Basın Konseyi'nin Enver Aysever kararı belli oldu
Basın Konseyi, gazeteci Enver Aysever hakkında kınama kararı verdi
Basın Konseyi, Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın şikayeti için gazeteci Enver Aysever hakkında kararını verdi. Basın Konseyi, Aysever'in kınanmasına karar verdi. Kararın oy çokluğu ile alınması dikkat çekti.
Gazeteci- yazar ve televizyon programcısı Enver Aysever’in, 22.06.2021 tarihinde Twitter platformundan yaptığı gönderilerde, Basın Meslek İlkeleri’ni ihlal ederek Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın kişilik haklarına saldırdığı; toplumdaki saygınlığını zedelemeye çalıştığı iddialarıyla hakkında şikâyetiyle ilgili değerlendirme yaptı.
Basın Konseyi'nin ilgili kararı şöyle;
Şikâyetçi Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın vekili Av. Faik Fergün Özbal, Basın Konseyi’ne 23.06.2021 tarihinde yaptığı başvuruda şikayet edilenin, müvekkilinin uzaktan yakından ilgisinin bulunmadığı bir konuda adını geçip, karalayıcı ve suçlayıcı ifadelere yer verdiğini savunmuştur. Başvuruda, özetle şöyle denilmiştir:
“Şikayet olunan Enver Aysever, kendi Twitter platformunda gönderilerde müvekkil ile ilgili karalayıcı, hatta suçlayıcı ifadelere yer vermiştir. Olayla hiçbir ilgisi olmadığı halde müvekkilin adını kullanmıştır.
Gönderilerde açık bir şekilde müvekkilin sanki Faruk Bildirici’ye yasadışı sebepler ile para ödediği ima edilmiştir, bu iddia gerçek dışıdır.
Kendisine sorulduğunda “Haberal’a ait olan Başkent Üniversitesi’nde ders verdi. Bunda bir şey yok. Bana yaptığının aynısını yaptım ona. Çamur at izi kalsın yolu izliyor” ifadelerini kullanmış, Faruk Bildirici’ye kendi deyimiyle “çamur” atarken, müvekkili de adeta bir suçlu, aranan şahıs ya da kara para aklayan, organize suç örgütü lideri göstermekten çekinmemiştir.
Şikâyet edilenin, Türkiye’nin en değerli bilim adamlarından birinin yanı sıra hem de en değerli üniversitelerinden birini bu şekilde çirkin iddialara konu etmesi, hem basın meslek ilkelerine, hem hukuka aykırıdır.
Başvuruda şikayet edilen Enver Aysever hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 2, 4, 6, 9, 10 ve 12’nci maddelerinin ihlalden işlem yapılması da talep edilmiştir.
UZLAŞMA ÖNERİSİ :
Şikâyet başvurusu, şikayet edilen Enver Aysever’e 29.06.2021 tarihinde PTT aracılığı ile gönderilmiştir. Posta ‘alındı’ belgesi gelmiştir.
Şikâyet edilen, bildirimi aldıktan sonra Basın Konseyi’ni telefonla aramış, şikâyetin görüşüleceği Yüksek Kurul toplantısına katılarak iddiaları orada cevaplandıracağını söylemiştir. Kendisine, toplantı öncesi bilgi verilerek katılımının sağlanacağı bilgisi verilmiştir.
GENEL SEKRETERLİK GÖRÜŞÜ :
Şikâyetin konusu, gazeteci- yazar ve televizyon programcısı Enver Aysever’in, bir süredir ‘etik tartışması’ yaptığı gazeteci Faruk Bildirici ile ilgili Twitter hesabından Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın adını geçirerek yaptığı bazı paylaşımlardır.
Şikayet edilen Enver Aysever, adının geçtiği İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Okuma Yazma ve Yazarlık Atölyesi’ konusunda 16.03.2021 tarihinde “Enver Aysever belediyelerle mali ilişkiye girmemeliydi” başlıklı yazı yazıp kendisini eleştiren gazeteci Faruk Bildirici ile ‘gazetecilik etiği’ tartışması yapmaktadır. Aysever, 21 Haziran 2021 günü Faruk Bildirici’yi etiketleyip attığı tweet ile ihaleyi iptal eden İzmir Büyükşehir Belediyesi hakkında açtığı davadaki gelişmenin kendisini haklı çıkardığını savunmuştur. Aynı konuda 22 Haziran’da 12; 23 Haziran’da 9; 25 Haziran’da 2 ve 27 Haziran’da 3 tweet daha atarak, böylece toplamda 27 tweet ile tartışmayı sürdürmüştür. Aysever’in tweetlerde kendisinden ‘özür dilemeye’ hatta jüri önünde ‘düşünsel düelloya’ davet ettiği Faruk Bildirici de 27 Haziran 2021 günü kendi internet sitesinde “Enver Aysever belediyelere hangi şapkasıyla iş yaptı: Gazeteci mi, politikacı mı, profesyonel konuşmacı mı?” başlıklı yazısıyla yanıt vermiştir.
