Bakan Çavuşoğlu: Kanal İstanbul'la Dünyada Denizcilik Ve Ulaşım Tarihi Değişecek
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Kanal İstanbul'a kazmayı vurduğumuz zaman, dünyada denizcilik ve ulaşım bakımından tarih değişecek, dönüm noktası olacak." dedi
ANTALYA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'nın Alanya ilçesindeki bir otelde gerçekleştirilen AK Parti Gençlik Kolları Akdeniz Bölge Toplantısı'nda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın istişare toplantılarına önem verdiğini söyledi.
Kendisinin de kurulmasından itibaren AK Parti'de görev aldığını hatırlatan Çavuşoğlu, uzun süre Dış İlişkiler Başkanlığında Başkan Yardımcısı olarak çalışmalar yaptığını kaydetti.
Son 18 yılda iç ve dış politikada birçok sorunun değiştiğine ve Türkiye'nin farklı problemlerle karşı karşıya kaldığına işaret eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bir gerçek var ki biz bağımsız olmaya çalıştıkça, güçlendikçe karşımıza çıkan sorunların da boyutu farklılaşıyor, değişiyor. İçeride de 18 yıldır böyle olmadı mı? 2016 yılına kadar böyle olmadı mı? AK Parti içeride güçlendikçe önce seçim yoluyla, sonra uyarı yoluyla, e-muhtıralarla, Cumhurbaşkanı seçtirmeme, yargı darbeleriyle, Gezi olaylarıyla, 17-25 Aralık ve son olarak 15 Temmuz darbe girişimine kadar karşımıza çıkarılan zorluk ve tehdidin seviyesi yükseldi."
Zorluklarla sadece Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı değerlendirmesinin doğru bir yaklaşım olmayacağını vurgulayan Çavuşoğlu, muhalefetin, etraftaki olumlu gelişmeleri başkalarından, olumsuzlukların ise Türkiye'den kaynaklandığı yorumunda bulunduğunu ifade etti.
Bu tutumun yanlış olduğunu anlatan Çavuşoğlu, "Bugün Suriye sorununa baktığımız zaman sanki Arap Baharı'nı biz başlatmışız, sanki buradaki insanların ölümüne biz sebep olmuşuz, sanki bugünkü çözümsüzlüğün sebebi Türkiye. Tam tersine Türkiye her anlamda sorunu insani boyutuyla çözmeye çalışıyor." diye konuştu.
"Kanal İstanbul tarihi değiştirecek"
Çavuşoğlu, dış politikayı etkileyen unsurların başında coğrafyanın geldiğini söyledi.
Ülkenin bulunduğu coğrafyanın zorluklar getirebildiğini belirten Çavuşoğlu, geçmişte Karabağ'dan Kıbrıs meselesine kadar hepsinin böyle bir potansiyeli olduğunu vurguladı.
Dünyadaki çatışmaların yüzde 60'ının Türkiye'nin bulunduğu bölgede olduğunu ve bu nedenle kriz yönetimi ya da çözümüyle ilgili ön alıcı olunması gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Özellikle Türkiye'nin jeopolitik konumuna baktığımız zaman bunu çok iyi değerlendirmek lazım. Dün TANAP'ın açılışını Sayın Cumhurbaşkanımız birçok liderle yaptı. Türkiye'nin jeopolitik konumu bakımından, dünyada gerçekten çok dikkat çekici bir durumu ve potansiyeli var. Şimdi enerji koridoruyuz. TANAP, daha önceki projeler Bakü, Tiflis, Ceyhan ve Şahdeniz projeleri, Türk Akımı... TANAP ve Türk Akımı-2 Avrupa'yı hedefliyor. TANAP'tan biz de alacağız. Ortağız. Aynı zamanda Türkiye, tarihi İpek Yolu'nun canlandırılmasında en kritik ülke. Geçtiğimiz günlerde Çin'den gelen tren tünelin altında geçti. Daha sonra 3. köprüde yapılacak raylı sistemle beraber oradan geçerek. Londra ile Tokyo'yu bağlayan ülke konumuna geçtik. Bunları iyi değerlendirmemiz lazım. Kanal İstanbul'a kazmayı vurduğumuz zaman, dünyada denizcilik ve ulaşım bakımından tarih değişecek. Dönüm noktası olacak."
"Türkiye'nin bulunduğu coğrafya zorlukların yanı sıra fırsatlar da sunuyor"
Çavuşoğlu, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın zorlukların yanı sıra fırsatlar sunduğunu, bu zorluklar ile fırsatlar karşısında girişimci ve insani dış politika izlemeleri gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin etrafındaki sorunların yansımasının büyük, maliyetinin de yüksek olduğunu belirten Çavuşoğlu, bu durumun sadece ülkenin etrafıyla sınırlı kalmadığını vurguladı.
Dünyada savaşlar, kıtlık, kuraklık, açlık, salgın hastalık ve çevre felaketleri nedeniyle 70 milyon insanın evini terk etmek zorunda kaldığını aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bunların hepsine karşı sizin de bir politikanız olması lazım. Bunu insani dış politikayla yapabilirsiniz. Geçtiğimiz günlerde Arnavutluk'ta bir deprem oldu. Oraya ilk ulaşan AFAD ve Kızılay oldu. Arnavutluk bizim gönül coğrafyamız. Afrika, Latin Amerika ve Asya'da da böyle oluyor. Tüm dünyadaki kuruluşlardan önde gidiyoruz. Aç kalan insanlara yardım elimizi uzatmamız lazım. Bugün dünyada zorluklar var, bölgemizde daha fazla var."
