Bakan Çavuşoğlu: Kabil Havalimanının İşletilmesi Ve Güvenliği Konusunda Bir Önceki Yönetim Döneminde Talepler Geldi

Bakan Çavuşoğlu: Kabil Havalimanının İşletilmesi Ve Güvenliği Konusunda Bir Önceki Yönetim Döneminde Talepler Geldi

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havalimanının işletilmesine ilişkin, "Bir önceki yönetim döneminde havaalanının işletilmesi ve güvenliği konusunda Türkiye'nin devam etmesi için talepler geldi." dedi

 Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Afganistan'da Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havalimanının işletilmesine ilişkin, "Bir önceki yönetim döneminde havaalanının işletilmesi ve güvenliği konusunda Türkiye'nin devam etmesi için talepler geldi. Herkes 'ABD ya da başkası istedi' diyor. Önce Afganistan'dan geldi." dedi.

Çavuşoğlu, bir televizyon kanalında katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Afganistan'daki gelişmelere değinen Çavuşoğlu, "Hükümetin kapsayıcı olma yönünde dünyadan herkesin görüş bildirdiğini görüyoruz. Biz de aynı şekilde düşünüyoruz. Önemli olan Afganistan'ın birliği, beraberliği ve istikrarı. Dolayısıyla her kesimin yönetimin içinde olması Afganistan'ın geleceği için önemli." diye konuştu.

Şu an ülkede belirsizlikler olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, Pençşir vilayetinin hakimiyeti konusunda farklı açıklamalar olduğunu kaydederek, "Pençşir'deki çatışmaların bir iç savaşa dönüşmemesini temenni ediyoruz. Ayrıca Afganistan'da ekonomik sıkıntılar da var. Bir önceki yönetim de maaşları ödemede zorluk çekiyordu. Diğer taraftan açlık riski var. Birleşmiş Milletler gıda stoklarının azalmaya başladığını, bir ay içinde tamamen yok olacağını söylüyorlar." dedi.

Çavuşoğlu, insani yardımların ulaştırıldığını, Türk Kızılayın da çalışmalar yürüttüğünü vurgulayarak, ülkedeki terör riskine de değinerek şunları söyledi:

"DEAŞ orada, DEAŞ Horasan adıyla. El Kaide orada. Afganistan'da bu kadar DEAŞ teröristi olmasının müsebbibi, Suriye'nin özellikle kuzey doğusunda sözde DEAŞ'la savaştığını söyleyerek orada ayrılıkçı bir politikayı destekleyenler. Sözde DEAŞ'la mücadele ettiğini söylüyorlar ama bu DEAŞ teröristlerinin bir kısmını alıp Suriye'den Afganistan'a gönderdiler."

"Uçaklar uçmak istese bile sigorta şirketleri izin vermez"

Afganistan'da bugüne kadar bir hükümet kurulmamasının sebebinin Taliban içi görüş farklılıkları olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, Kabil havalimanının işletilmesi konusuna da değindi.

Uçuşlara başlanacak standartlarda bir havaalanı olması gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, havaalanı içindeki güvenlikten emin olmadan hiçbir şirketin buraya uçmak istemediğine dikkati çekti.

Çavuşoğlu, havaalanında şu an görerek uçuş kurallarıyla iniş kalkışların gerçekleşmesine rağmen uluslararası sivil havacılık standartları çerçevesinde uçuşlar için zamana ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Şu anda Afganistan'da bu konuda teknik çalışmalar yürütüldüğünü belirten Çavuşoğlu, "Katar'dan bir ekip gitti. Bizden de Sivil Havacılıktan bir ön ekibi gönderdik." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Taliban öncesi havalimanını işleten Türk teknik ekibinden de 19 kişinin Kabil'de kaldığını ifade etti.

Havalimanı güvenliğinin uluslararası toplumun güvenebileceği bir şirket ya da bazı ülkeler tarafından sağlanması gerektiğine vurgu yapan Çavuşoğlu, "Uluslararası toplumun, tüm şirketlerin güvenebileceği bir güvenlik şirketi ya da birkaç devletin bir güvenlik tesis edilmesi lazım. Uçaklar uçmak istese bile sigorta şirketleri buna izin vermez." dedi.