Şikayete konu olan ise Enver Aysever’in 22 Haziran 2021 tarihinde, şikâyetçi Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın adını doğrudan ve dolaylı geçirerek attığı 4 tweet olup; iki gazeteci arasındaki etik tartışması, eleştiri yazıları, diğer tweetler, yapılan açıklamalar, tartışmanın fitilini ateşleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Okuma Yazma ve Yazarlık Atölyesi’, bu dosya kapsamı dışında ele alınması gereken konulardır. Şikayet edilen Enver Aysever’in Twitter hesabından yaptığı 4 paylaşım şunlardır:
“Sayın @farukbildirici hangi hizmet karşılığında Haberal’dan ücret alıyorsunuz? Bu gazeteci etiğine uygun mu? Açıklar mısınız lütfen?
Sayın @farukbildirici Haberal’dan para alıyorsunuz. Daha önce de Ertuğrul Özkök’ün vicdanını temizliyordunuz. Gazetecilik böyle bir iş mi?
Sayın @farukbildirici üniversitede ders verince para alıyor musunuz? Üniversite patronunun emrine girmiş oluyor musunuz? Kadroya girmek için uğraşıyor musunuz?
Sayın @farukbildirici özel üniversitede para karşılığı ders vermek gazeteciliğe uygun mu?”
Şikayet edilen Enver Aysever gazetecidir ve paylaşımları haber ve görüş açıklama amaçlı kullandığı Twitter hesabından yapmıştır. Konu iki gazeteci arasında ‘gazetecilik etiği’ tartışmasıdır. Basın Konseyi, gazetecilerin bu tür sosyal medya paylaşımlarını Basın Meslek İlkeleri denetimine tâbi tuttuğunan, şikâyetin Yüksek Kurul’da görüşülüp sonuçlandırılması zarureti doğmuştur.
Şikâyet edilenin, 16.03.2021 tarihinde “Enver Aysever belediyelerle mali ilişkiye girmemeliydi” başlıklı yazıyla kendisini etik açıdan eleştiren Faruk Bildirici’ye 3 ay sonra yargıdaki bir gelişmeyi gerekçe gösterip tweetler atarak yanıt vermesinde elbette sorun yoktur. İki gazeteci, ‘gazetecilik etiği’ tartışması yapmış, eleştiri ve ifade özgürlüğü haklarını kullanmıştır. Sorun ise şikâyetçi Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın doğrudan ya da dolaylı hiçbir ilgisinin olmadığı konuya dahil edilmesidir. Enver Aysever, paylaşımlarında sadece Faruk Bildirici’yi değil, onun geçmişte İletişim Fakültesi’nde ders verdiği Başkent Üniversitesi’nin kurucusu olan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın adını da geçirerek hedef almıştır.
Geniş bir takipçi kitlesine sahip olan Enver Aysever’in paylaşımlarında “Sayın @farukbildirici hangi hizmet karşılığında Haberal’dan ücret alıyorsunuz?”, “Sayın @farukbildirici Haberal’dan para alıyorsunuz” ifadeleri, takipçileri nezdinde şüphe uyandıracak nitelikte ifadelerdir.
Enver Aysever, deneyimli bir gazeteci, televizyon sunucusu, roman ve oyun yazarıdır, bir dönem aktif siyaset yapmıştır. Şikâyet başvurusunda vurgulandığı gibi, Sedat Peker videoları ve Sezgin Baran Korkmaz olayı ile siyaset- mafya- gazeteci ilişkilerinin gündem olduğu bir ortamda, tweetlerde kullandığı ifadelerin en azından şüphe uyandırabileceğini; şikâyetçi Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın gazeteci Faruk Bildirici ile etik olmayan ve yasa dışı ilişki içindeymiş algısı yaratacağını öngörecek donanıma sahiptir. Kaldı ki, bir gazetede yayınlanan haberde Faruk Bildirici ile ilgili tartışması sorulduğunda “Kendisi Haberal’a ait olan Başkent Üniversitesi’nde ders verdi. Bunda bir şey yok. Bana yaptığının aynısını yaptım ona. Çamur at izi kalsın yolu izliyor” ifadesini kullanmıştır. Aysever, kendisinin de Bildirici’ye ve adını geçirdiği için dolaylı da olsa şikâyetçi Prof. Dr. Haberal’a çamur attığını kabul etmiştir.
