gün Savaşı’nda Filistinli grupları örgütleyemediği yönündeki eleştirilerin ardından Şükayri, Aralık 1967'de FKÖ liderliğinden istifa etti.
Şükayri'nin istifasının ardından Aralık 1967’de Yahya Hammuda, FKÖ’nün yeni lideri oldu. Filistin Ulusal Konseyi’nin 4 Şubat 1969’da Kahire’de düzenlenen beşinci toplantısında FKÖ liderliğine, Hammuda yerine Yasir Arafat seçildi. Arafat hayatını kaybettiği 2004’e kadar bu görevi yürütürken Filistin’in efsanevi liderinin ölümünün ardından yerine mevcut Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas geçti ve görevine devam ediyor.
FKÖ, Altı Gün Savaşı'ndan sonra Ürdün'e taşındı
Filistin’in kaderini değiştiren 1967’deki Altı Gün Savaşı, FKÖ’nün de geleceğini etkiledi. İsrail’in Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ni işgal etmesinin ardından FKÖ Ürdün’e taşındı.
Ürdün topraklarında konuşlanan başta Fetih olmak üzere bazı Filistinli gruplar, İsrail güçlerine karşı Batı Şeria'da eylemler düzenlemeye başladı.
Ancak Filistinli grupların artan etkinliği nedeniyle Ürdün yönetimi ile FKÖ’nün arası açıldı. Tarihte "Kara Eylül" olarak adlandırılan ve Ürdün güçleri ile FKÖ üyeleri arasında 27 Eylül 1970’de başlayan ve belirli aralıklara 17 Temmuz 1971’e kadar devam eden çatışmalarda, çoğunluğu sivil olmak üzere 4 binden fazla kişi hayatını kaybetti.
Bu çatışmaların ardından FKÖ'nün merkezi, Ürdün’den Lübnan’a taşındı. İsrail’in 1982’de Lübnan’ı işgalinin ardından örgütün merkezi Tunus’a, yaklaşık 12 senenin ardından da 1994’te Tunus’tan Gazze Şeridi’ne alındı.
BM, FKÖ'yü Filistin halkının tek meşru temsilcisi olarak tanıdı
FKÖ lideri Arafat, 1973’deki Mısır ve Suriye’nin İsrail’e karşı başlattığı Yom Kippur Savaşı'nın ardından örgütün politikasında köklü değişikliğe gitti. Filistin’in özgürlüğünün silahlı mücadeleden geçtiği fikrini savunmaya devam eden Arafat, bir yandan da İsrail’e karşı diplomatik alanda girişimlerde bulundu.
Arafat’ın bu adımı meyvelerini vermeye başlarken FKÖ, 14 Ekim 1974’te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 28 Ekim 1974’te de Arap Birliği tarafından Filistin halkının tek meşru temsilcisi olarak tanındı.
ABD’nin New York kentinde 13 Kasım 1974’te BM Genel Kurulu’na hitap eden Arafat, “Bugün buraya bir elimde zeytin dalı ve diğer elimde de bir özgürlük savaşçısının silahıyla geldim. Elimdeki zeytin dalının düşmesine izin vermeyin.” diyerek Filistin-İsrail meselesine siyasi çözüm bulunması çağrısı yaptı.
Meselenin çözümü için silahlı mücadeleden daha çok diplomatik mücadeleye yönelen FKÖ, 15 Kasım 1988’de Cezayir’de Filistin’in bağımsızlığını ilan etti.
Örgüt, 1993’te “1967 sınırlarında” İsrail’i tanırken İsrail de aynı yıl FKÖ’yü Filistin halkının meşru temsilcisi kabul etti. FKÖ ve İsrail arasında 1993’te birinci, 1995’te de ikinci Oslo Anlaşması imzalandı.
İsrail ile FKÖ arasındaki Birinci Oslo Anlaşması'nda, Filistin güvenlik birimleri ile İsrail arasındaki güvenlik koordinasyonu ve bilgi alışverişinde bulunulması gibi maddeleri içeriyor.
İkinci Oslo Anlaşması'yla Batı Şeria, A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı. Yüzde 18'i kapsayan "A Bölgesi"nin yönetimi, idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B Bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e, "güvenliği" İsrail'e devredilmiş, yüzde 61'i kapsayan "C bölgesi"nin "idare ve güvenliği" İsrail'e bırakılmıştı.
Dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin’in suikasta uğramasına neden bu iki anlaşma, gönümüzde de bazı Filistinli gruplarca eleştiriliyor.
Bugün Filistin’in en önemli örgütlerinden biri kabul edilen FKÖ, tüm zorluk ve uluslararası baskılara rağmen Filistin’in özgürlüğü için mücadelesini sürdürüyor.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.