"Bizim Afganistan gibi bir ülkeden tamamen çıkmamız yanlış bir karar olur"

Türkiye'nin Afganistan'da çok yatırımları bulunduğunu ve iki ülke arasında tarihsel bağlar olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Bizim Afganistan gibi bir ülkeden tamamen çıkmamız yanlış bir karar olurdu. Bu ülkenin her şeyini biz işletelim, biz yönetelim demiyoruz ama bu ülkeyle bağlarımızı koparmayalım." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Kabil havalimanının işletilmesine ilişkin, "Bir önceki yönetim döneminde havaalanının işletilmesi ve güvenliği konusunda Türkiye'nin devam etmesi için talepler geldi. Herkes 'ABD ya da başkası istedi' diyor. Önce Afganistan'dan geldi. Yazılı talep de geldi. Şu anki gelişme olmasaydı biz bununla ilgili içerdeki hukuki süreci, tezkere dahil işletip ona göre adımlarımızı atacak, o ülkeyle de mutabakat zaptı imzalayacaktık." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Afganistan'a katkı sağlamak için çalıştığını belirten Çavuşoğlu, "Allah korusun Afganistan'ın ekonomik, siyasi ve güvenlik olarak bir çöküş yaşaması hepimizi etkiler. Şu anda bile etkiliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, havaalanını işletilmesinin olası krizler karşısında birçok bakımdan önemli olduğunu da vurguladı.

Afganistan'da kapsayıcı bir hükümet kurulması gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, bu durumda birlik ve beraberliğin sağlanabileceğini söyledi.

Şu anda vekaleten göreve gelen kişilerin Taliban ağırlıklı ve bir etnik gruba mensup olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Sonuçta yarın bir kriz olduğunda ülkenin iç savaşa sürüklenmemesi için de kapsayıcı bir hükümet kurulması gerekiyor. Tüm dünyanın kabul etmesi için bu gerekli. Biz bu düşüncelerimizi de Taliban'la paylaşıyoruz." dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin Afganistan'da hükümet kurma törenine davet edildiği yönündeki haberlere ise "Herhangi bir davet gelmedi." sözleriyle yanıt verdi.

"Türkiye olarak insani ve ahlaki sorumluluğumuzu herkesten daha fazla yerine getirdik"

Afgan göçmen riskine yönelik soruya da yanıt veren Çavuşoğlu, göç sorununun yerinde çözülmesi gerektiğini belirtti.

Ülkeye insani yardım ulaştırılması, halka ekonomik yardımlar yapılması ve komşu ülkelere destek verilmesinden söz eden Çavuşoğlu, "Biz AB ve uluslararası topluma bu konuda iş birliği öneriyoruz, yapılacakları tek tek sayıyoruz. Biz Türkiye olarak insani ve ahlaki sorumluluğumuzu herkesten daha fazla yerine getirdik." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin ilave göç yükünü kaldıramayacağına dikkati çekerek, bu konuda İran'a gerekli telkinlerin yapıldığını, sınırlarda ise önlemlerin alındığını söyledi.

Yunanistan'da yasa dışı göçmenlere yardımlarda bulunan STK'lere yönelik alınan karara da değinen Çavuşoğlu, "Hangi AB yasasıyla örtüşüyor merak ediyorum. Nasıl izah edecekler? Türkiye'de böyle bir şey olsa kıyamet kopardı. Bakalım Avrupa'daki STK'ler, Yunan STK'ler buna ne diyecek, AB ne diyecek?" ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında yapılan 18 Mart Mutabakatı'nın tam olarak uygulanması halinde ciddi sıkıntıların kalmayacağını ancak yeni gelişmeler karşısında güncelleme gerektiğinde vurguladı.

Geçen yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AB Konseyi ve AB Komisyonu başkanları arasında yapılan mutabakat karşısında Türkiye'nin tekliflerini hazırladığını ancak AB tarafının bir yıldır buna hala cevap vermediğini de hatırlattı.

Çavuşoğlu, "ortak sorun" olarak nitelendirdiği göç sorunu karşısında her türlü külfetin paylaşılması gerektiğine de dikkati çekti.

Türkiye'ye 3 milyar dolarlık bir yardım yapılması ve bu sorunla Türkiye'nin ilgilenmesi taleplerinin kabul edilemeyeceğini söyleyen Çavuşoğlu, karşılıklı atılması gereken birçok adım olduğunu ifade etti.

Körfez ile ilişkiler

Çavuşoğlu, Türkiye'nin Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile soğuk olan ilişkilerinde son zamanlarda olumlu adımlar olduğunu belirtti.

Geçmişte yaşanan olayları barışmakta ve ilişkileri normalleştirmekte bir engel olarak görmenin yanlış olacağını dile getiren Çavuşoğlu, "Uluslararası ilişkilerde kalıcı düşmanlık veya dostluk yoktur." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı ve bakanlar seviyesinde karşılıklı üst düzey görüşmeler yapıldığını aktararak, karşılıklı ziyaretler konusunda hemfikir olunduğu ve olumlu ivmenin sürdürülmesi halinde ilişkilerin rayına girebileceğinin altını çizdi.

Suudi Arabistan ile ilişkilerin sorulmasına cevaben düzeleceğine inandığını kaydeden Çavuşoğlu, atılması gereken adımlar olduğunu ve bu yönde görüşmelerin sürdüğünü belirtti.

