Bakan Şimşek'ten emeklilere kötü haber
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, EYT'nin maliyetinin 724 milyar lira olduğunu belirterek emekli zammı için milyonlara kötü haberi verdi. Öte yandan Şimşek, Türkiye’de asgari ücretin düşük olmadığını savundu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Habertürk TV canlı yayınında soruları yanıtlıyor. Şimşek'in açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle:
Gri listeden çıkışta en önemli konu uygulamada etkinlikti.
Gri listeye girmek kolay, çıkmak zor. Daha yeni Monako'yu bu listeye aldılar. Avrupa Birliği üyesi olup da bu listeden çıkamayan ülkeler de var Bulgaristan gibi…
Bu bir ekip çalışması. Yalnızca Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın çalışması değil.
Batının önde gelen bütün Maliye bakanlarıyla bu konuyu konuştum. Hatta OECD'ye bir mektup dahi yazdık.
Bizi listede tutan ana faktör uygulamada etkinlikti. Bunu ekip çalışması ile başardık. Tabii ki yurt dışında faaliyet gösteren vatandaşlarımız bu listede olmanın sonuçlarını çok iyi bilirler. Türkiye’nin bu listeden çıkması hem ülkemizin itibarı, hem de finansal sisteme olan güven açısından çok önemli.
"SON AYLARDA KAYNAK GİRİŞİ ÇOK GÜÇLÜ"
Son aylarda kaynak girişi çok güçlü oldu. Şu anda bu kaynak girişini nasıl yönetiriz onunla uğraşıyoruz. Giren kaynak karşılığında TL basıyoruz. O da dezenflasyon sürecini tehdit ediyordu. 78 milyar dolar civarına ulaştı. Türkiye finans tarihinde eşi benzeri görülmemiş. Bunun önemli bir kısmı yurtiçindeki mevduat sahibi vatandaşlarımızın TL tercihi. Bir kısmı da dış kaynak.
IMF nezdinde arzulanan seviyeye neredeyse vardık.
Esas olan, biz yurtiçi bankalarla olan swapları ciddi bir şekilde azalttık. Bankalardan aldığımız swapları vadeleri doldukça kapatıyoruz.
Mart sonunda -60 milyar dolar civarına inmişken rezervimiz şu anda 12 milyar dolar civarına çıkmış durumda.
Türkiye’de hala enflasyon nispeten yüksek. Biz enflasyonu düşürdükçe kurda nominal bazda oynama azaldı. Bizim esas hedefimiz enflasyonu kalıcı şekilde düşürerek enflasyonda nominal bazda istikrar sağlamak ancak bunun için henüz erken.
"FON AKIŞI SON DERECE GÜÇLÜ"
Fon akışı dediğim gibi son derece güçlü. Bu olumlu yansır. İkincil olarak finansal sisteme olan güven çok önemli.
Birçok temsilcinin yerinde inceleme için Türkiye’ye geldiği bir süreç yaşadık. Ben kendilerine dedim. Türkiye listeden çıksa da çıkmasa da biz terörün finansmanı ile mücadeleyi öncelik haline getireceğiz. Onunla en güçlü şekilde mücadele edeceğiz. Nitekim oy birliği ile Türkiye listeden çıkartıldı. Tek bir ülkenin itirazı olmadı. Komşumuz Yunanistan’ın temsilcisi bile geldi "Biz sizi güçlü bir şekilde destekliyoruz" dedi.
Programı yurt içi ve yurt dışında birçok kesime anlatıyoruz. Bunu yaparken basit bir şema yaptık.
Başlangıç uluslararası normlara uygun kurala dayalı rasyonen politikalar. Bu beraberinde yatırımcı güvenini getiriyor. Türk Lirası fonlara güveni artırıyor yurt içinden ve yurt dışından.
Bu da beraberinde reel kurda denge ve istikrarı getiriyor. Bu da beraberinde dezenflasyonu getiriyor. Bu programın özünde dengesizliklerin giderilmesi var. Geçen sene bu dönemde Türkiye’nin şu veya bu sebeplerle biriktirdiği dengesizlikler vardı. 12 aylık cari açık 57 milyar dolardı
Milli gelire oranı yüzde 6 civarındaydı. Bu sene yüzde 2 – 2,5’a inmiş olacak.
"EYT'NİN MALİYETİ 724 MİLYAR TL"
Küçümsemeyin, geçen sene muhalefetin popülist iteklemesi ile seçim sürecinde EYT hayata geçirildi. Bu sene yıllık maliyeti 724 milyar TL. Milli gelirin yüzde 2’sine yakın bir rakamdan bahsediyoruz.
AK Parti hükümetlerinde ortalama açık yüzde 4 olmuş. Biz bunu bu sene bunun altına çekmek istiyoruz. Önümüzdeki süreçte de yüzde 3’ün altına çekmek istiyoruz.
Gelecek sene bütçe açığını milli gelire oranla yüzde 3’ün altına çekeceğiz. Ancak daha kat edeceğimiz yol var.
"ŞİRKETLERİN KKM'DEKİ VERGİ AVANTAJI SONA ERİYOR"
Enflasyonun da cari açığın da ana kaynağı. Geçen sene Türkiye ikinci çeyrekte yüzde 4 büyüdü. Fakat bu büyüme denge itibarıyla sorun içeriyordu. Net ihracatın katkısı -10 puandı. Bu tür büyüme aşırı ısınma yarattı.
Bu sene net ihracatın etkisi pozitife geçti. Dış talep hala zayıf ancak biz ihracatı önceliklendirdik. İç talepte bir yumuşama oldu 10 puandan 4 puana geriledi. Kaliteli, dengeli bir büyüme var. Bu da aşırı ısınmanın önüne geçiyor.
KKM geçen sene zirvede 144 milyar dolara çıkmıştı şu anda 64 milyar dolara indi. 44 haftadır KKM’de kesintisiz düşüş var. Bu para politikasının çalışmasının etkinliğini azaltan bir faktördü. Biz bunu giderek sorun olmaktan çıkartıyoruz.
Bugünden itibaren şirketlerin KKM’deki vergi avantajı sona eriyor. Yine bireyler açısından KKM’den kazanılan faiz gelirleri de vergiye tabi olacak. Dolayısıyla buradan çıkış hızlanacak.
"ENFLASYONDAKİ DÜŞÜŞ HİSSEDİLECEK"
Vatandaşımız enflasyon düşüşünü hissetmeye başlayacak. Aslında hissediyor. Her sene ortalama 690 bin vatandaşımıza istihdam sağlamışız. Bu olmadan ekonomide refah olmaz. Mayıs ayında baktığınız zaman enflasyon yükseldi diyebilirsiniz Yüzde 75,5’luk bir enflasyon. Fakat o 12 aylık enflasyon. Piyasa 24 ay içerisinde enflasyon yüzde 20’ye düşecek diyor. Biz ise bu sene sonunda en kötü ihtimalle Merkez Bankası 38 olur ancak 42’ye kadar yolu var diyor. Önemli olan bu sene sonunda 40 civarına düşmesidir.
Bizim için hedefe en yakın nokta olan 42’nin altına düşmesidir. Yüzde 75’ten ciddi bir yavaşlama ifade ediyor. Aylık bazda yüzde 2’leri konuşacağız. O zaman alım gücünün, ücret artışlarının hissedileceği bir döneme gireceğiz.
O zaman alım gücü hızlı bir şekilde erimeyecek. Vatandaş istihdam boyutuyla hissetti. Alım gücüyle de hissedecek.
Kurda istikrar da çok önemli. Kurda göreceli bir istikrar sağlanması da vatandaşa yansıyacak.
Geçen sene enflasyonu yukarıya taşıyan olağanüstü faktörler var. Ağırlıklı olarak deprem üzerinden.
Biz bu sene bu mali etkiyi aşağıya çekeceğiz. Dolayısıyla enflasyondaki düşüş kalıcı olacak. Depremin etkisi ile inşaat malzemelerinde ve büyük şehirdeki kiralarda ciddi artışlar oldu. Bu sene buna gerek yok. Bu sene bir KDV artışı söz konusu değil. Enflasyonu artıracak bir artış söz konusu değil vergide.
Şimdi diyecekler ki Temmuz ayında artış yaşanacak. Bunu söyleyen muhalefet popülizm yapıyor. Ama biz devlet yönetiyoruz. Biz bütçe yönetiyoruz. Biz popülist baskılara boyun eğmeyeceğiz.
Sanki yoktan bir kaynak var edeceğiz psikolojisine girmemek lazım. O Allah’a mahsustur. Bizim tek bir amacımız var, refah artışı. Programın tek önceliği var, sürdürülebilir yüksek büyüme ve bunun yaratacağı refah. Gelecek sene çok farklı bir noktada olacağız.
Biz daha çok kayıtdışıyla mücadele ve kazandığı halde vergiyi vermekten imtina eden kesimlerle mücadele edeceğiz.
"KOLAY BİR SÜREÇ DEĞİL"
Türkiye’nin risk primi geçen sene 700 BP civarıydı şu anda 200 Baz puan civarında. Türkiye gelişmekte olan ülkelere göre 10 kat daha riskini azaltmış
Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Her tarafımızda sorunlar var. Bünyemizi sağlamlaştırmamız lazım.
Vatandaşımız bize inansın çünkü biz vatandaşımızın, ülkemizin potansiyeline inanıyoruz.
Evet kolay bir süreç değil. Bizler sihirbaz değiliz. Ekonomi yönetimi olarak biz kalıcı iyileşme peşindeyiz.
Son 20 yılda Türkiye’de asgari ücreti reel olarak yüzde 5,5 artırmışız. Türkiye’nin reel büyümesi ise yüzde 5,4. 90'lı yıllarda 100 dolar civarında kalan asgari ücrette AK Parti döneminde dolar bazında ciddi bir artış var.
Asgari ücret artışı yüzde 49. İlk 6 aydaki enflasyon yüzde 20’lerde olacak. Yıl sonunda da MB’nin üst bandı yüzde 42. Böyle dahi kalsa büyümeden daha fazla bir asgari ücret karşılığına tekabül ediyor.
Asya’daki ülkelere, Endonezya, Filipinler, Tayland’a bakın, bir de Latin Amerika, Brezilya, Şili, Kolombiya, Avrupa’da Bulgaristan, Macaristan, ile karşılaştırın. Polonya hariç, gelişmekte olan ülkeler arasında en yüksek asgari ücret bizde. Türkiye’de asgari ücret düşük değildir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.