Şikayet edilen Enver Aysever, Yüksek Kurul toplantısına katılarak iddiaları yanıtlayacaktır. Şikâyetçiye ‘çamur atma’ kastı olmadığını savunsa, şikayet edilen tweetlerdeki bu ifadeleri kastını aşmış olsa bile, uluslararası alanda saygın bir bilim insanı olan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ı ve Başkent Üniversitesi’ni karalayan ve suçlayan ifadelerdir. Kendisiyle ilgisi olmayan konuda adı geçirilen Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın saygınlığı hedef alınmış, eleştiri sınırları aşılarak suçlanmış, kişilik hakları ihlal edilmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle şikayet edilen Twitter paylaşımlarında Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü; “Yasaların suç saydığı eylemler gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez” şeklindeki 10’uncu ve “Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır” şeklindeki 12’inci maddelerinin ihlal edildiği kanaatindeyiz. Şikayet edilen hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 3 maddesini ihlalden ‘UYARI’ kararı alınmasını öneririz.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Basın Konseyi Yüksek Kurulu,16 Temmuz 2021 tarihinde pandemi koşulları nedeniyle video konferansla yaptığı toplantıda şikâyet başvurusunu ele alarak detaylı olarak görüşmüştür.
Toplantıda Genel Sekreter’in hazırladığı raporu okuyup görüşünü açıklamasının ardından, toplantıya katılma talebinde bulunan şikâyetçi ve şikayet edilen taraflar davet edilerek dinlenmiştir.
Şikâyetçi Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın avukatı Faik Fergün Özbal, başvurudaki iddialarını tekrarlamış, müvekkili hakkında gazeteci Enver Aysever’in talihsiz ifadelerde bulunduğunu, siyaset- mafya- medya ilişkilerinin gündeme geldiği Sedat Peker ve Sezgin Baran Korkmaz olaylarına benzetme yaptığını söylemiştir. Şikayet edilenin, ABC gazetesine yaptığı açıklamada “çamur attığını” bir şekilde ikrar ettiğini ifade eden Av. Özbal, müvekkili Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın kişilik haklarına saldırılması nedeniyle Enver Aysever hakkında Basın Meslek İlkeleri’nin 2, 4, 6, 9, 10 ve 12’nci maddelerini ihlalden yaptırım uygulanmasını talep etmiştir. Yüksek Kurul üyelerinin soruları üzerine Av. Özbal, tweetlerde adı geçen gazeteci Faruk Bildirici’nin, Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde 2017- 2018 yıllarında ders verdiğini, dışarıdan ders veren öğretim görevlilerine standart uygulama olan dönem başına 2 bin lira gibi ücret aldığı bilgisini vermiştir.
Şikayet edilen gazeteci Enver Aysever ise kendisinin de daha önceki yıllarda görev yaptığı Basın Konseyi Yüksek Kurul toplantısına yapacağı açıklamalarla her şeyi ortaya çıkarmak için katıldığını söylemiş, gazetecilikte ve siyasette yaptığı görevlerden, mal varlığına kadar açıklamalarda bulunmuştur. Ardından şikayet başvurusundaki iddiaları cevaplayan Enver Aysever, bugüne kadar gazetecilik, televizyonculuk ve yazarlıkta etik değerlerden ve ilkeli duruşundan taviz vermediğini savunmuştur. Yazılarına ve haberlerine bugüne kadar tek bir tekzip gelmediğini, televizyon yayınlarında RTÜK’ten tek bir ceza almadığını anlatan Enver Aysever, ancak birçok kez haksızlığa uğradığını ve hedef alındığını söylemiştir. Son olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı ve sonradan iptal edilen bir ihaleyle kasıtlı olarak ilişkilendirildiğini; hakkında yandaş medyada “Enver Aysever’e özel ihale” haberleriyle linç kampanyasına başlatıldığını anlatan Aysever, bu ihaleye girmediğini ve ilgilenmediğini savunmuş, konuyu mahkemeye taşıdığını belirtmiştir. Enver Aysever, kendisine yönelik linç kampanyasına gazeteci Faruk Bildirici’nin de katıldığını; bugün koşullarında disiplinler arası geçirgenliği göz ardı ederek “Enver Aysever gazeteci mi, politikacı mı, profesyonel konuşmacı mı” ifadeleriyle ‘etik tartışması’ görüntüsü altında kendisine saldırdığını iddia etmiştir.
Şikâyetçi Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın adının geçtiği tweetlerde asıl hedef aldığı hususun gazeteci Faruk Bildirici’nin kendisiyle ilgili ‘yalan haber’ yayması olduğunu; Bildirici’nin ‘olguyu gizleyip, algıyı öne çıkardığını’ iddia eden Enver Aysever, savunmasında özetle “Faruk Bildirici yalanı, ben doğruyu yazdım… Ben de algıyı olgunun önüne çıkarıp onun yaptığını yaptım, ancak gerçeği değiştirmeden içeriği değiştirerek verdim… Haberal’dan kaç para alıyorsun dedim. O da Haberal’ın üniversitesinden kaç para aldığını açıkladı, olay budur... Bunu, kendisini ombudsman ilan eden Faruk Bildirici’yi tahrik etmek için yaptım... Şikâyete konu olan tweetleri bilerek attım. Haberal da kime ders verdirdiğini düşünsün istedim” ifadelerini kullanmıştır.
Tarafların görüşlerinin alınıp toplantıdan ayrılmalarının ardından Yüksek Kurul, dosyanın müzakeresine geçilmiştir.
Önemle vurgulanması gereken husus, Basın Konseyi Yüksek Kurulu’nun incelemesine sunulan dosyanın tarafları ve konusudur. Her ne kadar şikayetin arka planında ve şikayet edilenin anlatımlarında birçok başka olay yer alsa da; inceleme konusu dosyanın tarafları Sayın Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Sayın Enver Aysever’den ibarettir. Şikayet konusu ifadeler ise, münhasıran, Sayın Prof. Dr. Haberal’ın adının geçtiği yerlerdir. O halde incelemenin kapsamını ve kararın konusunun da sadece bu çerçevede sınırlandırmak zorunludur.
Üyeler, şikayet edilen paylaşımlarda, şikâyetçi Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın hiçbir ilgisinin olmadığı bir tartışma sırasında adının geçirilerek hakkında şüphe ve şaibe uyandıracak ifadeler kullanıldığını; bunun ‘kastı aşan ifadeler’ olmadığını, şikayet edilenin bu ifadeleri ‘bilerek ve kasıtlı olarak’ kullandığını kabul ettiğini dile getirmiştir. Türkiye’de mafya- iş dünyası- medya ilişkisinin ve bu üçgendeki yoz ilişkilerin tartışıldığı bir ortamda, gazeteci Faruk Bildirici’nin “Haberal’dan para aldığı” şeklindeki bir ifadenin, şüphesiz, ortalama okuyucu nezdinde yolsuzluk izlenimi yaratacağı vurgulanmıştır. Bildirici’nin standart ders ücreti karşılığında Başkent Üniversitesi’nden ödeme almış olması olgusu, konu çok farklı bir şekilde ve özellikle provokatif ve ajitatif şekilde ifade edilerek, Aysever’in de ifade ettiği gibi (yanlış) bir algı, olgunun (yani gerçeğin) önüne geçirilmiştir. Aysever’in bunu yukarıda ifade ettiği saiklerle yapmış olması, objektif durumu değiştirmemektedir: Prof. Dr. Haberal hakkında haksız ve küçük düşürücü bir itham ortaya atılmıştır. Bu dosyanın şikayet edeni de Sayın Prof. Dr. Haberal olduğuna göre, inceleme bu hususun tespitiyle sınırlıdır.
Şikayet edilenin, söz konusu tweetlerde kullandığı ifadelerin etik ihlali olduğu görüşünde birleşen Yüksek Kurul üyeleri yaptırımın hangi yönde olacağı konusunda farklı görüş dile getirmiştir.
Bazı üyeler, şikayet edilenin gazetecilik etiği eksenli bir tartışma yaratmak olduğunu dikkate almak suretiyle, Genel Sekreterlik raporunda önerilen ‘UYARI’ yaptırımının yeterli olduğunu savunmuşlardır. Çoğunluk ise şikâyet edilenin kasıtlı davrandığını, paylaşımlarda şüphe ve şaibe uyandırmaya dönük “Sayın Faruk Bildirici, Haberal’dan para alıyorsunuz” ifadesini kullandığını; artık bu ilişkinin bitmesine rağmen “para alıyorsunuz” diyerek hali hazırda mevcut olmayan bir ilişkinin halen devam ettiği izlenimini uyandırmaya çalıştığını savunarak ‘KINAMA’ kararı alınması yönünde oy kullanmışlardır.
Oylamaya geçilirken Başkan, tüzük gereği Yüksek Kurul üyesi Levent Yıldız’ın Başkent TV temsilcisi olması ve ‘çıkar çatışması’ nedeniyle oy kullanamayacağı konusunda bilgilendirme yapmış ve bu üye oylamaya katılmamıştır.
Yüksek Kurul yapılan oylamada, şikâyet edilen gazeteci Enver Aysever’in, şikâyetçi Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın adını geçirdiği paylaşımlarda Basın Meslek İlkeleri’nin, “Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü;
“Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır” şeklindeki 12’nci maddelerini ihlal ettiğini OY BİRLİĞİ ile saptamıştır.
SONUÇ: Şikayet edilen gazeteci Enver Aysever’in hakkında OY ÇOKLUĞU ile ‘KINAMA’ kararı alınmasına karar verilmiştir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.