"Sert gücü yerinde kullanmak faydalı olur"
Çavuşoğlu, girişimci ve insani dış politikayı başarılı şekilde uygulamak için masada ve sahada güçlü olmaları gerektiğini ifade etti.
Güçlü olunmazsa, sahadaki kazanımların masada kaybedileceğini ve masada kazanılanların da sahada uygulanamayacağını anlatan Çavuşoğlu, "Sahada güçlü olmak demek, sadece sert gücümüzü kullanmak değildir. Sert gücü yerinde kullanmak faydalı olur. Suriye'de teröre karşı gücümüzü kullanıyoruz, temizliyoruz. İçeride de aynı şekilde." diye konuştu.
Doğu Akdeniz'de tüm uyarıları rağmen Kıbrıs çevresindeki hidrokarbon zenginliklerini paylaşmak istemeyenlerin, Avrupa Birliğine (AB) güvendiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, AB'de sadece üyelik dolayısıyla saçma bir dayanışma anlayışı bulunduğunu dile getirdi.
"Macron liberal diye geldi, Sarkozy'den beter çıktı"
Maruz kalınan haksızlıkta dayanışmanın önemli olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, şunları ifade etti:
"İnsan hakları da dahil en ileri yanlışı üye ülke yapıyorsa, 'Dayanışma ruhuyla bir şey demememiz lazım' diyorlar. İşte Fransa'nın yaptığı. Fransa'nın olağanüstü hali yasalarla normal hale getirildi. Bugün Fransa, insan hakları konusunda Avrupa'nın en geri ülkesi. En son, çocuklarını okula götürmeye çalışan başörtülü annelerin okul etrafına gelmesini bile yasakladılar. Bunu ne ile izah edersiniz? Macron liberal diye geldi, Sarkozy'den beter çıktı. Yasakçı yaklaşım Le Pen'den daha kötü."
Avrupa Konseyinin 70. yılı dolayısıyla Strasbourg'da yapılan genel kurula katılan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron için basın bölümünün kapatıldığını ve genel kurul sonrasında yapılan kutlama etkinliğine de basının alınmadığını anımsatan Çavuşoğlu, Türkiye'de böyle bir şey olsa AB'nin kıyameti koparacağını ancak Macron'a ses çıkarmadığını belirtti.
"Terör devleti kurulmasının önüne geçiyoruz"
Çavuşoğlu, Türkiye'nin dış politikada hem sahada hem de masada güçlü olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kıbrıs'ta bizim önerilerimize kulak vermediler. Biz de gemilerimizi gönderdik, sondajı başlattık. Burada sahada gücümüzü gösteriyoruz, şimdi bunun diplomasi ayağını yürütüyoruz, yürütmeye de devam edeceğiz. Haklıyız çünkü. Zaten kendi kıta sahanlığımızdaki konuları kimseyle tartışmayız, tartışmaya da açtırmayız. Kıbrıs etrafındaki rezervlerin paylaşımı için masada da sahada da güçlü olmalıyız. Suriye'de sahada güçlü olurken masada da kazanımlarımızı kaybetmiyoruz, dengeleri değiştiriyoruz, oyunları bozuyoruz. Terör devleti kurulmasının önüne geçiyoruz, huzur, barış getiriyoruz."
"İslamı doğru kaynaklardan doğru bir şekilde öğretiyor"
Türkiye'nin sert gücünü gerekli yerlerde kullandığını ancak kalıcı olmak için yumuşak güce de ihtiyaç duyulduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Türkiye'nin dünyadaki tüm mazlumların umudu olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin büyükelçilikler açarak kültürünü farklı ülkelerde tanıttığını ve dünyadaki mağdur insanlara insani yardımlarını gönderebildiğini dile getiren Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Türkiye olarak yurt dışında sadece büyükelçilik, başkonsolosluk açmıyoruz. Tüm kurumlarımızla var olmaya çalışıyoruz. TİKA, dünyanın her yerinde projelerini hayata geçiriliyor. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı bir taraftan yurt dışındaki vatandaşlarımıza sahip çıkıyoruz, bir taraftan Türkiye burslarıyla dünyanın her yerinden öğrenciler getirip, ülkemizde eğitim gördürüyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığımız, dünyanın her yerinde sadece vatandaşlarımıza değil, oradaki Müslümanlara İslamı doğru kaynaklardan doğru bir şekilde öğretiyor. Farklı akımlara kapılmalarını önlüyoruz. O nedenledir ki yurt dışında radikalleşip terör örgütlerine katılan bir Türk yoktur, bunu da tüm Avrupalılar kabul ediyor."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderlik ve siyaset anlayışında karamsarlığın olmadığına değinen Çavuşoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Sorun varsa, çaresi vardır. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dirayetli, milli ve yerli anlayışla yürüttüğümüz dış politikayla bugün kontrolümüzün dışına çıkmış bir tane bile sorun yok. Gelecekte de sorun olacaktır, sorunların boyutu artabilir. Ancak sorunları çözerken büyük resme odaklanacağız. Hep beraber ülkemizin ve milletimizin geleceğine odaklanacağız, ülkemizi, milletimizi hak ettiği yere getirmek için çok çalışacağız."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.