Çavuşoğlu, Mısır ile normalleşme sürecinin devam ettiğini ve bir yol haritasının ortaya konduğunu aktardı.

Bugün Ankara'ya Mısır'dan bir heyetin geldiği bilgisini paylaşan Çavuşoğlu, "Bu görüşmelerden sonra birlikte karar verirsek karşılıklı olarak büyükelçi atama konusunda gerekli adımları atarız." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükri ile ilişkilerin en soğuk olduğu zamanlarda dahi diyaloglarını devam ettirdiklerini dile getirerek, bir sürecin başladığını, bundan sonraki yol haritası konusunda hemfikir olunursa gerekenin yapılacağını kaydetti.

Deniz yetki alanlarına ilişkin sorulan soruya Mısır'ın da istemesi halinde müzakerelere başlanabileceğini söyleyen Çavuşoğlu, "Bizimle yapacakları bir anlaşmadan daha fazla alan elde edecekleri aşikar." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz konusunda herkesle diyaloğa açık olduklarının altını çizerek, "Hakça paylaşım konusunda biz her zaman hazırız. Ne hakkımızı yediririz ne başkasının hakkını yeriz. Adaletli olan da budur." ifadesini kullandı.

Ülkeler arasındaki gerilimlerin ticarete yansıtılmasının doğru olmayacağını dile getiren Çavuşoğlu, ticari ilişkileri devletlerin kurmadığını ve firmaların bundan olumsuz etkilenmemesi gerektiğini aktardı.

Doğu Akdeniz

Çavuşoğlu, Türkiye'yi dışlayan, Türkiye'nin içinde olmadığı bir platformun veya anlaşmanın hiçbir değeri olmadığını vurgulayarak, "Türkiye ile iş birliği yapmadan o projeler fizibil değil." dedi.

Yapılan anlaşmaların Türkiye'nin haklarını ihlal etmesi halinde gereğinin yapılacağına dikkati çeken Çavuşoğlu, "O nedenle biz Doğu Akdeniz Konferansı yapılmasını teklif ediyoruz. Avrupa Birliği'ne de bu teklifimizi ilettik." ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin yapıcı küresel bir aktör olduğunu herkesin gördüğünün altını çizerek, "Türkiye'nin ekonomik potansiyeli görülüyor. Türkiye ekonomik çok önemli fırsatlar sunuyor. AB'nin bize yaklaşmasının en büyük sebeplerden birisi ekonomik ilişkileri geliştirmeyi istemesi." değerlendirmesinde bulundu.

ABD'nin Orta Doğu'dan çekilmesi

ABD'nin Irak'tan çekilmesinden sonra kaos olduğunu, önceden belirlenmiş olsa da Afganistan'dan plansız çekilmesiyle ortaya çıkan manzarayı hatırlatan Çavuşoğlu, Suriye'den çekilme konusunun ABD'nin kendi tercihi olacağını belirtti.

Çavuşoğlu, ABD'nin Suriye'ye sınırı olmadığını ve davet edilmediğini dile getirerek, "Biz terörle mücadele için ulusal güvenliğimize doğrudan tehdit oluşturduğu için Suriye'deyiz." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin Suriye'nin sınır ve toprak bütünlüğünü desteklediğini vurgulayan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"ABD'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda politikaları tam tersi. ABD orada ayrılıkçı PKK/YPG'yi destekliyor. Suriye'nin anayasa, Astana formatı, insani yardımların ulaştırılması gibi iç süreçlerine Dünya Gıda Örgütü gibi uluslararası örgütler ile iş birliğinde destek veriyoruz. Ülkenin toprak ve sınır bütünlüğü konusunda PKK'ya karşı görüşümüz rejimle en azından şimdilik örtüşüyor. 'Burada petrol var ben burada kalıyorum' böyle bir şey yok. ABD'nin bu politikalardan vazgeçmesi lazım."

Çavuşoğlu, ABD ile ilişkilerde geleceği bakmak istediklerinin altını çizerek, "Mevcut sorunların da dayatma yoluyla değil her iki tarafın yararına olacak veya kabul edeceği şekilde çözülmesini istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

S400 meselesinden ötürü yaptırım uygulandığını dile getiren Çavuşoğlu, "Hava savunma sistemine ihtiyacımız var. ABD ile anlaşabilirsek ve Kongre onay verirse biz ABD'den hava savunma sistemi alabiliriz." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Suriye konusunda Fransa ile hemen hemen her konuda hemfikir olduklarını vurgulayarak, "PKK'ya karşı yaptığımız operasyondan sonra sorun oldu. Savunma alanındaki iş birliği imkanı da bu sebeple ilerleyemedi." dedi.

Muhabir: Behlül Çetinkaya, Gökhan Varan

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler