Barış İstiyorsan Silahı Bırak
Gazeteci Yazar Nuray Başaran TV100'de gündemle ilgili çok önemli değerlendirmelerde bulundu.
NGazete İmtiyaz sahibi Gazeteci Yazar Nuray Başaran TV100'de yayınlanan haber bülteninde gündemle ilgili çok önemli değerlendirmelerde bulundu.
DEM Parti heyetinin İmralı'yla yaptığı görüşmelerden sonra siyasi partilere gerçekleştirdiği ziyaretlerin içeriğiyle ilgili konuşan Nuray Başaran, uygulanan güvenlikçi politikaların sadece Kürtlere özgü olmadığını herkesi kapsadığını belirterek; "Eğer varsa devlet refleksiyle siz de güvenlikçi politikalara yönelirsiniz. Bu sadece Kürt hakları noktasında değil ki, Türklerin de hakları noktasında, bizlerin de hakları noktasında güvenlikçi politikalar geldiğinde kısıtlamalar yaşanır. Bunu her devlet böyle yapar. Öncelikle biz güvenlikçi politikalardan ve kısıtlamalardan kurtulmak istiyorsak, refaha kavuşmak istiyorsak burada demokrasiyi, terörden arındırılmış bir iç cepheyi tesis etmeniz gerekiyor." dedi.
Terör örgütünün şartsız bir şekilde silah bırakması gerektiğini belirten Başaran, "O nedenle bugün şartsız bir şekilde terör örgütünden silahların gömülmesi istenmektedir ve burada pazarlık payı yoktur. Çünkü gelinen noktada devletin üniter yapısıyla ilgili tehlikeler söz konusudur. Bunun enerji bölümü, sosyal boyutu, siyasal boyutu ve aynı zamanda ekonomik boyutu vardır." dedi.
Türkiye'nin son dönemlerde gerçekleştirdiği TANAP - TAP - Şah Deniz Boru Hattı Projesi ve Zengezur Koridoru gibi ekonomik olarak ülkeye güç katacak işbirliklerine imza atmasının Türkiye'nin bölgeye getirdiği barış ve güvenle mümkün olabileceğini anlatan Başaran;
"Şimdi Türkiye TANAP - TAP - Şah Deniz ve Zengezur Koridoru gibi çok önemli ekonomik anlaşmalara imza attı. Bunların tümü üniter devleti koruma noktasında ve tek vücut olma noktasında atılmış önemli işbirlikleridir.
Bakın Suriye'nin batısında Türkiye'nin de katkılarıyla stabil bir durum oluştu. Katar Doğalgaz boru hattı başladı. Bugün Ukrayna boru hattını Gazprom'un kestiği noktada, Avrupa doğalgaz sıkıntısıyla karşı karşıya gelirken, bizim ülkemizden de geçecek Katar doğalgaz boru hattı ekonomik işbirliği anlaşması ve boru hattının inşası söz konusudur. Bu aslında Türkiye'nin bölgeye getirdiği barış ve stabil hayatla tüm dünyanın düzgün, barış içinde ve daha konforlu yaşamasına sebebiyet verecek adımlardır." dedi.
Terör örgütü üyelerine uygulanması istenen umut hakkıyla ilgili de konuşan Nuray Başaran, "Devlet, silahı bırak, kendini lağvet. Lağvettikten sonra da hukukun gereği elbette yapılacak. Umut hakkı koşulları oluşacak mı önce ona bakmak lazım. Koşullar oluştuktan sonra o da gündeme gelecek, o da konuşulacak. Ama herhangi bir şekilde Türk devlet aklının, ne gaziler noktasında, ne şehit yakınları noktasında vicdanları kanatan bir hukuk içerisinde bulunmayacaklarını düşünüyorum. Elbette bunların bir cezaları varsa yargılanacaklar ve cezalarını çekecekler. Bütün koşullar oluştuktan sonra hukuki değerlendirmeler sonrasında gelecektir." dedi.
Devletin terörsüzlükle ilgili yeni dönemde her şeyi Abdullah Öcalan'ın üzerinden kurmayacağını dile getiren Başaran, "Öcalan, her ne kadar ehilim dese de örgüt o noktada Öcalan'ı doğrulamıyor. Bütün bu gelişmelere bakmak lazım. Devlet yeni dönemde herhangi bir pazarlık noktasında elbette değil ama çok fazla da yeni dönemde terörsüzlüğü bu proje ya da Öcalan üzerine bağlamış değil. Türkiye Cumhuriyeti devletinin burada bir kararlılığı var terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge noktasında. Suriye'de operasyonlara hazır olduğunu söyledim Türk Silahlı kuvvetlerinin. Bir süpürme harekatına hazır olması çok önemli. PYD - YPG noktasında da kesin kararlılığı var. Dışarıda sınır ötesinde olası bir sınırdan geçiş ve Türkiye'de terörün tekrar nüksetmesi noktasında tedbir alan devlet, içerideki terör unsurlarına elbette ki izin vermeyecektir. sözlerine yer verdi.
Türk - Kürt kardeşliği ile ilgili de görüşlerini bildiren Başaran, "Buradaki konu Türk - Kürt kardeşliği, etnik terör noktasından hareket ederek yabancılara karşı Kürt kardeşlerimizin gözünü açmak ve onların maşaları olmaması noktasında teröre bakış açılarını değiştirmemiz. Biz diyoruz ki "Bakın biz bebek katiliyle bile biz çağrıda bulunuyoruz. Yeni yüzyılı birlikte kardeşçe götürelim diyoruz. Bu bir fırsattır. Ki Öcalan da açıklanan söyleminde buna katılıyor. Bunu değerlendirin" diyoruz. "Türk - Kürt kardeşliği devam etsin. Tıpkı Cumhuriyetin kurucu unsurlarında, önemli bir unsur olduğu gibi bütün etnik kimlikler, bu kardeşliğimiz devam etsin" diyoruz. Yoksa bir pazarlık söz konusu değil, devletin kararlılığı söz konusu" sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.